Gezi Direnişi ile kuruluşumuzun üzerinden 10 yıl geçti. İnsanca ve onurlu bir yaşam için bu sisteme karşı direnişe geçenlerin yanında direnenlerin haklı taleplerini aktararak direnişi büyütmeye çalıştık, hala da devam ediyoruz. Direnişteyiz.org olarak dayanışmayı büyütmek için direnişe emek veren herkesi çağırdığımız 10.yıl etkinliğimizde buluştuk.
Direnişler gibi özünde durağan değil dinamik bir yapısı olan Direnişteyiz.org’un kuruluşunda emek vermiş ve gerek deneyim aktarımı gerek bilgi aktarımı ile hala katkıda bulunan yoldaşlarımızın konuşmalarını yaptığı etkinliğimizde direnenlerin seslerini, sistemin sömürenler ve sömürülenler ekseninde işleyişini sınıf perspektifinde güncel olarak haberleştirerek yaygınlaştıran muhabirlerimiz de konuşmalar yaptı.
Direnişteyiz.org’un kuruluşunda emek veren ve kuruluşu ile Gezi Direnişi’ndeki toplumsal atmosfere dair aktarım yapan yoldaşımızın konuşması:
“Gezi Direnişi, bu topraklarda 1980 darbesinden sonra hayatın birçok alanına etki etmiş önemli olaylardan birisidir. En önemlisi kültürel olarak birçok şeyi etkilemiş olmasıdır. Gezi Direnişi ile birlikte direnişle alakalı müzikler, yeni sokak yazılamaları, yeni sanatçılar ve bambaşka bir kültür ortaya çıktı. Direnişteyiz.org da bunun bir parçası olarak o döneme dair bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Gezi Direnişi sürecinde sosyal medya dediğimiz oluşum aslında Türkiye’de yeni bir aşamaya gelmişti. Gezi Direnişi’nden önceki birkaç günde Twitter’da milyonlarca paylaşımın yapıldığı bir atmosfer vardı. Tam tersi bir açıdan da televizyonlarda toplumsal olarak gerçekleşen güncel hiçbir olayın haberinin yansımadığı bir durum vardı. Aslında bu dönem tüm insanlarda algının değiştiği bir dönem oldu. Direnişteyiz.org’un logosu da tam buradan çıkıyor. Hatırlarsınız, Gezi Direnişi sırasında CNN Türk’te bir penguen belgeseli gösteriliyordu ve biz de penguene dair atıfta bulunarak logomuzu yaptık.”
“Yeni bir basın kültürü oluşturduk”
“Twitter’da yapılan milyonlarca paylaşımda bilginin doğruluğuna dair ciddi tartışmalar vardı. Burjuva medyanın zaten herhangi bir bilgi aktarımı yoktu. Biz de bir hamle yaparak bu kadar bilgi nasıl doğru bir şekilde akacak, bütün bu bilgileri nasıl toparlayabiliriz diye düşündük, tartıştık ve bir çağrı yaptık. Bu bilgi akışını sağlamak isteyen, aktif olarak haber yapan/yapmak isteyen, iletişim ağını kurmak isteyen ve duruma müdahale etmek isteyen herkesle Direnişteyiz.org’u kurmak için bir adım attık. Ekipler kurarak görev bölümü yaptık. Bir ekip doğru bilgiyi toplamak, kaynağına ulaşmak için görevlendirilirken bir ekip bütün sokak yazılamalarını çekip, videoları inceleyerek Gezi Arşivi yapmakla görevlendirildi. Başka bir ekip ise haber yazmak ve kurgulamakla siteye haber girişinde görevlendirildi. Oluşturulan bu çalışma atmosferi ile aslında Türkiye’de daha önce denenmiş yeni bir basın kültürü de oluşturmaya başladık. Bütün bu fikirleri ve çalışmaları sol örgütlerle ve diğer habercilik oluşumları ile tartışmak için forumlar düzenledik. Gezi Direnişi zamanı bildiğiniz gibi birçok forum yapılıyordu. Bir forumun diğer bir forum ile haberleşme ve bilgi akışını sağlamak için de görev aldık. Toplumsal atmosferin bu kadar yüksek olduğu zamanlarda doğru mekanizma ve ısrarcı bir ekibin olması bilgi akışının doğru bir şekilde yapılmasını sağlayabiliyor. Belki şu anda toplumsal atmosfer bu durumun çok dışında ve daha eylemsiz olabilir ama bir ekibin ısrar etmesi, toplumsal atmosfer tekrar büyüdüğünde bunu çok daha iyi bir yere getirecektir. O yüzden bugün Direnişteyiz.org’un daha iyi bir yere gelebilmesi için emek vermekten imtina edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Direniş, direniş, direniş”
