8.3 C
İstanbul
26 Kasım Salı, 2024
spot_img

Eren Keskin: Tahir Elçi’yi hatırladım

Gazeteci Nedim Şener’e yönelik eleştirisinin ardından hakarete uğrayan ve tehdit edilen Avukat, insan hakları savunucusu Eren Keskin, “Aklıma birden Tahir Elçi geldi, öldürüleceğim hissine kapıldım. Çok ilginç bir duyguydu.” diyor.

İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin, canlı yayında kendisine hakaret eden Nedim Şener’i izlerken aklına Tahir Elçi’nin geldiğini söyleyerek, “İlk defa öldürüleceğim hissine kapıldım” dedi.

Keskin 12 Ekim günü Ankara’daki İHD Genel Merkez’de yapılan toplantının ardından evine döndü. Aralarında gazeteci Nedim Şener’in de olduğu CNN Türk programındaki tartışma programında Suriye meselesi konuşuluyordu.

Keskin, “İnsan hayatlarını yok sayan, önemsiz gibi gösteren Kürt karşıtı konuşmalar çok mekanik ve rahatsız ediciydi. Şener, üst üste ‘Biz daha önce temizlemeliydik, geç kaldık’ gibi cümleler kurdu. Bizim İHD’de ırkçılığa ve ayırımcılığa karşı komisyonumuz var. Bu tür programları bu nedenle sıkı takip ediyoruz. Bir sonuç alamasak bile en azından bilinmesi ve tarihe not düşmek adına bu tür olaylarda suç duyurusunda bulunuyoruz.”

Keskin, Şener’in yaptığı yorumlara karşılık sosyal medya hesabından “Nedim Şener nasıl bir Kürt düşmanısın” diye bir tweet attı.
“Daha iki dakika geçmeden bir anda canlı yayında adımı telaffuz ederek “Alçak bir Türk düşmanı, PKK yanlısı kadın bana böyle yazmış. Alçak, şerefsiz” diye hakaretler etmeye başladı. Ben şaşkınlık içinde izlerken bana telefonlar gelmeye başladı. Programı izleyen arkadaşlarım aradı. Aklıma birden Tahir Elçi geldi, öldürüleceğim hissine kapıldım. Çok ilginç bir duyguydu. Davalar falan o kadar korkutmuyor ama milyonlara ulaşan açık bir tehditle karşı karşıyaydım. Sabaha kadar uyuyamadım. Şener, sosyal medyada da benzer şeyleri yazdı benimle ilgili. Ne yapmak gerekir diye arkadaşlarla telefonda konuştuk. Benim yaptığım sadece siyasi bir tespit. Ben ona hakaret etmedim. Zaten yaptığı açıklamalara göre kendisine Kürt düşmanı denmesinin hoşuna gitmesi lazım. Sevmiyor çünkü Kürtleri bu çok net.”

Ertesi gün hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunan Keskin ile ilgili Şener, “Çok memnunum, bir kere de yüzünüze karşı söylemek için hazırlanıyorum” diye bir tweet attı.

IRKÇILIĞIN SIRADANLAŞMASI

“Sosyal medya üzerinden korkunç tehditler aldım. Annem için akıl almaz iğrenç şeyler söylendi. Tehdit edenler o kadar düşük kalite bir çevre ki. Bu insanlarla nasıl bir arada yaşıyoruz? Türkler dışında herkese düşman bir topluluğun içinde yaşıyorsun. Irkçılık o kadar sıradanlaşmış ki”.

Olaydan bir hafta sonra Keskin’in annesinin evi Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından basıldı.

Keskin, “Ben açıkçası sonrasında bir saldırı olmasa bile yargı yoluyla bana bir şey olacak diye bekliyordum. Ben avukatım, her gün adliyedeyim. Bir telefonla beni rahatlıkla çağırabilirler. Ne diye evim gece saat 9 buçukta basılır ki? Geçen sefer ev basıldıktan sonra apartmandaki konuşmalar kulağıma gelmişti. Benim apartmana gelip gitmemi istemiyorlar. Annemle oturmaya başlayacağım diye korkuyorlarmış. Orası benim anneannem ve dedemin evi. Benim bağım, büyüdüğümüz yer. Benim oraya gelmemem üzerine toplanıp konuşuyormuş insanlar. Sürekli bir tedirginlik yaratmak isteniyor”.

TEM’e gitmek istemeyen Keskin, avukatıyla birlikte savcılığa ifade vermeye gitti. “90’larda da çok yargılandım. O beğenmediğimiz DGM’leri bile arar konumundayız. Bir yargıç ya da savcı tavrını görebiliyordunuz, bir çok avukat da aynı fikirde. Benim ifademi alacak yargıcın ilk sorusu Murat Karayılan’la ilgili. Böyle bir sorgu olabilir mi? Karayılan’ın yakalarsan ‘Böyle mi dedin?’ diye ancak ona sorabilirsin. Karayılan’ın bir açıklamasında kayyumlara karşı feministlerin, sosyalistlerin ses çıkartması isteniyormuş. Benim de kayyumlarla ilgili attığım twitler var. Karayılan’ın talimatıyla atmışım deniyor. Akıl alır bir şey değil. 30 yıldır insan hakları mücadelesi içerisindeyim, hiç kimseden biz talimat almayız, kaldı ki böyle bir iddia komik.”
İfadenin ardından serbest bırakılan Keskin, bu duruma sevinemediğini söylüyor:

“Bir gün önce Diyarbakır belediye başkanı ve kadın belediye başkanları tutuklandı. Selçuk beyi tanıyorum, yıllardır insan hakları savunucusu bir hekim. Böyle bir insanı sudan gerekçelerle tutukluyorsun. Serbest kalınca tabi ki seviniyorsun ama bu sefer onlar da dün tutuklandı diyorsun. Garip bir ruh hali. Yargı reformu paketinin Resmi Gazete’de yayınlandığı gün oluyor bunlar. Biz ifadeye özgürlük getiriyoruz diyorlar ama aynı gün tutuklanan gazeteci oldu. O zaman ne anlamı kalıyor? Yine istediğin gibi uygulayacaksın yasaları.”

SÖZLEŞMELERE UYULMUYOR

Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uygun davranmadığını hatırlatan Keskin, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre Türkiye düşünce nedeniyle hiç kimseyi tutuklayamaz. Ama hiçbirine uyulmuyor. Hiçbir şekilde sorgulanmıyor. Bizim amacımız AİHM’de tazminat almak değil ki. AİHM’i de eleştiriyorum, mesela ayrımcılık yasağını içeren 14. madde var. Türkiye genel olarak bu tür tutuklamalarda ya Kürt oldukları için ya da Ermeni meselesine farklı baktıkları için ayırımcılık yaparak tutukluyor insanları. Temelinde bir ayrımcılık var ama bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti bir kere bile 14. maddeden mahkum edilmedi. Bu nedenle AİHM çoğunlukla devletler mahkemesi gibi davranıyor, orada da bağımsız bir yargıdan söz edemiyoruz. Orada amacımız Türkiye’nin bu anlamda sözleşmeye uygun hareket etmesini sağlamak. Ama maalesef bir kere bile uygun davranmadı.”

CESARET İNSANI KORUR

“Biz hiç değişmiyoruz, olduğumuz yerdeyiz. Onlar değişiyorlar” diyen Keskin, “2009’da Habur’dan Türkiye’ye giriş yapanlar oldu. Kısmen 1915 için özür dilendi, Dersim için keza öyle. E ne oldu? Şimdi tam tersini yapıyorlar. Ama biz durduğumuz yerdeyiz. Bizim de onlara göre değişmemizi istiyorlar. Hayır biz devlet gibi düşünmek zorunda değiliz. Ben biat etmemenin bir kişisel konfor yarattığını düşünüyorum. Kendinle barışık olmak, kendini sevmek, kendine değer vermek gibi. Biat etmemek, güç veren bir şey. İnsanı en çok koruyan şeyin de cesaret olduğunu düşünüyorum. Siz korktukça daha çok üstünüze geliyorlar. Ben bunu 30 yıllık mücadelede çok net anladım.”

KaynakDuvar

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol