HDP İzmir il binasına düzenlediği silahlı saldırıda Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer’in yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında karar çıkması bekleniyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına silahlı saldırı düzenleyerek Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer hakkında açılan davanın 7’nci duruşması Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesi’nde görülüyor.
HDP İzmir İl Örgütü tarafından duruşma öncesi yerleşke önünde basın açıklaması yapıldı.
“Katillerden hesap soracağız. Faşizm yenilecek biz kazanacağız” pankartının açıldığı açıklamaya, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Serpil Kemalbay, Pero Dündar, Murat Çepni, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, çok sayıda baro başkanı, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
“Davanın tek sanıkla kapatılmasına izin vermeyeceğiz”
Açıklamada konuşan Sancar, saldırının gerçekleştiği andan itibaren gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye yönelik sistematik bir faaliyet yürütüldüğünü söyledi. Türkiye’nin 3’üncü büyük şehrinde, 3’üncü büyük partisinin il binasında katliam amacıyla cinayet işlemenin tek başına yapılamayacağını söyleyen Sancar, başlı başına bu durumun, cinayetin siyasi ve örgütlü bir eylem olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Sancar, “Eğer daha önce işlenen siyasi cinayetlerin gerçek bağlantıları ve planlayıcıları, koruyucuları ortaya çıkarılsaydı, ülke şimdi bu utançlar içinde kalmayacaktı” diye belirtti.
Mahkemenin de gerçeği ortaya çıkaracak araştırmalardan kaçındığını kaydeden Sancar, şöyle devam etti:
“Nihayet bu dava kamuoyu gözünden kaçırılmak için buraya taşınmıştır. Bu senaryo çok tanıdıktır, bu senaryo ülkeye adaletsizliği ve hatta faşizmi yerleştirmek isteyen zihniyet sahiplerinin 10 yıllardır kurduğu tezgahtan farklı değildir. Bu cinayet işlendiğinde, Deniz Poyraz kardeşimiz katledildiği anda söylediğimiz şeylerden biri de ortada bir kaos planının bulunduğudur. Kaos planı toplumu dizayn etmek için ve sistemi daha da otoriterleştirmek amacıyla devreye sokulmuştur. Bu kaos planının engellenmesi için bizler elimizden gelen her türlü çabayı harcadık, yoldaşlarımızla, dostlarımızla birlikte durmadan bu yolda çalışmalar yürüttük.
Adalet ortadan kalktığında, hiç kimse kendi güvende hissedemez. Buradan mahkeme heyetine bir kez daha sesleniyoruz: Hakimlerin görevi maddi hakikati, gerçekliği ortaya çıkarmaktır. Ceza yargılamasının hukukunun evrensel temel kuralı budur. Maddi hakikat ortaya çıkmadan adalet gerçekleşmez. Adalet gerçekleşmezse toplumsal barış ve huzur sağlanamaz. Bizlerin her biri gibi hakimler de bütün yargı mensupları da bu güvensizlik ortamının tehditleri altında yaşarlar.”
Dosyanın tek sanıkla kapatılmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Sancar, sözlerini şöyle noktaladı:
“Tek kişi cezalandırıldığında arkasındaki bütün bağlantılar, devlet içindeki ilişkiler örtülmüş olacaktır. Örtülünce yeni cinayetler için de zemin daha da olgunlaştırılacak. Buna izin vermeyeceğiz, mahkemeden hangi karar çıkarsa çıksın, beklentimiz hakimlerin vicdanlarına uygun davranarak, vicdanlarına göre karar vererek, bu bağlantıları, devlet içi ilişkileri, bunun dışındaki çete bağlantılarını ortaya çıkarmaya yönelik bir karar vermesidir. Bunu yapmazlarsa, bunun takibi bizlere düşecektir. Bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da hakikati ortaya çıkarmak, adaleti, hakikat üzerine kurmak için mücadelemize kesintisiz devam edeceğiz.”
“Sokakta olmaya devam edeceğiz”
Mithat Sancar’ın ardından Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir üyeleri adına açıklama yapan Didar Gül, “Katledilen her bir kadının direnişini sahiplenerek mücadele etmeye devam ediyoruz. Aliağa Şakran Cezaevi İnfaz Kurumu’nun önündeyiz. Bizim buraya mahkeme dememizi bekliyorlar, ama biliyoruz ki buradan çıkacak adalet erkek adalettir. Biz kadınlar sokakta adalet arayacağız, sokakta olmaya devam edeceğiz” dedi.
Onur Gencer hakkında mütalaa
Bir önceki duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, Onur Gencer’in ‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme’, ‘Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme’ suçlarından 7 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.