10 yıldır süren kolektif bir emeğin nasıl var edilebildiğine dair örgütlülüğün öneminin altını çizen Direnişteyiz.org muhabirimiz Orhan Esen’in konuşması:
“Gezi Direnişi ile başlayan Direnişteyiz.org’un yolculuğu 10 yılı doldurdu. Şu anda bu cümleyi kurabilmemizin tek nedeni örgüt ve örgütlülüktür. Örgüt devamlılık ise, örgütlülük de gelişimi sürdürmemizi, irademize sahip çıkmamızı ve umudumuzu diri tutmamızın formülüdür. Gezi Direnişi ile direnişin ve toplumun içinden çıkan bireysel ya da kurumsallaşamamış yapıları şu an konuşmuyorsak ve artık ‘yok’ iseler, bunun temel sebebi rotasız ve örgütsüz olmalarıdır. Direnişteyiz.org’u hayata geçirirken direnişle ve toplumun arayışı ile birlikte oluşan rüzgarı temelde sosyalizmin, genelde ise demokratik mücadelenin rotasına oturtmak istedik. 10 yıl içinde devletin oluşturmak istediği korku iklimi ve geriye düşüşlerle birlikte kimi zaman zayıfladık kimi zaman da eksildik. Ama örgütlü bir çalışma sürdürdüğümüz müddetçe, hem kendi hem de direnenlerin sözünü aktarma mücadelesini duraksatmadık. Umudumuzu kaybetmedik. Başta basın emekçilerinin ve işçi sınıfının direnişi, adım adım, yeniden moralleri düzeltecektir. Yanlış anlaşılmasın! Örgüt bizlere gerçekleri söylediği ve yaşanacakları bildiğimiz için morallerimiz bozulmadı. Suyun her zaman gözle görünür bir akışı olmayabilir. Ama ne olursa olsun, su kendine bir yol bulacaktır. Su akacak ve yatağını bulacaktır. Gezi Direnişi’nde barikat başlarında tutulan nöbetlerde, Pangea’da kaynayan çorbalarda, yatakhanede görevini yapmış olmanın bilincindeki haklı uykularda harmanlanan ve doğan direnişteyiz’i büyütmeye devam edeceğiz. Her şeyi çalmayı becerenler bunları çalamadılar ama çalmaya çalışacaklardır. Onurumuzu, mücadele azmimizi, moralimizi ve değerlerimizi çaldırmamanın yolu açıktır. Direniş, direniş, direniş! Direnişteyiz.org’da emeği olan ve burada olan, olamayan herkese teşekkür ediyorum.”
“Direnmeyi öğrendik, kazanmayı da öğreneceğiz.”
Etkinliğe katılamayan Direnişteyiz.org kurucu yoldaşımız İlknur Açıkdilli ise dayanışma mesajı gönderdi:
“Bilmenin böylesine yüceltildiği bir dönemde bilginin yarattığı sorumluluğu alanların ve eyleme geçenlerin örnekler yaratması ve geleceği kazanmak için yol göstermesinin aracı olmak bugün daha da önemli.
Sözün ve eylemin birbirini yarattığı birbirini geliştirdiği ve birbirini büyüttüğü yerden bundan 10 yıl önce Sınıf savaşımının alanı tüm yeryüzüdür internette dahil dedik.
Hızlı akışların körelticiliğini sorgulamamız da gerekiyor. Ne yaptığımız kadar nasıl yaptığımız neden yaptığımız bugün daha da önem kazanıyor. Bunu anlatabilecek ayrımları ortaya koyacak deneyimleri biriktirmiş olduğumuzu düşünüyorum.
Bu birikime emeği geçenlere teşekkür ediyorum. İşçi cinayetinde yitirdiğimiz gönüllü muhabirimiz Duran Baysal’ı saygı ve özlemle anıyorum. Bu birikimin derinleşerek yarınlara ulaşmasında çaba gösterenlere kolaylıklar diliyorum.
Direnmeyi öğrendik, kazanmayı da öğreneceğiz.”
Konuşmalardan sonra dayanışma etkinliğimize şarkı ve türküler söylediğimiz canlı müzik ile devam ettik. Dayanışma için etkinliğimize katılan 3 kişiye Kaldıraç Yayınevi’nden çıkan “Devrim Taksim’de Göz Kırptı” isimli kitapları armağan ederek etkinliğimizi sonlandırdık.
Direnişteyiz.org ekibine şarkı ve türkülerin hep birlikte söylendiği bir etkinlik yapma imkânı tanıyarak etkinliğimize katılan destekçilerimize emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz.
10.yıl dayanışma etkinliğimizde bizlerle birlikte dayanışmayı büyüten ETHA, ANF, Patika, Gazete Duvar, İleri Haber’den gelen gazeteci arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Dayanışma ve direniş ile büyüyoruz, büyüyeceğiz!
