Önce fırtınalarla, daha sonra kar yağışıyla gündemde yerini bulabilen motokuryeler, bu sefer karşımıza bir direniş ve zaferle çıktılar. Trendyol işçilerinin kazanımı, diğer meslektaşlarının hatta benzer iş kollarında da hak arama mücadelesinin fitilini ateşlemiş görünüyor ki, hemen ardından Scotty, YemekSepeti, HepsiJet, Yurtiçi Kargo, Aras Kargo işçileri haklarını elde etmek için sokaklarda yerini aldı.
Neredeyse ikinci yılını dolduran pandemi, var olan ekonomik ve siyasal krizi iyice belirginleştirirken, bu durumu fırsat bilenler ‘krizi fırsata çevirmek’ istedi. Birileri yükselen toplumsal hareketi bastırmak için önlemler adı altında her türlü bahaneyi ileri sürerek yasakları devreye sokarken, birileri de karlarına kar katmanın hesaplarını yaptı.
Sağlıktan tekstile, ulaşımdan, online perakende satışa kadar, temel ihtiyaçların sağlayıcıları olan şirketler sokağa çıkma yasaklarında, krizin ortasında en çok kar eden sektörler oldu.
İşçiler ise pandemi sürecinde insanlık dışı koşullarda çalışmaya zorlandı. Bir yandan virüsün bulaşma riski, bir yandan işsizlik korkusu, bir yandan da geçinememe durumu ile karşı karşıya bırakıldı. Özellikle bar, kafe, restorant gibi hizmet sektöründe çalışan işçiler işsiz kaldı. Mühendisi, öğretmeni, avukatı, berberi, aşçısı, teknikeri sözde ücretli izin uygulamasıyla günlük 39 TL kısa çalışma ödeneğine mahkum edildi.
‘Hakkı ödenemez kahraman’ sağlıkçılar ile ‘hızır’ kuryeler kurtarıcı ilan edildi. Fakat ikisinin de hakkı ödenmedi ve hala ödenmiyor..
Binlerce kişi -bugün bu rakam 1 milyon olarak ifade ediliyor- eve ekmek götürebilmek için ‘popülerleşen’ ve ‘yüksek maaşlı’ kuryelik mesleğine soyundu. Ancak mesleki yeterlilik belgesi, denetim, çalışma koşulları, vb. gereklilikler göz ardı edildi.
Dosyamıza konu olan motokuryelerin talepleri ile başlıyoruz. Kuryelerin hak ettiklerini elde edebilmek için verdikleri mücadelenin gerekçeleri üzerine konuşacağız.
Talepler:
- Motokuryelik yüksek tehlikeli iş sınıfına alınsın.
- Ücretli izin hakkı tanınsın.
- Çalışma süreleri azaltılsın.
- Puanlama sistemi kaldırılsın.
- Hız baskısı olmasın. İşletmeler denetlensin.
- Güvenceli ve sigortalı çalışma koşulları hayata geçirilsin. Kayıt dışı çalıştırılma ortadan kaldırılsın.
- Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın.
- İnsanca yaşanabilecek ücretler verilsin.
- Ceza sistemi kaldırılsın
- Esnaf kuryeler ‘işçi’ statüsüne alınsın.
Motokuryelik yüksek tehlikeli iş sınıfına alınsın
Hayatı iki teker üzerinde, tamponu bedeni şeklinde tarif edilen kuryeler, uzun çalışma saatlerinin yanında yetersiz ekipmanlarla ve hız baskısıyla her an ölüm tehlikesiyle çalışmaktadır. Kullandıkları kaskların yan sanayi olduğunu söyleyen bir kurye “İşe yarayan kasklar 2 bin 3 bin lira. Bizim kullandığımız kasklar ise 200, 300 lira. En ufak bir darbede yere düştüğünde hiçbir koruma özelliği bulunmuyor.” diyor.
