Emekliler, İstanbul (Kartal, Mecidiyeköy), İzmir ve Amed’de gerçekleştirdikleri basın açıklamaları ile iktidara seslendi.
Yapılan açıklamalarda, “Bize ‘tasarruf edin’ diyorlar. Kendileri bir yılda 26 bin asgari ücret tutarı kadar parayı sadece giyim için harcayabiliyorlar. Sayıştay raporuna göre saray dakikada 37 bin lira harcıyor. Dün çay simit hesabı yaparak ‘Benim halkıma bunu yaşatan bu zalim iktidardır’ diyenler, emekliyi çaya ve simide ulaşamaz hale getirerek ailesinden bile dışlanmasına sebep oldular” denildi.
“Seçim gelecek, devran dönecek, AKP emekliye hesap verecek”
Birleşik Emekliler Sendikası üyesi emekliler Kartal Sahil Meydanı’nda bir açıklama yaparak içinde bulundukları durumu ve taleplerini dile getirdi. Kefen giyip “Asgari değil insanca yaşam ücreti”, “Seçim gelecek, devran dönecek, AKP emekliye hesap verecek”, “Geçinemiyoruz, doymuyoruz, AKP’ye oy vermiyoruz”, “AKP sebep, emeklinin yoksulluğu sonuçtur”, “Emekli yılı olacak dediniz emekliye kefen biçtiniz” yazılı dövizler taşıyan emekliler iktidara kırmızı kart gösterdi. Emekliler adına ortak açıklamayı Birleşik Emekliler Sendikası Genel Sekreteri Aysel Lüle okudu.
“Emekliler yılı bitiyor. Yirmi üç gün kaldı. TÜİK 2024 yılı son enflasyon oranını açıklayacak. TÜİK, hiç kimsenin inanmadığı bir oran açıklayacak. Emekli maaşlarımız gerçek olmayan bu orana göre belirlenecek” diyen Lüle şunları söyledi:
“Kendileri bir yılda 26 bin asgari ücret tutarı kadar parayı sadece giyim için harcayabiliyorlar”
“‘Biraz sabır bir yıl sonra düze çıkacağız’ diyorlardı şimdi ise ‘ekonomideki şok döneminin birinci yılını bitirdik. Ancak, Geride iki yıl daha var’ diyorlar. Yani bizlerin, çalışanın, emeklinin iki yıl daha bedel ödeyeceğini söylüyorlar. Bize ‘tasarruf edin’ diyorlar. Kendileri bir yılda 26 bin asgari ücret tutarı kadar parayı sadece giyim için harcayabiliyorlar. Sayıştay raporuna göre, saray dakikada 37 bin lira harcıyor. İnsanca yaşamak için gereken ve var olan maddi imkanları nüfusumuzun onda dokuzuna değil, faizciye, tefeciye verecekleri bir program yapıyor, bütçeyi böyle hazırlıyorlar. Dün çay simit hesabı yaparak ‘Benim halkıma bunu yaşatan bu zalim iktidardır’ diyenler, ‘kalkınma planında yaşlıların sosyal dışlanmalarına karşı önlem almaktan’ bahsederken, emekliyi çaya ve simide ulaşamaz hale getirerek ailesinden bile dışlanmasına sebep oldular.
