Şubat ayında Kadıköy’de yapılan eylemde DİSK’in politikalarını eleştiren dövizleri gerekçesiyle Genel-İş tarafından sendikayı karaladıkları iddia edilen iş yeri temsilcileri görevden alınmıştı. İşçi direnişlerinin coşkuyla yükseldiği böylesi bir dönemde verilen bu karara tepki gösteren kurumlar işçi demokrasisi ve sınıf mücadelesine aykırı bu kararın bir an önce geri çekilmesini, temsilcilerin görevlerine iade edilerek gerekli süreçlerin işletilmesini istedi.
İstanbul Kadıköy Belediyesi’nde örgütlü olan DİSK/Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube’ye bağlı işçi temsilcileri sendikanın genel merkez kararıyla görevden alındı. Genel-İş işten alma kararına ilişkin ise temsilci işçilerin 16 Şubat 2022 günü DİSK’in Kadıköy’de düzenlediği eylemde, sendikanın politikalarını protesto eden dövizleri gösterilmişti.
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Birleşik İşçi Hareketi, Birleşik İşçi Kurultayı, Birleşik İşçi Zemini, Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası, Dostluk ve Kültür Derneği, Emek ve Adalet Platformu, Emekçi Hareket Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, İstanbul KHK’lılar Platformu, İşçi Hareketi Koordinasyonu, İşçinin Kendi Partisi, Kaldıraç, Kırmızı Gazete, Komünist İşçi Hareketi, Proleter Devrimci Duruş, 4. Vardiya İşçi Dayanışması, Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası, Yeni İşçi Dünyası temsilci işçilerin görevden alınmasına ilişkin ortak bir açıklama yayınladı.
‘İŞÇİ DİRENİŞLERİNİN YÜKSELTİĞİ DÖNEMDE TEMSİLCİLER GÖREVDEN ALINDI’
İşçi sınıfının dört bir yanda hakları ve insanca bir yaşam için harekete geçtiği böylesi bir dönemde, işçilerin iradesini hiçe sayan; işçileri siyasi iktidarın ve sermayenin çıkarlarına tabi kılmayı esas alan sermaye ve devlet güdümlü Türk-İş çizgisine karşı işçi iradesini, demokrasiyi, taban inisiyatifini, sınıf mücadelesini esas alan bir sendikacılık misyonu iddiası ile yola çıkan DİSK ve bağlı bir dizi sendikada benzeri yaklaşımların yaygınlaştığına dikkat çekilen açıklamada, “İşçi hareketinin yükseldiği, sınıflar arasındaki mücadelenin keskinleştiği böylesi bir dönemeçte ortaya çıkan bu tablodan tüm işçiler gibi rahatsızlık duyuyor ve konuya dair düşünce, kaygı ve önerilerimizi paylaşma ihtiyacı duyuyoruz” denildi.
‘HUKUKSAL VE DEMOKRATİK ANLAYIŞA KARŞI’
Genel-İş’in konuya dair açıklamasının hatırlatıldığı açıklamada, eylem sırasında işçilerin DİSK’i “karalayan”, hedef gösteren, hakaret ve küfür içerikli dövizler taşındı’ğı iddiasına dikkat çekildi. Açıklama şöyle devam etti: “Öncelikle belirtmek gerekir ki sendikal demokrasiyi ilkesel biçimde savunduğunu söyleyen bir anlayışın işçilerin oyuyla seçilen temsilcileri hiçbir soruşturma, savunma sürecine başvurmadan tepeden bir kararla görevden almasının tüzüksel bir karşılığı olmakla birlikte hukuksal ve demokratik anlayış bakımından karşılığının olmadığı açıktır.