TEHİS (Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası) pandeminin ilk yılında en az 190 motokuryenin yaşanan kazalarda hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
Kış mevsiminde rüzgarlı, yağmurlu ve karlı havalarda kuryelerin kaza yapma ve ölümle sonuçlanma oranları daha da artıyor. Uzun mesai saatleri ve zor şartlar altında çalışan kuryeler, sinüzit, romatizma, göz kuruluğu gibi mesleki hastalıklar ile karşılaşmaktadır.
Kuryeler, çalışma koşullarının ağır olması sebebi ile şu an az tehlikeli olan sınıftan yüksek tehlikeli iş sınıfına alınmasını istiyor. Aynı zamanda yıpranma payının yüksek olmasından dolayı erken emeklilik haklarının tanınmasını istiyorlar.
Ücretli izin hakkı tanınsın
Her bireyin hakkı olan özel gün ve resmi tatil günlerinde izin veya çalışılması halinde resmi oranlara göre ücretlerin verilmesini istiyorlar. Ayrıca, yağmurlu, karlı havalar gibi çalışmanın imkansıza yakın olduğu günlerde resmi izinli sayılıp ücretli izin hakkının verilmesi ve yasal düzenlemelerle haklarının korunma altına alınmasını istiyorlar.
Çalışma süreleri azaltılsın
Kuryeler, ücretlerde bir kesinti olmadan çalışma sürelerinin azaltılmasını istiyor. Günde 12-14 saat çalışan kuryelerin koşulları insanın fizyolojik yapısına aykırı. Dinlenmek ve insani ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ayrılan sürenin arttırılması ve bu ihtiyaçlarını giderebilecek yerlerin tahsis edilmesi talep ediliyor.
“Ortada bir kanun var. Bir insanın günde 8, haftada 45 saatten fazla çalıştırılamayacağı söyleniyor. Fakat motokuryeler kat kat daha fazla çalıştırılıyor.” diyen bir kurye “Çay içecek vaktimiz yok, yemeği bile ayak üstü yiyoruz” diyerek sözlerine devam ediyor.
Puanlama sistemi kaldırılsın
İnternet siteleri ve uygulamalarda işletmelerin sıralamasını belirlemek için verilen puanlar, kuryelere mobbing ve performans kriteri olarak geri dönüyor. Aynı anda 5 paketi teslimata çıkaran bir kurye, “5. paketi 35. dakikada teslim ettiğimde hem müşteriden, hem de patrondan azar işitiyorum.” diyor. Kuryeler, bu durumun performans düşüklüğü olarak değerlendirildiğini ve maaşlarda kesintilerin yapıldığını belirtiyor.
Uygulamalarda verilen her ‘hız’ puanlaması, ‘kuryelerin puanı’ olarak belirleniyor. Puanlamanın yaşanacak kaza ve ölümlere davetiye çıkarması sebebiyle bu sistemin kaldırılması kuryelerin talepleri arasında yer alıyor.
Hız baskısı olmasın. İşletmeler denetlensin
Online gıda-market şirketleri her gün yüzlerce reklam aracılığıyla hız ve sıcaklık vaatleriyle birbiriyle yarışırken, dayatılan hız baskısından dolayı onlarca kurye can vermeye devam ediyor. Şehir içinde motorsikletlerin 50 km hız limiti varken, kuryeler hız baskısı ile 70-80 km hızda gitmek zorunda bırakılıyor.
Reklamların yaratmış olduğu gerçek dışı teslimat süreleri, insanlarda yanlış bir algı yaratıp, vaadedilen sürelerde gelmeyen siparişlerde öfkenin hatalı bir şekilde kuryelere yöneltilmesine sebep oluyor.
‘Sıcak gelsin’, ‘30 dakikada gelmezse ücretsiz’ kampanyalarına karşı kuryeler, ‘sıcak değil güvenli gelsin’ diyor.
Kuryeler, imkansıza yakın teslimat sürelerini dayatan işletmeler hakkında her türlü cezai yaptırım ve denetimin uygulanmasını istiyor.
Güvenceli ve sigortalı çalışma koşulları hayata geçirilsin. Kayıt dışı çalıştırılma ortadan kaldırılsın
Kuryelerin büyük çoğunluğu -esnaf, göçmen, küçük işletmeler- güvencesiz bir şekilde çalıştırılmaktadır. Türkiye’de 1 milyon kuryenin %90’ının sigortasız çalıştığı belirtiliyor. Esnaf kuryelerin, yasal düzlemde işçi statüsünde olmaması sebebiyle şirketler, sigortalı ve güvenceli çalışma sorumluluğundan sıyrılmaktadır. Göçmen işçiler ise her sektörde olduğu gibi bu sektörde de hem güvencesiz, hem kayıt dışı hem de düşük ücretle kölece çalışma koşullarına maruz bırakılmaktadır.
Tüm motokuryelerin güvenceli ve sigortalı çalışma koşullarının sağlanması, özellikle göçmen motokuryelere uygulanan düşük ücret ve güvencesiz çalışma koşullarının önüne geçilmesi için denetimlerin artırılması gerektiğini belirtiyorlar.
Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın
Kuryelerin yasal hakları olan sendikal örgütlenmeleri şirketler tarafından binbir tür yolla engellenmektedir. Gerek esnaf modeliyle, gerek iş kollarının değiştirilmesi, gerekse de şirketlerin alt şirketlere bölünerek işçilerin sendikalaşması önüne engeller koyuluyor. Bu yolla işçilerin tek bir sendikada örgütlenememesi ya da toplu iş sözleşmesinin yapılamaması durumları oluşuyor. İşçilerin yasal hakkı olan sendikal faaliyetlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyorlar.
Nakliyat-İş Sendikası’nın toplu iş sözleşmesi için bakanlığa yetki başvurusu aşamasında YemekSepeti, işçilerin bağlı olduğu “Taşımacılık” iş kolunu, “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” iş kolu olarak değiştirmişti. Bunun sonucu olarak işyerinde çalışan 2 bine yakın işçinin Nakliyat-İş Sendikası üyeliği düşmüştü.
İnsanca yaşanabilecek ücretler verilsin
Enflasyon rakamlarının %30’larda açıklandığı, fakat gerçek enflasyonun %100’lerin üzerinde olduğu 2022 yılında yapılmak istenen düşük zamlara karşı kuryeler insanca yaşayabilecekleri minimum garantisi olan ücretlerin verilmesini istiyor.
Gün geçtikçe artan kuryelerin sayısından dolayı günlük teslimatların azalmaya başladığını belirten kuryeler, minimum maaş garantisi ile ücretlerinin garantiye alınmasını, primlerle desteklenmesi gerektiğini talep ediyorlar.
12 saatin üzerinde oldukça zorlu koşullarda çalıştığını belirten bir kurye, verilen emeğin küçümsendiğini ve ‘yüksek maaş’ aldıkları algısının yoğun bir şekilde kamuoyunda işlendiğini söylüyor.
Ceza sistemi kaldırılsın
Sistematik olarak uygulanan mobbing’in yanı sıra işe geç kalma, teslimat sürelerine uymama, kıyafetin temiz olmaması gibi gerekçelerle uygulanan para cezalarının kaldırılması isteniyor. Özellikle esnaf kuryelerle imzalatılan sözleşmelerde, her türlü sorumluluk taşıyıcıya (kuryeye) yüklenmiş durumda. Örneğin müşterinin kurye hakkında kaba üslup kullandığı yönünde şikayette bulunmasının sonucu olarak kuryeye 350 ceza puanı yani yaklaşık 2500 lira idari para cezası uygulanıyor. Kuryeler ceza sistemin kaldırılması gerektiğini söylüyor.
Esnaf kuryeler ‘işçi statüsüne’ alınsın
Esnek çalışma, kendi işinin patronu olma gibi vaatlerle kuryelere sunulan ‘esnaf kurye’ modeli, bugünlerde şirketlerin kuryeleri zorla bu modele geçiş yaptırmaya çalıştığı bir duruma evrildi. Şirket kurarak dışarıdan hizmet vermeye yöneltilen kuryeler, bu uygulama ile tüm işçilik haklarından mahrum bırakılmaktadır.
