Ekoloji Birliği, Kanal ve Yenişehir projelerinin imar planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanarak yeniden askıya çıkarılmasına tepki göstererek yurttaşlara itirazda bulunmaları yönünde çağrı yaptı
Ekoloji Birliği, Salgında günlük vaka sayısının 60.000’leri geçtiği bu günlerde Kanal ve Yenişehir projelerinin imar planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanarak yeniden askıya çıkarılmasına tepki gösterdi. “Ya kanal ya yaşam” başlıklı bir basın metni yayımlayan Ekoloji Birliği, “Kanal’a değil sağlığa bütçe” talebinde bulunarak yurttaşları Kanal ve Yenişehir imar planlarına itiraz etmeye çağırıyor.
Yayımlanan metinde, “Halk ekonomik krizle, salgın hastalıkla boğuşurken, dünyamız iklim kriziyle tehdit altındayken hiçbir getirisi olmayan, tam tersine büyük bir ekolojik yıkım anlamına gelecek bu projede ısrar edenleri durdurmak için bütün yurttaşları rant kanalına karşı verilen mücadeleye katılmaya ve Türkiye’nin her yerinden kanal ve Yenişehir imar planlarına itiraz etmeye çağırıyoruz.” ifadelerine yer verilerek şu konulara dikkat çekildi:
Halk istemiyor
Yapılan araştırmalar Türkiye halkının çoğunluğunun Kanal projesine karşı olduğunu gösteriyor. Projenin ÇED raporuna karşı bütün Türkiye’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri önünde uzun itiraz dilekçesi kuyrukları oluştu. Bilim insanları bu projenin getireceği yıkımı her fırsatta anlatıyor. Tüm bunlara rağmen iktidarın kimin çıkarına bu projede ısrar ettiğini soruyoruz. Proje alanındaki araziler kimlere satıldı, hazine garantili ihaleler kimlere verilmeyi bekliyor?
Kanal İstanbul, bir rant ve ekolojik yıkım projesidir
Dünyanın pek az kentinde olan ama İstanbul’da bir arada olan doğal, kültürel ve tarihi varlıklar, dünyanın yedi lagününden biri, göller, su havzaları, endemik çeşitliliği ile ünlü̈ Kuzey Ormanları, tarım alanları, yaban hayatı, göç sırasında konaklayan kuşlar, denizler, hepsi bu projeyle yok edilmeye çalışılmaktadır. Kanal öncelikle yapılacağı yerin iklimini sonra da bölgesel iklimi olumsuz etkileyecek büyüklükte bir projedir. İklim krizine karşı zayıflamış bir coğrafya yaratacaktır.
Rant kanalına değil salgınla mücadeleye bütçe
Bir sağlık krizi içindeyiz. Bir yıldır salgınla boğuşuyoruz. Yaşamlarını yitirenler, hastalıkla güçsüz düşenler, işsiz kalanlar, iş bulamayanlar, ücretsiz izne çıkarılanlar, Kod 29’la işten atılanlar, dükkânı kapananlar, toprağını ekip biçemeyenler, şiddete açık hale gelen kadınlar… Halk salgının kötü yönetilmesinin sonuçlarıyla mücadele ediyorken milyar dolarların böylesi bir yıkım projesine aktartılmasını kabul etmiyoruz. Kanal için ayrılacağı söylenen kaynak, şirketlere verilen hazine garantileri salgın koşullarında insanların geçim derdini çözmeye ayrılabilir, sağlık sistemini güçlendirmeye ayrılabilir, Türkiye nüfusunun tamamının aşılanmasına ayrılabilir.
İtiraz ediyoruz
İstanbul İli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğine ve İstanbul İli Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. 2. ve 3. Etabına İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planları ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planlarına itiraz ediyoruz.
Çevre Düzeni Planı için en son 21.04.2021 tarihinde bu dilekçe ile,
Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planına ise en son 25.04.2021 tarihinde bu dilekçe ile itirazlarımızı gönderiyoruz.
Kanal projesi sadece yapılacağı bölgeyi değil bütün ülkeyi etkileyecek büyüklükte bir proje. Bu nedenle bütün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının bu projeye itiraz hakkı vardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na doğrudan, posta yoluyla veya e-mail ([email protected]) yoluyla başvurarak ya da https://e-plan.gov.tr üzerinden bu ekolojik yıkım projesine itirazlarımızı çoğaltalım.
KANALI DEĞİL, YAŞAMI SAVUN!