‘KARAR DİSK’İN TARİHİ VE GELENEKLERİNE AYKIRI’
Diğer taraftan söz konusu olan işçiler ve ‘devrimci’ sıfatı taşıyan bir sendika olduğunda işçilerin her sürece doğrudan dahlini eleştiri, öneri ve muhalefet yolu ile güvenceye alan bir genişlik büyük önem taşır. İşçilerin ve temsilcilerinin sendikayı ve sendika yönetimini eleştirmeleri bu bakımdan işçi inisiyatifinin ve demokrasinin bir görünümü olarak kabul edilmelidir. Demokrasiyi ve işçi inisiyatifini rehber aldığını söyleyen bir sendikada doğru yöntem; eleştirinin yanlışlığı, eksikliği ya da sertliğine bakmaksızın işçilerle konuşmak, varsa eleştirinin doğru yanından öğrenmek, yanlış veya haksız ise bunu işçiye sabırla anlatmak olmalıdır. Aksi her tutum işçiyi örgütsüz, inisiyatifsiz ve atıl duruma sokan ve yöneticilerle işçiler arasına set çeken bürokratik bir tarz anlamı taşıyacaktır. Ve bu tarzın DİSK’in tarihsel gelenekleri ve kökleriyle uyumlu olmadığı açıktır.
‘BÜROKRATİK SENDİKAL ANLAYIŞ’
Bir diğer konu ise tartışmaya konu olan süreci tetikleyen Ek Protokol talebidir. Maaşların ve alım gücünün eridiği bir ortamda işçilerin sendikalarından çalışma ve ücretlerde toplu sözleşme dönemini beklemeden Ek Protokol temelinde iyileştirme için harekete geçmesini istemesi çok doğal, hatta ‘devrimci’ sıfatını taşıyan bir sendika için memnuniyet verici olmalıdır. Düşünen, soran ve çözüm üretip tartıştıran, taban inisiyatifleri oluşturan öncü işçilerin çoğalması işçi hareketine güç ve enerji taşır. Mevcut bürokratik sendikal anlayışların işçi hareketini kötürümleştiren tutumları böyle aşılır ve sendikalar gerçek sınıfsal ve tarihsel misyonlarına yeniden ve daha güçlü ancak böyle kavuşur.
‘KARAR TAMAMEN GAYRİ MEŞRU’
‘Devrimci’ olma iddiasındaki bir sendikanın yönetim kademelerinde olanların bunu engelleyen, sınırlayan ve gerileten değil, teşvik eden bir yaklaşımla hareket etmesi beklenir. Genel-İş’e hakim bürokratik anlayışlar yaptıkları açıklama da Kadıköy belediyesi işçilerin taleplerinin bir bahane olduğunu ve zaten bu durumu gözeten bir yaklaşımla, 10 Şubat tarihinde ülke çapında başlattıkları kampanyada taleplerin arasında belediye şirket işçilerine kadro, ilave tediye yanında ek protokol isteminin bulunduğunu ifade etmektedir. Ne var ki kamuoyuna yansıyan videolarda da açıkça görüldüğü gibi genel merkez yöneticisi tarafından bu konu belirtildiği biçimde işçilere anlatılmamaktadır. Yine şube yönetiminin, işçinin isteklerini genel merkeze ya da genel merkezin yaklaşımını işçilere yansıtmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken işçilerin ve temsilcilerinin ‘söz yetki, karar’ haklarını kullanmalarını engelleyen, sendikal zeminde taban inisiyatifini yok sayan bu karar tamamen gayri meşrudur.
‘GÖREVDEN ALINANLARI BİR ÇOĞU MOR LİSTE İŞÇİLERİ’
Son olarak özellikle vurgulanmasını gerekli gördüğümüz bir diğer nokta ise görevden alınan temsilcilerin büyük bölümünün, işçi örgütleri tarihine öncü bir girişim olarak geçen, TİS’e toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi getirmiş Mor Liste işçileri olmasıdır. Kadınların sendika yönetimlerinde eşit temsili ve çalışma yaşamında kadın taleplerinin mücadele konusu haline getirilmesi, tabanın sendikal süreçlere katılımının önünü açması bakımından anlamlı bir adım atan işçilerin, başkanı kadın ve sıfatı devrimci olan bir sendikada tehdit değil, gurur kaynağı olarak görülmesi gerektiği kanaatindeyiz. Sendikalara hakim bürokratik anlayışların aşılması adına da bu adımları fazlasıyla önemli görüyoruz.
‘TEMSİLCİLER GÖREV İADE EDİLMELİ’
Tüm bu nedenlerle imzası bulunan kurumlar olarak işçi demokrasisi ve sınıf mücadelesine aykırı bu kararın bir an önce geri çekilmesini, temsilcilerin görevlerine iade edilerek gerekli süreçlerin işletilmesini istiyoruz.”