Sendikalaşma, toplu iş sözleşmesi gerçekleştirme gibi haklarını kaybeden işçiler aynı zamanda kıdem-ihbar tazminatı, işsizlik maaşı, SGK’nın işveren payı, yemek, yol gibi haklardan da mahrum kalmış oluyor.
K belgesi, psikoteknik belgesi, MTV, mont, tshirt, yağmurluk, kışlık lastik, akaryakıt, KDV, stopaj, e-fatura bedeli, bağkur, damga vergisi, yemek, şirket hattı, araç masrafları ise esnaf kuryelerin giderlerden yalnızca birkaçı.
Esnaf kurye modeli ile birlikte şirketler her türlü sorumluluktan sıyrılırken, taşıma sırasında gerçekleşebilecek her türlü zarardan taşımacıyı sorumlu hale getiriyor.
2019 yapımı “Üzgünüz, size ulaşamadık” isimli film esnaf kurye modeli ile kendi işinin patronu olmak isteyen kargo çalışanın yaşadığı zorlukları anlatan çarpıcı örneklerden biri.
Amerika’da, İngiltere’de, Çin’de senelerdir uygulanan ve Türkiye’de gittikçe yaygınlaşan GİG ekonomisi modelinin sonuçlarının oldukça ağır olduğunu belirten sendikalar, esnaf kuryelerin ‘işçi statüsünde’ kabul edilmesi için mücadele edilmesinin gerektiğinin altını çiziyor.
*****
Kasklı İşçiler’in taleplerini, hayatın içinden, onların ağzından örneklerle aktarmaya çalıştık. Direnişteyiz.org olarak biz de bu haklı taleplerin sonuna kadar arkasındayız.
Haberimizin bu bölümünde motokuryelerin son iki yılda karşılaştıkları zorluklara karşı, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için gerçekleştirdikleri eylemlere yer veriyoruz.
- Bursa’da 27 Aralık 2021 tarihinde Vigo firmasına bağlı çalışan yaklaşık 50 motokurye, yaşadıkları sorunların artması nedeniyle kontak kapattı ve taleplerini anlattıkları bir açıklama yaptı. Kuryeler, en az 40 TL saat ücreti ve +6 TL’lik paket ücreti, kıdem ücreti işleyişinin devam etmesi, resmi tatil ve özel günlerde izin ve çalışma haklarının olması, mola sürelerinin iyileştirilmesi, araç arızası ve hastalık durumlarında yaptırım uygulanmaması taleplerini sıraladı.
- Trendyol motokuyeleri İstanbul’da 25 Kasım 2021’de “Efsane Cuma” indirimleri öncesinde eylem yaptı. Çalışma saatlerinin uzaması, ücretlerin ve primlerin azalmasına karşı kontakt kapatan kuryeler Bağcılar’da “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız” sloganını atarak tüm kuryeleri eyleme çağırdı.
- İstanbul Motosikletli Kuryeler Derneği 10 Nisan 2021’de, motokurye ölümlerine ve yaşadıkları zorluklara ilişkin Beşiktaş’ta “Kısıtlı zamanda teslimatı reddediyoruz” dedi. Dernek 9 Ekim 2021’de de Çağlayan Adliyesi’nde kendilerini daha hızlı olmaya zorlayan ve bu nedenle kazaların artmasına yol açan hız puanlaması sisteminin kaldırılmasını istedi.
- Motokuryeler ağır çalışma koşullarında çalışmalarının yanı sıra sitelere alınmıyor, asansör kullanmaları yasaklanıyor. İstanbul Başakşehir’de bir motokurye site içine girmesini engelleyen güvenlik tarafından saldırıya uğradı. Kuryeler 11 Ocak 2022’de saldırıya ilişkin basın açıklaması yaparak site yönetimlerinin motokuryelerin siteye girmemesi yönünde karar alamayacağı söylendi.
