DİSK’e bağlı Özel Güvenlik İşçileri Sendikası (Güvenlik Sen) üyeleri, Vakıfbank Ege Bölge Müdürlüğü önünde toplanarak sürgün ve mobbing uygulamalarını protesto etti. Güvenlik Sen Başkanı Serdar Arslan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sınıf mücadelesinin bir tutumu ve gereği DİSK Güvenlik Sen olarak işçi arkadaşlarımızın yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Vakıfbank güvenlik emekçilerinin seslerini duyurmak için gerek sosyal medyada gerek eylem alanlarında gerekse de TBMM çatısı altında sorunlarının dile getirilmesinde ön ayak olduk. Üye sayımız sendikamızın ilk örgütlenme sürecinde 750 civarına yaklaşmışken, ne yazık ki sarı sendika ve işveren iş birliği ile oluşturulan baskı ve korku politikaları neticesinde birçok üyemiz ne yazık ki sendikamızdan istifa ettirildi. Çağrı Doğusoylu güvenlik emekçisi işten çıkartıldı.
“Vakıfbank güvenlik emekçilerini yıllarca yüksek hakem heyeti kararlarına mahkum etti”
Güvenlik emekçilerinin gerçek hak ve mücadele örgütü olan sendikamıza yönelik işveren ve sarı sendika iş birliği ile gerçekleştirilmiş bu saldırı aslında Vakıfbank güvenlik emekçilerinin birliğine ve geleceğine dönük bir saldırı olduğunu çok iyi biliyoruz. Sarı sendikacılar yıllardır her zaman yaptıkları gibi olmayan ve hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olan vaatlerde bulunmaya devam ettiler. Söz verdikleri hiçbir vaadi yerine getirmedikleri yetmezmiş gibi Vakıfbank güvenlik emekçilerini yıllarca Yüksek Hakem Heyeti’nin kararlarına mahkûm ettiler. Hakem kurulundan çıkan kararlar birer orta oyundan ibaret olduğunu elbette hepimiz çok iyi biliyoruz.
“Güvenceli ve kadrolu çalışma talebimiz direniş çadırları ile görünür hale gelecektir”
Yıllardır asgari ücrete mahkûm bırakılarak çalıştırılan bizler ekonomik krizde yine en çok bedeli bizler ve bakmakla yükümlü olduğumuz ailelerimiz ödediler. Vakıfbank güvenlik emekçilerin en haklı ve meşru talebi kadrolu çalışma hakkıydı. Biz DİSK Güvenlik Sen örgütü olarak bugüne kadar diğer kamu bankası olan Halk Bankası ve Ziraat Bankası’ndaki güvenlik emekçileri gibi kadrolu ve güvenceli çalışma hakkı istedik. Binlerce güvenlik emekçisi arkadaşımız için bu haklı ve meşru talebi sürekli olarak gündeme getirdik. Bu mücadelede sizlerin yanında olduk. Lakin gelinen noktada sarı sendikal anlayış tarafından korku politikası oluşturulmasıyla bugüne güvenceli ve kadrolu çalışma talebimizi ülkenin her yerinde direniş çadırları ve diğer etkinliklerle görünür hale getirecektik.”
“Söz verin”
“Bugün burada yaptığımız basın açıklaması bir başlangıç. Şimdi bir kaç tane sizlerin içinden seçmiş oldukları arkadaşlarınızdan yılda 30 artı 30 ikramiye, yüzde 50 maaş farkı, kıdem tazminatını 40 günden hesaplama, özel sağlık sigortası gibi vaatlerde bulunuyorlarmış. Bu vaatlerde bulunan sendika yöneticilerine sesleniyorum” diyen Aslan, şunları kaydetti:
“Sözde tayin diyerek kilometrelerce uzak şubelere sürüyor, mobbing uyguluyorsunuz”
“Özel güvenlik emekçilerinin yaşadıkları bu güvencesizliğe son verecek olan kadro hakkını gerçekleştireceğinize dair söz verin biz de ertesi gün hemen yaptığımız yetki itirazını geri çekelim. Ama biliyoruz ki bunu yapamayacaksınız. Yine özel güvenlik emekçilerini oyalayacaksınız. Buradan Vakıfbank yöneticilerine sesleniyoruz. Sözde tayin diyerek kilometrelerce uzak şubelere sürüyor, mobbing uyguluyorsunuz derhal bu uygulamadan vazgeçin. Mobbing baskılara son verin Geçen perşembe günü Manisa merkezde görevli Aydın Efe arkadaşımızı Soma’ya sürdünüz. Bu tayin adı altında sürgünlere son verin. İşçilerin huzuru kaçtığında sizlerde de huzur olmayacak. Biz kadrolu olmanız için sizleri DİSK Güvenlik Sen çatısı altında birleşmeye davet ediyorum. Birlikte korkmadan yılmadan hakkınız olan ‘’Kadrolu, Güvenceli’’ çalışma hakkını hep birlikte mücadele ede ede alalım.”
“Bu baskılara son verilmesini istiyorum”
Güvenlik emekçilerinden Aydın Efe, çalıştığı şubeye evine 98 kilometre uzaklıkta olan Manisa Soma’ya tayin edildiğini söyleyerek, tayin edildiği şubenin uzakta olduğunu, kirada oturduğunu ve eşinin ise hamile olduğunu belirtti. Efe, “Beni birkaç gün beklettikten sonra tayinin durdu dediler. Fakat birkaç gün sonra yine telefonum çaldı ve maalesef olmadığını söylediler. Sonrasında ayın 28’inde önüme bir yazı geldi. Aynı gün içinde bunu oku, kararını ver, imzala dediler. Yani düşündük, sabah 6’da ilk araçla çıksam şubeye saat 9’dan önce varamıyorum. Bütün bunları anlattım bana söylenen 3 gün üst üste şubeye geç kalır ya da gitmezsen tazminatsız işten atılırsın. Ben bir çıkar yol göremedim. 14 yılın hakkını emeğini alabilmek adına istemeye istemeye yıllardır hizmet ettiğim kurumdan ayrılmak zorunda kaldım. Bugün belki benim ailem bildiğim, gözümü iş hayatına açtığım kurumdan edilmiş olabilirim. Ama kıymetli yöneticilerimizden geride kalan arkadaşlarım için onların hayat şartlarını daha da iyileştirmelerini istiyorum. Bu baskılara son verilmesini istiyorum. Bilin ki; her güvenlik görevlisi de bir babadır. Bir aile sahibidir. Çocuk sahibidir. Bu kişileri kimse çocuklarının rızkı ile sınamasın” dedi.
“İşten atılmak benim için sorun değildi. Diğer arkadaşlarımı düşünerek her şeye katlandım”
2008 yılının şubat ayında Vakıfbank’ta güvenlik görevlisi olarak işe başladığını söyleyen Çağrı Doğusoylu ise şunları söyledi:
“2002 yılının şubat ayında sendika seçim döneminde Güvenlik İş Sendikası, DİSK’ten ayrılmamı söyledi. Kabul etmedim, DİSK’e devam edeceğimi söyledim. Örgütleme süreci başladı. Örgütleme süreci başladıktan sonra Güvenlik İş Sendikası sendika temsilciliği atadığı kişiyi benimle tartışma ortamına soktu. Birbirimize hakaret ettik. Sonuçta nisan ayında işten çıkışımı hak ettiğimi söylediler. Bana işten çıkışımı söyledikten sonra şunu söylediler. Eğer DİSK sendikasından çıkar, arkadaşlarını çıkartır herkesi Güvenlik İş Sendikası’na getirirsen seni işe geri alacağız dediler. Ben de bunu kabul etmedim. Serdar başkanımla konuştum, müzakere etmek için. Dedi ki karar senin kararın. Ne istiyorsan biz yanındayız dedi. O lafının üstüne Türk İş Sendikası’na dönmektense DİSK Sendikası’na devam etmeyi kabul ettim. İşten atılmak benim için sorun değildi. Diğer arkadaşlarımı düşünerek her şeye katlandım. Zararı bana oldu mu? Evet oldu. İşsiz kaldım. Ev kiram vardı. Ev kiramı ödeyemedim. Kredilerim vardı. Onları ödeyemedim. Mahkeme süreci devam ediyor. Şu anda onlarla uğraşıyorum ama şöyle bir şey var. DİSK Sendikası’nın her zaman yanımızda olacağını bildiğimiz için biz bu yolda devam ettik. Şimdi arkadaşlarımıza mobbing uyguluyorlar. Ne yapıyorlar? Şubelerinin yerlerini değiştiriyorlar. Evlerinden uzak yerlere gönderiyorlar. İşten atma tehlikesiyle korkutuyorlar. Biz buna dur demek istiyoruz. Artık bizim düştüğümüz durumlara kimsenin düşmesini istemiyoruz. Bu mobbinglerin bitmesini istiyoruz. ”