Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına yönelik Onur Gencer tarafından düzenlenen silahlı saldırı ve parti üyesi Deniz Poyraz’ın katledilmesine ilişkin açılan davanın yedinci duruşması Şakran Cezaevi Yerleşkesi içerisinde bulunan duruşma salonunda görüldü.
Esas hakkındaki mütalaa hakkında savunma yapan sanık Gencer, “Kin yuttum kan kusturdum. Asla pişman değilim” dedi. Gencer, son sözünde de aynı cümleleri tekrarladı.
Mahkeme heyeti, Gencer’i indirimsiz olarak “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırırken, “mala zarar verme suçundan 4 yıl hapis, “konut dokunulmazlığını ihlali” suçundan 2 yıl hapis ve “ateşli silahlar kanununa muhalefet” suçundan da 3 sene hapis cezası almış oldu. Gencer toplamda ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 9 yıl hapis cezası almış oldu.
Duruşma öncesi HDP’nin çağrısıyla cezaevi önünde bir araya gelen çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri burada bir basın açıklaması düzenledi. “Katillerden hesap soracağız faşizm yenilecek biz kazanacağız” yazılı pankart ile “Deniz Poyraz için adalet”, “Deniz Poyraz isyanımızdır” ve “Deniz’in katillerini tanıyoruz” yazılı dövizler taşınan açıklamada, “Deniz Poyraz ölümsüzdür” sloganı atıldı. Açıklamaya, katledilen Poyraz’ın ailesi, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve milletvekilleri Murat Çepni, Serpil Kemalbay, Züleyha Gülüm, Pero Dündar ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
DURUŞMA AVUKATSIZ BAŞLADI
Duruşma avukatlara dayatılan detaylı X-RAY araması nedeniyle avukatsız başladı. Bir önceki duruşmada yetki belgesi olan avukatların duruşmaya alınmaması yönünde verilen karardan geri adım atılmaması üzerine ise avukatlar salonu terk etti. Cezaevi önünde avukatlar adına açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, şunları söyledi:
“Girdiğimiz ilk andan itibaren duruşma salonuna sinyal vermeden girmemiz bekleniyor. Yani bir avukatın kemerine ayakkabısına kadar aramak istiyorlar. Bunu kabul etmedik, edemeyiz. Bizler avukatlarız bizler yargılamanın üvey evlatları değil asli kurucu unsuruyuz. Böyle bir itibarsızlaştırma çabasını kabul etmedik. Yargılama içerde devam ederken bunun mücadelesini verdik. Daha sonra mahkeme başkanının kendi talimatı olmadığı yönünde bir ifade ile karşılaştık. İçeriye girebildik ancak öğrendik ki bir önceki celse verilen ve hukuki hiçbir geçerliliği olmayan yetki belgesiyle duruşmaya katılan avukatların kabul edilmeyeceği yönünde verilen karardan geri adım atılmayacağını öğrenince salonu terk ettik. Şu anda içerde bir yargılama yapılıyor ama avukatsız yargılama yapılıyor. Sadece bir tane sanık avukatı ver. Bu şekilde yapılan bir yargılamanın sonucunda bunun adil bir karar olduğuna kamuoyunun inanması bekleniyor. Böyle bir yargılamayı kabul etmeyeceğiz. Bugün içerdeki mahkeme salonu maalesef ki Türkiye’de iktidarın istediği salondur”
KADINLAR: GERÇEK ADALET MÜCADELESİ İÇİN DURMAYACAĞIZ
Sancar’ın ardından Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) adına açıklama yapan Didar Gül ise Deniz Poyraz için adalet arayışını sürdürdüklerini vurgulayarak, “Katliamın Kürt halkına düşmanlığın bir yansıması olduğunu ifade eden ederek, “Deniz’i katletmek kadın düşmanlığının, erkek aklın en açık biçimi. Bunun bilincinde olarak buradayız. Katledildiği ilk günden beri adını isyan bayrağı yaptık Deniz’in. Deniz’i katledenler bugün kurmak istedikleri düzen için her türlü kötülüğü yapıyor. Saldırdıkça saldırıyor, işe yaramadığını gördükçe saldırıyı körüklüyor ve çeşitli suçlar işliyorlar. Nafile. Ne yapsanız da biz burada olmaya devam edeceğiz. Sadece içerdeki tetikçi değil suçlu. Onu oraya gönderenlerin de yargılandığı, gerçek adalet mücadelesi için biz durmayacağız” diye konuştu.
KGB İzmir üyesi Didar Gül’e “devleti alenen aşağılama” suçlaması yöneltildi
Açıklamada kullandığı “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yargılanacak” ifadeleri nedeniyle polislerin müdahale ettiği Gül, eylem ardından yolda gözaltına alındı.
Arkadaşlarıyla yürüdüğü sırada yanlarına gelen polis ekiplerinin önce GBT yapmak istediği Gül ve yanındaki arkadaşları zorla polis aracına bindirilerek olay yerinden uzaklaştırıldı. Gül’ün nereye götürüldüğüne dair arkadaşlarına bilgi verilmedi.
Açıklamada kullandığı, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yargılanacak” ifadeleri nedeniyle gözaltına alınan Gül, emniyet ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Emniyette Gül’e “Suç işleri Bakanı” ifadesini kullandığı gerekçesiyle “devleti alenen aşağılama” suçlaması yöneltildi.