- İzmir’de kuryeler, siparişlerini götürmek için gittikleri sitelere motorlarıyla giremediklerini ve siparişleri yürüyerek götürmek zorunda kaldıklarını belirterek eylem yaptı. Karşıyaka Motorlu Kuryeler Derneği, içeri alınmadıkları sitelerin önünde yaptığı açıklamada “Ya içeri alınacağız ya da siparişleri site kapısından teslim edeceğiz” dedi.
- Geçtiğimiz hafta Trendyol kuryeleri %11’lik zamma karşı birçok ilde kontak kapatarak iki günlük iş bırakma eylemi yaptı. 26 Ocak’ta İstanbul Maslak’ta bulunan Trendyol Genel Merkezi önünde toplanan kuryeler yönetimle görüştü. Görüşmede yüzde 11’lik zam oranı yüzde 38,8’e yükseltildi. Buna göre bir araçlı kuryenin hakedişi aylık en az 12 bin 500 TL + KDV oldu. Ayrıca hiçbir çalışanın eyleme katıldığı için sözleşmesinin sonlandırılmayacağı konusunda garanti verildi.
Trendyol işçilerinin direnişinden sonra Aras Kargo, Scotty, Hepsijet ve Sürat Kargo kuryeleri de düşük zamları protesto etti. İstanbul Sürat Kargo şubesinde çalışan kuryeler %10’luk zammı protesto etmek için Başakşehir İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde kornalar eşliğinde toplandı. Denizli’de Aras Kargo’ya bağlı çalışan yaklaşık 60 esnaf kurye düşük zamlara karşı iş bırakarak bölge müdürlüğüne gitti. Antalya’da ise Hepsiburada firmasına bağlı kuryeler iş bırakma eylemi yaptı. 29 Ocak’ta ise İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan Hepsiburada Genel Merkezi önünde toplanan motokuryeler paket başı 1 TL’lik zammı protesto etti. Scotty kuryeleri ise %22’lik zam teklifini kabul etmeyerek enflasyon oranında zam talebiyle açıklama yaptı.
- Yurtiçi Kargo işçileri de 1 Şubat günü İstanbul’da Varyap Plaza Yurtiçi Kargo Bölge Müdürlüğü önünde toplandı. Yüzde 17 zamma ve sözleşme fesihlerine karşı bir araya gelen kuryeler taleplerini sıraladı: %40 zam yapılsın, dağıtılacak parça sayıları artırılsın,sözleşme fesihleri iptal edilsin, hiçbir çalışma arkadaşımızın sözleşmesi fesh edilmesin. Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştiren işçiler 2 Şubat günü Sarıyer’de Yurtiçi Kargo Genel Merkezi olacaklarını söyledi.
- Yine 1 Şubat günü Yemeksepeti Banabi’de çalışan kuryeler ve depo işçileri, zam, sendikalaşma ve prim hakları için kontak kapattı. Birçok şehirde kuryeler Yemeksepeti depoları önünde toplanarak eylem yaptı. İstanbul’da ise Levent’te bulunan şirketin merkezi önünde toplanarak “Emekçiler burada, yönetim nerede?” dedi. Ayrıca İzmir Alsancak’ta bulunan Banabi Yemeksepeti binası önünde bir araya gelen işçiler sık sık, “Sendika hakkımız engellenemez”, “Asgari değil insanca ücret” ve “İşveren zammını al başına çal” dedi.
*****
Çalışma şartlarının denetlenmemesi, şirketlere yaptırımların uygulanmaması, yaşanan tüm hak ihlallerinin ana unsurları arasında yer alıyor. Milyar dolarlık değerlemelere sahip şirketler, birkaç milyonunu işçilerin hak aramasını engellemek için harcıyor. Çünkü biliyorlar ki; birileri hakkını alırsa, diğerleri de arkasından gelecek.
Bugün olan da tam olarak budur. Trendyol işçileri fitili ateşlemiştir. Sırada tüm işçilerin örgütlenerek bir olma, direnişi başlatma ve mücadele etme zamanıdır.