Geçtiğimiz ay 2 Ekim 2024 tarihinde İzmir’de birçok devrimci kurumun imzasının bulunduğu basın toplantısı düzenlendi.
İnsan Hakları Derneği’nde düzenlenen basın toplantısında açıklamayı okuyan Oktay Türk ”Toplumun geniş kesimlerini doğrudan etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal saldırılara karşı oluşan tepki ve öfke yer yer kendini eylemsel biçimlerde ortaya koysa da, birleşik ve kitlesel bir mücadeleye evrilemediği ölçüde etkili bir karşı koyuşa dönüşemiyor. Tek tek ve birbirinden kopuk biçimde ortaya çıkan mücadele örnekleri ya bu tablo içinde sönümleniyor ya da kısmı kazanımlarla geri çekiliyor.” ifadelerini kullandı.
‘Krizin faturasını ödemeyeceğiz’
Açıklama da ”Bizler aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak yakın zamanda bir araya gelerek bu kapsamda tartışmalar yürüttük. Öfke ve tepkinin kendini birleşik bir şekilde ifade edebileceği zeminlerin yaratılmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda Ekim ayı sonu ya da Kasım ayı içerisinde, ekonomik krizin faturasına karşı, İzmir genelini kapsayan bir miting ya da işçi buluşmasının örgütlenmesinin önemli bir başlangıç olacağına inanıyoruz. Bu çabayı en geniş kesimlerle birlikte örgütlemeyi umut ediyoruz.” denilerek 17 Kasım’da gerçekleşecek olan İşçi Buluşması’na tüm kurumlar, sendikalar ve ve demokratik kitle örgütleri davet edildi. 
İzmir’de bu açıklamanın ardından gerçekleşecek olan buluşma için kentin birçok noktasına afişler yapıldı, birçok bölgede bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Ajitasyonlarla dağıtılan bildiride ”Ekonomik krizin faturası sırtımıza yıkılıyor. Adına kapitalizm denilen bu düzen bir avuç sermayedarın gözü dönmüş kâr hırsı için milyonlara açlık sınırının altında yaşam dayatılıyor. Tüm zenginlikleri yaratan işçi ve emekçiler için en temel insani ihtiyaçlara ulaşmak gittikçe daha zorlaşıyor. Çalışma koşulları ağır, hayat pahalı, emek ise her geçen gün biraz daha ucuz!
Bir yanda kâr rekorları açıklayan şirketler diğer yanda kemer sıkma politikaları dayatılan işçiler, emekçiler, emekliler var. Kapitalistlerin bir dediğini iki etmeyen AKP-MHP iktidarı ise açıkladığı “Orta Vadeli Program” ile ekonomik ve sosyal yıkımı derinleştirmek istiyor. Sömürü katmerleniyor, ücretler eriyor, hak gaspları artıyor, işsizlik yaygınlaşıyor. Esnek, güvencesiz, taşeron çalışma kural, iş cinayetleri gündelik hale geliyor. Holdinglerin vergileri sıfırlanırken milyonlarca emekçinin dolaylı-dolaysız vergi yükü artıyor. Yeni vergiler ise kapıda bekliyor. Emeklileri yük olarak görüp üç kuruşa muhtaç hale getirmek isteyenler, devlet bütçesini teşviklerle, ihalelerle patronlara aktarmakta sakınca görmüyorlar. Yeni saldırı paketleri ise meclis gündeminde bekletiliyor.” denildi.
‘Seni de yanımıza çağırıyor, omuz omuza vermeye, haklarımız, geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleye davet ediyoruz.’
17 Kasım Bornova bileşenleri imzalı metinde ”Kölece çalışma ve yaşam koşullarına mahkûm edilmek istenilen, hakları çalınan, geleceği teslim alınmak istenen işçiler, emekçiler…
Yük olarak görülen, açlık koşulları dayatılan, hakları yok sayılan, insanca bir yaşam ve insanca bir ücret talepleri görmezden gelinen emekliler…
Bu düzenin yarattığı eşitsizliği, çürümüşlüğü şiddet, taciz ve katliam olarak yaşayan kadınlar…
Geleceksizliğe mahkûm edilen gençler…
Doğası, çevresi, ağacı, toprağı para-rant uğruna yağmalanan, baskı ve zor ile susturulmaya çalışılan toplum…
Emperyalist-kapitalist dünyanın rekabetini savaş ve saldırganlık olarak yaşayan, üzerine bombalar yağan, birbirine kışkırtılıp düşmanlaştırılan halklar…
Bizler için bu sömürü sistemine karşı birleşmek ve mücadele etmekten başka kurtuluş yolu yok!
Seni de yanımıza çağırıyor, omuz omuza vermeye, haklarımız, geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleye davet ediyoruz.
Düşük ücretlere, hayat pahalılığına, vergi soygununa, işten atmalara, savaş ve saldırganlık politikalarına dur demek için buluşuyoruz!” ifadeleri yer aldı.
