Esenyurt’tan Akbelen, Dikmece, Cudi’ye destek çağrısı: Doğa düşmanı düzeni değiştirmek ellerimizde!

Esenyurt'ta devrimci, demokrat kurumlar ve derneklerden Akbelen'de başlayıp, Cudi'de devam eden ve son olarak deprem bölgesinde bulunan Hatay'ın Dikmece mahallesinde süren ekolojik direnişe destek çağrısı.

32

Esenyurt/İstanbul’da devrimci, demokrat kurumlar ve dernekler Akbelen’de başlayıp, Cudi’de devam eden ve son olarak deprem bölgesinde bulunan Hatay’ın Dikmece mahallesinde devletin ekolojik yıkım ve saldırılarına karşı halkların direnişine ses vermek için basın açıklaması gerçekleştirdi.

Esenyurt meydanında toplanan Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Halkevleri, Damal Dernekler Federasyonu, Esenyurt Alternatif Kültür Sanat Derneği, Partizan, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Yeni Demokrat Gençlik, Yeni Dünya İçin Çağrı üyeleri açıklamada “Akbelen, Dikmece, Cudi… Doğa düşmanı düzeni değiştirmek ellerimizde!” pankartı açtı.

Eylemi örgütleyen kurumlar tüm işçileri, emekçileri, gençleri, kadınları sömürü, rant, talan, yağma düzenine karşı her yerde mücadeleyi büyütmeye çağırarak Akbelen’den, Cudiye, Şireciden, Plasmek’e, Enerji işçilerinden, Belediye işçilerine kadar yükseltilen direnişleri ve mücadeleleri büyütmeye ve kazanıma taşımak için birleşmeye davet etti.

“Her gün yeni yıkımlar”

AKP iktidarının sermayenin çıkarları doğrultusunda her gün yeni yıkımlara imza attığına dikkat çekilerek “Bir taraftan işçileri-emekçileri açlığa mahkum eden, gençlere geleceksizlikten başka bir şey sunmayan, kadınlara dönük saldırıları her geçen gün artıran iktidar diğer taraftan rant, talan, yağma politikaları doğrultusunda doğal çevreyi yıkıma uğratıyor” denildi.

“Akbelen ilk değil”

Akbelen’de gerçekleştirilen doğa katliamının başlangıç olmadı hatırlatılarak “Akbelen’de ki orman katliamı bu düzenin ve düzenin iktidar koltuğunda oturan AKP’nin özeti durumunda. “5’li çete” başta olmak üzere tüm sermaye grupları AKP döneminde servetlerini katladılar. Akbelen’de de Limak Holding başta olmak üzere yandaş şirketler eliyle ormanlar katlediliyor, Termik santraller ve HES projeleri ile doğal yaşam alanları yağmalanıyor. Daha fazla para kazanmak için ülkeyi adeta şantiye alanına çeviren sermaye ve iktidar taşa, toprağa, ağaca, insana düşmandır. Attıkları her adımda bunun bir kanıtıdır” ifadeleri kullanıldı.

“Büyük yıkımlar sermaye çevrelerini ihya için kullanılıyor”

Gerekli önlemler alınmadığı için büyük yıkım yaratan depremlerin dahi sermaye çevrelerini ihya etmek için fırsata çevrildiğine işaret edilerek “Zeytinlikler başta olmak üzere deprem bölgesinde bir dizi doğal alan ranta açıldı. Dikmece halkı da bu rant ve talan politikalarına karşı direniyor. Cudi de ormanlar yıllardır yakılıyor, talan ediliyor. Orman yangınına müdahale etmek isteyen bölge halkı keyfi gerekçelerle engelleniyor. Ardahan da ormanlık alanlar sermaye çevrelerinin çıkarları için yıllardır parça parça yok ediliyor. Saymakla bitiremeyeceğimiz yıkım ve talanlara her gün yenileri ekleniyor” denildi.

Rant talan yağma politikaları ile geleceğimiz yok ediliyor!

“Ülkenin dört bir yanında gerçekleşen rant, talan, yağma politikaları sadece yıkımın yaşandığı bölge insanlarını etkilemiyor, hepimizi etkiliyor. Sermaye sınıfı ve hizmetindeki AKP iktidarı kendi çıkarları için, bizlere yaşayacak alan, soluyacak temiz hava, içilecek temiz su dahi bırakmıyorlar. Tüm insanlığın olan doğal kaynakları metalaştırarak kendi tekellerine alıyorlar. Sermayenin çıkarlarından başka hiç bir şeyi dikkate almayan bu düzen insanlığı ve tüm canlı hayatını adım adım yok oluşa sürüklüyor. Bizler rant, talan, yağma, sömürü üzerine kurulu bu düzene mahkum değiliz. Sermaye sınıfı ve uşaklarının dünyasında cehennem koşullarında yaşamak kaderimiz değil. Kendi özgür ve eşit dünyamızı yaratmak bu düzene karşı birleşik mücadelemizle mümkündür.”

Emeğimiz, geleceğimiz, doğamız için yapacağımız çok şey var: Her yer örgütlenmek

“Akbelen’de doğa talanına karşı yükselen mücadele yapmamız ve izlememiz gereken yolu gösteriyor. Akbelen’de orman katliamına karşı gerçekleştirilen direnişi büyütmek ve geleceğimize sahip çıkmak için şimdi her yeri mücadele alanına çevirme zamanıdır. Başta bölge halkları olmak üzere, direnişe sahip çıkan devrimci-ilerici kurumları terörize etmeye çalışıyorlar. Ağacını, doğasını, emeğini, geleceğini savunanların karşısına asker dipçiği ve polis şiddeti ile çıkanlara daha güçlü dur deme zamanıdır. Ağaca, taşa, toprağa, insana ve tüm canlı yaşamına düşman bu düzene ve uşaklarına vereceğimiz en iyi yanıt bulunduğumuz her yerde örgütlenmek ve mücadeleyi büyütmektir.”