Depremin ardından Bayraklı ilçesinde 5 ile 12 kişilik çadırlarda yaşamak zorunda kalan insanlar, koronavirüs salgını nedeniyle endişeli olduklarını söyledi
İzmir’de merkez üssü Seferihisar olan depremde enkaz altında kalanlar için arama çalışmaları devam ediyor. Evleri hasar gören ve artçı depremlerden dolayı yurttaşlar, park ve boş alanlara çadırda yaşamlarını idame ediyor. Kızılay, AFAD ve Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği her çadırda 5 ile 12 kişi kalıyor. İnsanlar, koronavirüs (Kovid-19) salgınından kaynaklı bu durumdan oldukça endişeli.
’12 kişi dip dibe yaşıyor’
Torunları ve komşusu ile beraber 12 kişilik bir çadırda kalan Rukiye Savral (67), depremde yaşadıklarını anlattı. Deprem anında torunlarının çok korktuğunu belirten Savral, “Ben deprem esnasında Kuran okuyordum. Sarsıntı dinince torunumla hemen aşağıya indim. Eşim yukarıda kaldı. Seslenerek inmesi için çağırdım. Her taraf toz duman içindeydi. Dışarda insanlar panik halinde ağlıyordu. Depremin olduğu gece oğlum iki küçük çadır getirdi. İlk gece çok üşüdük. Benim evde bir hasar yok. Birçok komşumuzun evinde eşyalar devrildi ve hasar gördü. Normalde 65 yaş üstü yurttaşlara belli saatlerde dışarı çıkma yasağı var ama ben şuan mecburen dışarıda ve 12 kişi ile dip dibe yaşıyorum. Artçı depremler bitse bile ekonomik sorunlardan dolayı evimize korka korka geçeceğim” diye belirtti.
‘Dışarıda da evde de ölebiliriz’
Depremde Hayati adlı arkadaşını kaybeden ve çadırda yaşayan Kardelen Altun ise, artçı sarsıntılardan dolayı panik halinde olduklarını ifade etti. Pandemi salgınının devam ettiğini ve korktuklarını kaydeden Altun, “Bir çadırda 12 kişi kalıyoruz. Kovid olmaktan korkuyoruz. Sosyal mesafe yok ve şuan herkes iç içe yaşıyor. Böyle giderse İzmir’de vaka sayısı daha çok artacak. Burada bazen yemekler dağıtılıyor maske ve eldiven kullanılmıyor. Çadırda yaşayan yaşça büyük kişiler var ve pandemi koşullarında onlar içinde kötü bir durum. Nasıl yapacağımızı bilmiyorum” dedi.