“Kaynak var ancak öncelik müteahhitler, bankalar, tefeciler ve yandaşlar”
‘Emekliye zam verirsek bütçe kaldırmaz’ diyerek IMF’nin direktiflerine bağlı kalacaklarını itiraf etmekteler. Çünkü uluslararası finans kuruluşları borç vermek için, emekçilere ve emeklilere düşük zam verilmesini şart koşmaktalar. Bir yanda, emekliye verilecek zammı bütçenin kaldıramayacağını söyleyen iktidar, diğer yanda müteahhitlere, faizcilere, tefecilere araç garantisi, hasta garantisi, yolcu garantisi veriyor. Onların vergi borçlarını siliyor. Bütçeyi ona göre hazırlıyor. Hazırladıkları bütçede ne eğitime ne sağlığa ne emekçiye ne de emekliye yer veriyor. Kaynakları adil dağıtmıyor. Sürekli mazeret üretiyorlar. Kaynak yok değil. Var. Ancak öncelik müteahhitler, bankalar, tefeciler ve yandaşların. Yaşadığımız sorunun nedeni budur. Bu düşüncede olanların yani bu sorunu yaratanların çözüm bulmaları ve uygulamaları mümkün değildir. Bizler artık mazeret ve bahane dinlemek istemiyoruz. Çalışanlar ve emekliler lehine uygulanacak çözümler istiyoruz. Yönetemedikleri krizin toplumsal sorunun faturasını ödemek istemiyoruz.”
“Bu iktidarın hemen seçimle iktidardan gitmesi sağlanmalıdır”
İktidarın değişmesi gerektiğini vurgulayan Aysel Lüle taleplerini de şöyle sıraladı:
“16 milyon emekli başta olmak üzere kandırılan halkın büyük bir kesiminin oylarıyla yetki sahibi olan, kendi zenginini yaratıp palazlandıran ve emekçiyi, emekliyi düşünmeyen bu iktidarın hemen seçimle iktidardan gitmesi sağlanmalıdır. 2025 yılı için hazırlanan bütçede verilmesi düşünülmeyen ama seçim yaklaşınca bağış yapar gibi, sanki kendi cebinden veriyormuş gibi yaptıkları Hazine yardımlarını veya seyyanen zamları istemiyoruz. En düşük emekli maaşının, yaşamak için gerekli taban ücret olan asgari ücretin yüzde 40 fazlasına yükseltilmesini; 2008 yılından bu yana her yıl azaltılan aylık bağlama oranının yeniden yüzde 70’lere çıkartılmasını; dini bayramlarda verilen yardımların ikramiye olarak asgari ücret seviyesinde ödenmesini ve Cumhuriyet Bayramı’nın dahil edilerek kalıcı hale dönüştürülmesini; hak sahibi dul ve yetim aylıklarının asgari ücret seviyesine yükseltilmesini; emeklilerden alınan ve bütçede 2 liradan 20 liraya çıkartılmak istenen sağlıkta katkı payının tümden kaldırılmasını istiyoruz.”
“Emeklilere çadırdan ev kurduranlar saraylarda yaşıyor”
DİSK’e bağlı emekçiler, Mecidiyeköy’de sorunlarını dile getirmek ve geçim sıkıntısına dikkat çekmek için çadır kurdu ve basın açıklaması yaptı. İstanbul Mecidiyeköy’deki emeklilerin buluşmasına DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, DİSK/Emekli-Sen MYK üyesi Gazi Akmeşe katıldı. DİSK/Emekli-Sen’den Gürcan Demirbaş okuduğu basın açıklamasında şunları söyledi:
“Yoksuluz çünkü iktidar, yüksek enflasyon karşısında işçiden, emekçiden, emekliden fedakârlık bekliyor”
“İşçisiyle-emeklisiyle, öğretmeniyle-öğrencisiyle, genciyle-yaşlısıyla yoksulluğun pençesindeyiz. Evde, sokakta, mahallede, meydanlarda, bu halktan yükselen sesi duymayanlara haykırmak için buradayız: Yoksuluz. Yoksuluz çünkü iktidar, yüksek enflasyon karşısında işçiden, emekçiden,emekliden fedakarlık bekliyor. Fedakarlığı, bir koca ekonomi pastasının yüzde 29’unu ancak alabilen milyonlardan bekliyor. Tek başına koca dilimi midesine indirenlerden, sermayenin kar hırsından, sarayın elektriğinden vazgeçemeyenler; emeklilerden fedakarlık bekliyor. Ülkenin dört bir yanından, bir ses yükseliyor. Halk, “Yoksuluz” diyor. İktidar kulağını kapatıyor. Halk, “Açız” diyor. İktidar “Asgari ücret düşük değil” diyor. Halk, “Geçinemiyoruz” diyor. İktidar “Ama enflasyonla mücadele” diyor. Halk, “Barınamıyoruz” diyor. İktidar “ama tasarruf tedbirleri” diyor. Öyleyse bugün, sokaklar evimiz diyoruz. Bugün, çadırlar evimiz diyoruz.
Gelin, 10 bin lira ile bir ev tutun, siz geçinin”
Emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 94’e tırmandı. İktidara yüzdeler bir anlam ifade etmiyorsa şöyle anlatalım: Emeklinin sofrasındaki ekmeğin yarısını enflasyon yedi. Buzdolabındaki sütün yarısını enflasyon içti. İşte şimdi, aylıklarımıza resmi enflasyon oranında yaptığınız sözde zamlarla kalan yarım ekmeğimize, yarım şişe sütümüze göz dikiyorsunuz. Emeklileri 10 bin liralık sefalet aylıklarına mahkum ediyorsunuz. Bu parayla geçinin diyorsunuz. Bu parayla barının diyorsunuz. Bu parayla özelleştirdiğimiz sağlık hizmetinden faydalanın diyorsunuz. Emeklinin yaşamına kast ediyorsunuz. Yaşamımıza kast etmenize izin vermeyeceğiz. On yıllarca döktüğümüz alın terinin, verdiğimiz emeklerin, nasırlı ellerimizin, yorulan zihinlerimizin karşılığında, bizleri bir kuru ekmeğe muhtaç bırakanlara sesleniyoruz: Gelin, 10 bin lira ile bir ev tutun. Gelin, kiradan kalanıyla beslenin; beslenmeden kalanla doktora görünün. Gelin, 10 bin lira ile siz geçinin. Gelin ucuz ekmek kuyruklarında bizimle bekleyin. 70 yaşınızdan sonra kapı kapı iş arayın. Eczaneden utana sıkıla veresiye ilaç isteyin. Bir kartınızın borcunu ötekine borçlanarak ödeyin. Bu defa yanlış ekonomi politikalarınızın bedelini siz ödeyin.
“Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır” demek için buradayız”
Bir yanda 6 aylık resmi enflasyonun dahi altında zam alan memur emeklileri, diğer yanda kök aylığı 8 bin liranın altında olup fiilen hiçbir zam alamayan işçi emeklileri. Bir yanda açlık sınırının altında kalan asgari ücret; diğer yanda asgari ücretin de altında kalan emekli aylıkları. Cebimizdeki üç kuruş her geçen gün erirken, elektrikten benzine zamlar yağmur gibi yağarken, kiralar alıp başını giderken, adaletsiz vergi sisteminin bir parçası olan dolaylı vergilerle cüzdanımız boşalırken görüyoruz: Biz emekliler, ekmeğin bu kadar pahalı olduğu; yaşamlarımızın bu kadar ucuz görüldüğü başka bir dönemi yaşamadık. Aynı gemideyiz naraları atarak halkın sofrasından çaldıklarıyla zenginleşenlere söylemiştik: Sokakları evimiz yapacağız demiştik. İşte bugün buradayız; çadırlarımızı evimiz yapmaya geldik. “Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır” demek için buradayız. “İnsan onuruna yaraşır bir emeklilik istiyoruz” diye haykırmak için buradayız. Ekmeğimize göz koyanlara, emeklilerin örgütlü mücadelesinin sonuçlarını hatırlatmak için buradayız.
“Bugün sokakta direnecek, yarın sandıkta göndereceğiz”
Açlığın, sefaletin, sömürünün tablosunu çizenlere, halkı açlıkla sınayanlara, emeklileri ölmeden mezara koymakta ısrar edenlere karşı; Hakkımız olanı alıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bugün sokakta direnecek, yarın sandıkta göndereceğiz. Bugün emeklilere çadırdan ev yaptıranlar saraylarda yaşıyorsa, bugün bu memleket açlıkla, sefaletle, geleceksizlikle anılıyorsa Sanmayın ki bu devran böyle gidecek; saraylar, saltanatlar çökecek, zulüm bitecek, bu memleket yarın, inatçı gençlerin, umutlu işçilerin, huzurlu emeklilerin memleketi olacak. Yaşasın DİSK. Yaşasın Eemekli-Sen. Yaşasın emeklilikte insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelemiz”.
BES: Sefalete teslim olmayacağız
Birleşik Emekliler Sendikası (BES) İzmir Şubesi, emeklilerden yana bir bütçe talebi için İzmir Konak YKM önünde açıklama gerçekleştirdi. “Sefalete teslim olmayacağız” pankartı açılan eylemde, “Savaşa değil emekliye bütçe”, “İntibak yasası çıkartılsın” dövizleri taşındı.
BES İzmir Şube Yöneticisi Muazez Özacar, AKP iktidarının talimatıyla TÜİK’in yanıltıcı veriler paylaştığını belirterek, “Dün çay ve simit hesabı yaparak ‘benim halkıma bunu yaşatan bu zalim iktidardır’ diyenler, iktidara geldiğinde emekliyi çaya ve simide bile ulaşamaz hale getirmiştir. 2025 yılı bütçesinde insanca ve insan onuruna yaraşır bir ücret istiyoruz. İktidar ise sadaka kültürü ile biat ettirmeye ve terbiye etmeye çalışıyor. Bizler artık mazeret ve bahane dinlemek istemiyoruz. İktidarın beceriksizliğinin faturasını biz emekliler çekmek istemiyoruz” dedi.
Özacar, 2025 yılı bütçesine dair beklentilerini şöyle sıraladı: “En düşük emekli aylığının asgari ücretin yüzde 40 fazlasına yükseltilmesini ve bunun en düşük kök maaş olmasını istiyoruz. Dini bayramlarda verilen yardımların isminin ikramiye olarak değiştirilerek kalıcı hale getirilmesini ve en az asgari ücret kadar olmasını ve emekli banka promosyonları çalışma bakanlığınca bankalara davet göndererek açık arttırma ile ihale usulüyle oranın arttırılmasını istiyoruz. Hak sahibi dul ve yetim aylıklarının asgari ücrete eşitlenmesi ve sağlıkta emeklilerden katkı payının kaldırılması öncelikli taleplerimizdir.”
Eylem boyunca, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Hak hukuk adalet”, “Saraya değil emekliye bütçe” sloganları atıldı.
“AKP dönemi yoksulluğun en acımasız olduğu dönem”
Birleşik Emekçiler Sendikası Amed Şubesi, yeni yılın gelmesiyle beraber maaşlarda yapılacak zamlar öncesi taleplerine dair açıklama gerçekleştirdi. Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde yapılan açıklamada, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar”, “Bütçe sermayeye faize ve güvenlik politikalarına gidiyor” dövizleri taşındı. Açıklamaya çok sayıda emekli katıldı.
Birleşik Emekçiler Sendikası Genel Merkez Kurulu üyesi Vahap Günay, emeklilerin yoksulluğunun kaynağının iktidar olduğunu ifade ederek, “Demokratik yollardan oy verip seçtiğimiz yetki verdiğimiz AKP iktidarını ilk genel seçimlerde emekliler olarak verdiğimiz yetkiyi geri alacağız. Ya insanca geçim yada hemen seçim ya emekliye geçim ya derhal seçim. Bizler emekliler için sağlıkta ve ilaçta katkı payı kaldırılsın diyoruz İktidar ise sağlıkta 2 TL olan katkı payını 20 TL ye yükseltiyor” dedi