11.6 C
İstanbul
25 Nisan Cuma, 2025
spot_img

Dünya Barış Günü mitingi 5 Eylül’de Bakırköy’de olacak

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin düzenlenecek mitingin çağrısını yaptı. Barış Mitingi 5 Eylül’de Bakırköy Halk Pazarı’nda olacak

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin programını Şişli’de bulunan Eğitim Sen 3 No’lu Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Salona, “Barış, halkların mücadelesiyle gelecek” pankartı asıldı. Yapılan açıklamada 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginin İstanbul’da 5 Eylül saat 15.00-20.00 arası Bakırköy Pazar Meydanı’nda olacağı duyuruldu.

Basın metnini okuyan Halkevleri İstanbul Bölge Temsilcisi Zeynep Çelik, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne yaklaşırken savaş ve işgallerin sürdüğünü belirtti.

Saray rejiminin Türkiye’yi ekonomik ve siyasal krizlere götürdüğünü dile getiren Çelik, “Bu savaş ve işgal politikalarının sorumluluğunu, Meclis’te savaş tezkerelerine evet diyen CHP’sinden İYİ Partisine ‘muhalefet’ partileri de paylaşıyor” dedi.

Açıklamanın devamında Çelik şunları söyledi:

Pandemide, orman yangınları ve sellerde görüldüğü üzere, halkın yaşadığı hiçbir soruna çözüm üretmeyen, yağma, rant ve savaş üzerinden sermaye sınıfının zenginleşmesi dışında hiçbir konusu olmayan Saray rejimi, bu politikaların yarattığı yıkıma karşı eşit, özgür, insanca ve onuru ile yaşamak için direnenlere şiddetle saldırıyor.

Aynı zamanda Irkçılığı körükleyerek, bir yandan mültecileşen milyonları ucuz işgücü olarak iliğine kadar sömürürken bir yandan da kendi yarattıkları işsizliğin, ekonomik, siyasal ve toplumsal krizin sorumlusu olarak göstererek mülteci düşmanlığını körüklüyor. Bu sayede, emekçilerin, halkın siteme karşı; işsizliğe, sömürüye, güvencesizliğe, geleceksizliğe karşı biriken öfkesini, yine kendisi gibi ezilen sömürülen, tecavüze uğrayan, köle muamelesi reva görülen mültecilere yönelmesi için uğraşıyorlar. Burada körüklediği ırkçılığı aynı zamanda Kürt halkına, Alevilere, diğer halklara ve tüm direnenlere saldırının aracı haline getirmeye çalışıyorlar.

Burada, AKP-MHP’yi sıkıştırmak, oy devşirmek için CHP ve İYİ Parti’nin yaptığı göçmen karşıtı politikalar ise gerçekte halkın düzene olan öfkesinin yönlendirmeye hizmet etmektedir. Bu konuda, iktidarı- muhalefeti ile bu düzenin egemenleri adeta bir işbölümü içinde ortak hareket etmektedir.

Onlar için tek mesele, yağmayı, rantı ve savaşı sürdürmektir. Emperyalistlerden iktidarları için onay almak, mülteci göçmen tehdidi ile para koparmaya çalışmaktır.

İşsizlik, yoksulluk, güvencesizlik onların sorunu değil. “Açları da siz doyurun” diyebiliyorlar.

Beşli çetesinden TÜSİAD’a vergi borçlarını silerken, pandemide, yangın ve sellerde zor durumda olan emekçilere borç ertelemeyi müjde olarak veriyorlar.

İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için direnen işçilerin karşısına polisi askeri ile çıkıyorlar.

Kürt halkının eşit-özgür yaşam taleplerine ırkçılığı körükleyerek, savaşla, katliamlarla, Kürt halkının seçtiği temsilcileri hapishanelere doldurarak yanıt veriyorlar.

Kadınlara, erkek egemen düzenin köleleri olmayı dayatıp, kadın cinayetlerinin, tacizin tecavüzün önünü açıyorlar.

Çocuklara, gençlere karanlık bir gelecek dışında hiçbir şey sunmuyorlar.

Şirketlerin yağma ve talanına kaşı, doğayı, yaşam alanını savunanlara devletin ‘gücü’nü gösteriyorlar.

Yağma, rant ve savaş politikaları ile cehenneme çevirdikleri hayatın içinde bizlere, pandemide, yangında, selde olduğu gibi; “canınız cehenneme” diyorlar.

Kendi içinde kavgaya tutuşmuş, çeteleşmiş, her yerinden tel tel dökülen bu mafya düzeninin, tüm bu saldırılarına rağmen, emekçilerin, halkların, kadınların, öğrencilerin, gençlerin direnişi devam ediyor.

Tıpkı iki dünya savaşında olduğu gibi, egemenlerin yağma savaşları, eşit, özgür, sömürüsüz ve kardeşçe bir yaşam için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların mücadelesi ile son buluyor.

Yine böyle olacak. Böylesi bir yaşama boyun eğmemek, direnmek ve mücadeleye güç vermek; barışın, özgürlüğün, kardeşliğin bu topraklarda filizlenmesinin tek gerçek yoludur.

İşçilerin, halkların yağmaya, talana, sömürüye ve savaşa karşı verdikleri ortak mücadele ile insanca ve onurumuzla yaşayacağımız bir ülke ve dünya kuracağız.

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN ŞUBAT SAYISI ÇIKTIspot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 222. SAYISI ÇIKTI!spot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol