17.9 C
İstanbul
22 Kasım Cuma, 2024
spot_img

Depremzede asistan hekimler: Herkesin sorunu çözüldü, bizimki hariç

Bölgelerini etkileyen 6 Şubat depremlerini üzerinden dört ay geçmesine rağmen, Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’da uzmanlık ve yan dal eğitimleri alan (tıp ve diş hekimliği) asistan hekimlerin eğitim sorunu sürüyor. Asistan hekimler, “Herkesin sorunu çözüldü, bizimki hariç” diyor.

Yıkılan ya da büyük zarar gören Mustafa Kemal Üniversitesi, Sütçü İmam Üniversitesi, Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakülteleri ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Fakültesi’ndeki yaklaşık 1400 asistan hekim ve yan dal uzmanlık öğrencisi, yeterli eğitim alamadıklarından endişe ediyor. Diken’den Mesude Erşan’ın haberine göre staj zamanı gelen tıp fakültesi öğrencilerine, deprem bölgesi dışındaki fakültelere kalıcı nakil izni verildi. Uzman hekimlerin de nakil istekleri kabul edildi. Asistan hekimler aynı hakkı talep ediyor.

Deprem bölgesinde barınacak ev kalmadığı için hekimler, dönüşümlü olarak esnek mesai usulü çalışıyor. Hocaların teorik ve pratik dersleri, eğitimin temelini oluşturuyor ancak asistanlar ve yan dal öğrencileri dönüşümlü çalışırken hocalarıyla bir araya gelemiyor. Pek çok öğretim üyesi, bölgeden geçici veya kalıcı göç etti. Hastanelere yeterli çeşitlilik ve sayıda hasta gelmiyor. Hastaların yatarak tedavi ve takip edildiği servislerin çoğunun kapalı olması da eğitimi aksatıyor.

Mazeretsiz nakil Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nde asistan hekimlere tanınmış bir hak. Ancak mazeretsiz nakil için geçiş yapılmak istenen ve halen eğitim görülen kurumun onayı gerekiyor. Buna rağmen asistan hekimler çalıştırılıyor. Kurumların yöneticileri, mazeretsiz geçişe hiçbir şekilde onay vermeyeceklerini açık bir şekilde bildiriyor. Tek istisna, depremden hemen sonra Hatay Mustafa Kemal Üniversitesinde yaşandı. Asistan hekimler mazeretsiz nakil için dilekçe verdi, dekan dilekçeyi onayladı iki ay bekleme süresi dolduğu için rektör de onaylamak zorunda kaldı. Bu tek istisna dışında, mazeretsiz geçişe başvuran hiç kimsenin dilekçesi onaylanmıyor.

‘İş gücü olarak gördükleri için bırakmıyorlar’

Hekim Birliği Sendikası, 19-21 Mayıs’da Antalya’da Depremzede Asistan Hekimler Çalıştayı yaptı ve asistan hekimlerin sorunlarını dinledi.

Çalıştayda isimlerinin yayınlanmasını istemeyen asistan hekimlerden biri, “Uzmanlık eğitimi vermekten ziyade bizi iş gücü olarak gördükleri için tutmak istiyorlar. Bizse ‘boş’ çıkmak istemiyoruz. Bunu istesek, ‘ayda üç nöbete gidip, paramı alır, üç yılda mezun olup, uzmanlık belgemi alırım’ diye bakardık. Asıl derdimiz eğitim” dedi.

Bir başka asistan hekim, yeniden Tıpta Uzmanlık Sınavı‘na (TUS) hazırlandığını ve deprem bölgesi dışında bir yerde yeniden uzmanlık eğitimine başlamayı planladığını söyledi. TUS’a hazırlananların takip ettiği bazı sosyal medya gruplarında, deprem bölgelerindeki hastanelerin eğitim klinikleriyle ilgili iyi yorumlar yapılmasının istendiğini anlatan hekim, “Tercih edilsin diye, her şey normalmiş gibi, motive edici şeyler yazıyorlar” diye anlattı.

Bir başkası, “Bu ülkedeki en kötü meslek asistan hekimliktir. Hakkımız yoktur bizim” diye söze başladı. Asistan hekimlerin üzerinde ciddi iş yükü olduğunu belirtti: “Hiç değerimiz yok. Hocalarımız için de 4-5 yılda uzmanlık eğitimimiz bitince gidecek insanlarız. Hakkımız hep alt seviyede kalır.”

‘Sadece 1500 kişinin değil, ilerideki hastaların da sorunu’

Asistan hekimlerden biri, “Asrın felaketini yaşadık. Başka bir bölgeye altı ay eğitime gidip, döndüğümüzde her şey iyi mi olacak? Olanaksız, depremin izi en az beş-10 yıl sürer. Niteliksiz yetişmemek için bu mücadeleyi veriyoruz” diye konuştu.

Diş hekimi uzmanlık eğitimi alan bir hekimse, “İki en zor sınavı geçerek (TUS ve DUS) uzmanlık eğitimi hakkını kazandık. Bu hakkımızın elimizden alınmasını istemiyoruz. Belki bugün 1500 kişiyiz ama yarın, öbür gün uzman unvanı aldığımızda, binlerce hastaya dokunacağız. Barınma büyük sorun. Ben bekarım konteynerde kalırım ama aile olanlar için koşullar çok zor” diye konuştu.

Yasalar eğitim görevini TUK ve akademiye veriyor

Çalıştayın sonuç bildirgesinde, Anayasa’nın 42’inci amir hükmü hatırlatıldı. Burada, kimsenin, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, eğitim ve öğretim kurumlarında eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetlerin yürütüleceği ve bu faaliyetlerin her ne suretle olursa olsun engellenemeyeceği düzenleniyor.

Tıpta ve Diş hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 11/6’ıncı maddesinde de uzmanlık öğrencisinin programlarda, TUK tarafından belirlenmiş müfredat ve standartlar çerçevesinde eğitim verilmesinin sağlanmasını akademik kuruldan isteme hakkı olduğu belirtiliyor. Aynı maddeye göre, akademik kurulca talebin karşılanamaması ya da akademik kurulun verdiği karara uzmanlık öğrencisinin itiraz etmesi halinde bu durum eğitim kurumunca on beş iş günü içinde bakanlığa bildirilmesi gerekiyor. Nöbet, çalışma ve eğitim odaları gibi eğitsel ve sosyal gereksinimleri karşılayan altyapı ve diğer standartların kurumca sağlanacağı belirtiliyor.

Aktarılan hukuksal düzenlemeler uyarınca TUK’un belirlediği çekirdek eğitim müfredatına uygun olarak ve buradaki asgari standartlarda eğitim verilmesi aynı zamanda uzmanlık öğrencileri yönünden bir hak ve idare tarafından da bir yükümlülük.

Maddi kayıpları da var

Asistan hekimler ayrıca ciddi maddi kayıplar yaşıyor. Döner sermaye ve performans sistemi bahane edilerek çok düşük teşvik ödemeleri, gecikmeyle yatırıldı. Özellikle üniversite hastanelerinde bu miktar düşük kaldı. Esnek mesai usulü çalışan hekimlerin nöbet ücretleri, ‘mesai tamamlanmadı’ denilerek ödenmiyor. Ödenecek olan nöbet ücretleri ise aylarca geriden geliyor. Görevlendirmeye giden asistan hekimlere bazı hastaneler teşvik ödemeleri yapacaklarını bazıları ise yapmayacaklarını beyan etti. Görevlendirmeye giden bir asistan hekim, aynı branşta çalışan görevlendirmeye gitmeyen asistan hekimin üçte biri oranında teşvik ücreti alabiliyor. Bu dönemde mecburi olarak yürütülen dönüşümlü nöbet usulü çalışma düzeni sebebiyle sürekli uzaktan gidiş geliş için yol masrafı yapılmakta ve kaza riski ile karşı karşıya kalınıyor.

Asistan hekimlerin bir diğer çözüm bekleyen sorunu, barınma. Hekimler su tesisatı, gideri, içinde yatağı bile olmayan, gündüzleri aşırı sıcak geceleri ise aşırı soğuk olan tek oda şeklinde eğri konteynerlerde ve onca kişiye verilmiş dört-beş olarak tuvalet ve iki-üç duş kabininin bulunduğu ortamlarda yaşıyor. Konteynerlerde türlü böcek geziyor ve temizlenmiyor.

Ayakta kalmış oturulabilecek az sayıda bina var. Bunların da büyük bir kısmı tadilat nedeniyle boşaltılmış. Kullanıma uygun olan az sayıda binada ise daire kiraları deprem öncesinin en az üç katına çıktı. Zaten eksik ödenen ücretleri ve yetersiz kalan maaşları ile bu kira bedellerini karşılamak iyice zorlaştı.

KaynakDiken

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol