Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), depremde gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporunu açıkladı. Derneğin internet sitesinde yayımlanan raporda, Maraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremde 25 gazetecinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Depremden etkilenen gazetecilerinde ilk şokun ardından sahada yer alarak, gelişmeleri dünyaya duyurduğu belirtilen raporda yaşamını yitirenler şu şekilde aktarıldı:
“Adıyaman’da gazeteciler Burak Alkuş, Hidayet Özdemir, İskender Korkut, Kemal Öner, Muhammed Akan, Ruhi Akan, Yunus Emre Doğan, Zübeyir Pektaş, İsmail Hakkı Koçak, Fatih Bayın, Barış Can Tabakçı, Hatay’da gazeteciler Ayşe Figen Arl, Burak Milli, Gökhan Aklan, İzzet Nazlı, Neşet Alkan, Erhan Yılmaz, Mehmet Tekin, Hasan Seid Okay ve Berkay Akay, Maraş’ta gazeteciler Mustafa Yüzbaşıoğlu, Aziz Çevlik, Fatih Nalbantbaşı, Adana’da Meltem Özgen ile Dîlok’ta Fatma Erdoğan.”
Depremde iktidarın Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmekte gecikmediği kaydedilen raporda şunlar ifade edildi:
“OHAL ile birlikte de ilk iş olarak sahada, enkaz başlarında yaşananları görüntüleyen gazeteciler engellendi. Yapılan itirazlar üzerine ise gazetecilerin ya iktidar yandaşları dışında kimseye verilemeyen ‘turkuaz kart’ taşımaları istendi ya da valiliklerden izin almaları istendi. Gözaltına alınan gazeteciler ‘sahtecilikle’ ya da haber kaynaklarının kullandığı ve henüz yayınlanmayan ifadeleri nedeniyle ‘yanlış bilgi yaymak’ iddiasıyla suçlandı. DFG olarak diğer meslek örgütleriyle birlikte karşı çıktığımız ‘Sansür Yasası’ da bu süreçte devreye konuldu”
Sahada engellemelerin yanı sıra sansür ve erişim engellerinin getirildiği belirtilen raporda “Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aralarında internet siteleri ve Youtube kanallarının da olduğu 340 URL’ye erişim engeli getirildi. Türkiye’de baskılı yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Xwebûn gazetesi ile Ortadoğu merkezli kadın yayıncılığı yapan NuJİNHA’nın Twitter adresleri kapatıldı. Tüm bu engelleme, baskı ve sansüre rağmen gazeteciler sahada olmaya devam etti. Deprem, yıkım, savaş ne olursa olsun hakikat arayışçısı olarak sahadan ayrılmayacağız, kalemimizi, fotoğraf makinemizi bırakmayacağız. DFG olarak da zor şartlarda çalışan meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.” denildi.
Yayın kuruluşlarına yönelik baskı ve sansürlere de yer verilen raporda, RTÜK’ün 2 farklı yayın kuruluşuna ceza verdiği, bunlardan 2’sinin yayın yasağı olduğu, 4’ünün ise para cezası olduğu, bir televizyona ise 3 gün ekran karartma cezası verdiği kaydedildi. Raporda, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2 internet sitesini kapattığı, 2’sine erişim engelli getirdiği, 345 sosyal medya içeriğine erişim engelli getirdiği belirtildi.