10.1 C
İstanbul
1 Mayıs Perşembe, 2025
spot_img

DİSK: “Genç ve ileri yaştaki işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı hakkı gasp ediliyor”

Devrimci işçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yönetim kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile ilgili bir açıklama yayımladı

Devrimci işçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yönetim kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile ilgili bir açıklama yayımladı.
“Kıdem tazminatı ve emeklilik hakkımızdan elinizi çekin!” başlığıyla yayımlanan açıklamada “Torba yasa teklifinin çalışma yaşamı ile ilgili bölümlerinde işçilerin payına ciddi hak kayıpları, işverenlerin payına ise daha çok teşvik, daha çok destek düşüyor. 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanları, başta kıdem tazminatı olmak üzere temel haklardan mahrum ederek çalıştırmanın yolunu açan düzenleme, torba yasadaki en tehlikeli madde olarak öne çıkıyor” değerlendirmesine yer verildi.

İktidar işçileri ve haklarını yok sayıyor

İşçilere yönelik son derece yaşamsal düzenlemelerin yer aldığı bu yasa teklifinde sosyal tarafların görüşüne yer verilmediği ifade edildi.
İş Kanunu’nun açık hükmüne rağmen Üçlü Danışma Kurulu mekanizmasının uzun süredir işletilmemekte olduğuna dikkat çekilen açıklama, “Bakanlık görevini yerine getirmemektedir. Yasanın hazırlanma sürecindeki bu usul, esasa da yansımış, işçileri ve işçilerin kazanılmış haklarını yok sayan, işverenlere bol kepçe teşvik dağıtan bir düzenleme ortaya çıkmıştır” ifadeleriyle sürdü.

İşveren teşvikleri ile istihdam artmıyor, işçiden işverene kaynak aktarılıyor

Teklifin incelenmesi sonucunda işverenler için yeni istihdam teşvik ve desteklerinin verildiğinin vurgulandığı yazılı açıklama şöyle sürdü:

“Uzun zamandır uygulanmakta olan işveren teşviklerinin istihdamı artırma sonucu yaratmadığı da ortadadır. Örnekleyecek olursak, 2017-2020 arasında işverenlere bütçeden 5 puan işveren sigorta prim desteği olarak 114,2 milyar TL kaynak aktarıldı.  Yine 2017-2020 arasında İşsizlik Sigortası Fonundan işverenlere 43 milyar TL doğrudan destek ve teşvik verildi. Toplam olarak 2017-2020 döneminde sadece doğrudan istihdam teşvikleri için sermayeye en az 134 milyar TL kaynak aktarıldı. Ancak bunun sonucunda istihdam artışı yaşanmadığı biliniyor. Mevcut teşvik politikaları istihdamı artırmıyor. Bu politikaların etkin olmadığı ortadayken yeni teşvikler verilmesinin istihdamı artırmayacağı, sadece ve sadece işçilerden işverenlere kaynak aktarmaya yarayacağı açıktır.”
“Belirli süreli sözleşme” geçici işçiliktir, güvencesizliktir!

Yasa teklifinde çalışma yaşamını ve işçileri olumsuz etkileyecek çeşitli düzenlemelere yer verildi. Bunlardan biri 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler için belirli süreli sözleşmelerin koşulsuz olarak yapılabilmesine olanak tanınması.
Mevcut yasalarda belirli süreli sözleşmelerin istisnai durumlarda yapılabileceğinin ifade edildiği açıklamada konuya ilişkin şu bilgiler verildi:

“4857 sayılı yasanın 11. maddesine göre belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için, işin belirli süreli olması veya işin konusunun belirli bir işin tamamlanması şeklinde olması gibi objektif koşulların bulunması gerekmektedir. 4857 sayılı yasanın 11. maddesindeki düzenlemeyle birlikte iş sözleşmesinin belirli süreli yapılıp yapılmayacağının belirlenmesinde işçinin niteliği değil, işin niteliği belirleyici olacaktır. İşin niteliği belirsiz süreli iş sözleşmesi yapılmasına uygunsa, bu durumda belirli süreli iş sözleşmesi yapılamayacaktır. Ancak söz konusu kanun teklifi, 4857 sayılı yasanın belirli süreli iş sözleşmesi yapılması için aradığı koşullar bulunmaksızın 25 yaşın altındaki çalışanlarla 50 yaşın üstündeki çalışanlar açısından hiçbir sınırlamaya tabi olmadan belirli süreli iş sözleşmesi yapılması olanağını işverene tanımaktadır.”

İş sözleşmesinin belirli süreli yapılmasının iki önemli hukuki sonucunun olduğuna dikkat çekilerek bunlar, “Birincisi, belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar İş Yasasının iş güvencesine ilişkin hükümlerinden yararlanamayacaklardır. İkinci önemli sonuç ise belirli süreli iş sözleşmesi süre bitimi nedeniyle sona erdiğinde işçi kıdem ve ihbar tazminatından yoksun kalacaktır” şeklinde ifade edildi.
“Teklif bu haliyle yasalaşırsa işverenler iş güvencesi hükümlerine tabi olmadan, kıdem ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmadan 25 yaş altı ile 50 ve daha üstü yaş grubundaki işçileri çalıştırma olanağı elde edeceklerdir” denildi.

Şaka değil gerçek: Kayıt dışı çalıştırmaya af ve ödül!

Kanun teklifinin 8. maddesine göre, “Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeksizin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla istihdam edilmeye devam edilmekte olanların”, yani kayıt dışı bir şekilde yasaya aykırı çalışanları işveren yasa dışı çalıştırmakta olduğunu kabul ederse işsizlik sigortası fonundan destek alacaK. Kayıt dışı işçi çalıştırdığını kabul ettiği işverenin aldığı ödül prim ödeme gün sayıları 44,15 TL ile çarpılarak hesaplanacak ve bu teşvik her ay bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilecek.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“İşverenin bu kanunun yayım tarihine kadar kayıt dışı işçi çalıştırdığı için aldığı ödül, sadece prim desteği ile sınırlı değildir: Kayıt dışı işçi çalıştırdığı için işverene idari para cezası uygulanamayacaktır, işsizlik sigortası primi de dâhil olmak üzere sigorta primi tahakkuk ettirilmeyecektir. Kayıt dışı işçi çalıştıran işveren sigorta primi indirimi, teşvik ve desteklerden yararlanmaya da devam edecektir. Kayıt dışı çalıştırıldıkları yönünde başvuruda bulunan işçiler ise, işverenin kayıt dışı çalıştırdığını kabul etmesi karşılığında kayıt dışı çalıştıkları dönemde işçilik alacakları dışındaki tüm haklarından feragat etmiş sayılacaktır.
Bu kanun teklifiyle sigortalılığın zorunlu olduğuna ilişkin temel sosyal güvenlik ilkesini ortadan kaldırmaktadır.  Kayıt dışı çalışmayı cezalandırması gerekirken, işverenin suçunu kabul etmesi karşılığında af etmekte üstüne üslük prim teşviki ile ödüllendirmektedir.
Kayıt dışı çalışmaya zorlanarak sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakılan işçiler ise kayıt dışı çalıştırıldıkları döneme ilişkin haklarından feragate zorlanarak kayıt içine alınmalarının bedelini kayıt dışı çalıştıkları dönemin sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesinden, prim gün sayılarının eksik yatırılmasından doğan hak kayıplarını sineye çekmek zorunda bırakılmaktadır.”

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN ŞUBAT SAYISI ÇIKTIspot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 222. SAYISI ÇIKTI!spot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol