Tülay Hatimoğulları, Saraçhane’yi ziyaret etti, Özgür Özel ile ortak basın açıklaması düzenlendi. Hatimoğulları, “Toplumsal barışa yönelik sabotaj olarak görüyoruz bu süreci” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dün gözaltına alınmasının ardından bugün Saraçhane’yi ziyaret etti. CHP lideri Özgür Özel ile ortak basın açıklaması düzenlendi. Hatimoğulları, “Toplumsal barışa ve demokrasinin tesis edilmesine yönelik bir sabotaj olarak görmekteyiz bu süreci” dedi.
Basın açıklamasında konuşan Özel, “Hangimize olursa olsun aynı hukuksuz uygulamaya, Mardin’de olduğunda ben kalkıp gittiysem, Esenyurt’ta olduğunda Sayın Eş Genel Başkan kalktı geldiyse bugünkü ziyareti de o açıdan son derece önemli görüyorum. Bu akşam ve yarın akşam 20.30’da, buradaki kalabalıkların, dünkü Türkiye’nin dört bir yanındaki o kalabalıkların artarak devamını ümit ediyoruz. Sözümüze, demokrasiye, attığı oya değer veren herkesi akşam 20.30’da Saraçhane Meydanı’na ve ön seçime davet ediyoruz. Yerel seçim sandığının sonucuna sahip çıkamazsak, o sandık bugün giderse sıra 1936’da konulmuş genel seçim sandığına gelir. Devleti milletin karşısına diktiğinizde aslolan millettir. Son sözü halk söyler. ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.’ Millet, hakimin kendisi olduğunu, hükümet ve onun aparatları olmadığını göstermelidir” dedi.
“Demokrasinin, adaletin olmadığı yerde toplumsal barıştan bahsetmek mümkün değildir”
Hatimoğulları da “Bizler dün sabah bütün Türkiye’yi etkisi altına alan, üzen bir haberle uyandık. 106 kişilik bir listenin gözaltı haberiyle uyandık. İçinde belediye başkanları, meclis üyeleri, gazeteciler ve sanatçıların olduğu bir liste. Bunu başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere halkın iradesine yapılmış bir darbe olarak niteliyoruz. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Siyaseten baş edemediklerine kayyım rejimiyle, gözaltılarla, tutuklamalarla, diploma iptali gibi yöntemlerle yönelmek kabul edilebilir değildir. Tam da toplumsal barışı konuştuğumuz bir dönemde toplumsal barışa ve bu ülkede demokrasinin tesis edilmesine yönelik bir sabotaj olarak görmekteyiz bu süreci. Bunu asla kabul emeyiz, etmeyeceğiz de. En önemli hakkımız olan seçme ve seçilme hakkını sonuna kadar savunuyoruz. Türkiye sadece dün bu yaşanan operasyonla beraber neredeyse yüzde 3 oranında fakirleşme yaşadı. Borsa çöktü, döviz fırladı. 85 milyonun geleceğini ateşe atmaktan çekinmeyenler şunu iyi bilmeli ki 85 milyon her siyasi iradeden büyüktür. Demokrasiye, işe, aşa, ekmeğe ihtiyaç duymaktadırlar. Demokrasinin, adaletin olmadığı yerde toplumsal barıştan bahsetmek mümkün değildir. Çağrımızı yineliyoruz: Türkiye’yi ekonomik, siyasi anlamda çökerten, yargıyı kılıç gibi yurttaşın, siyasetçinin tepesinde sallandıran anlayışı kabul etmiyoruz. Yargı yoluyla gerçekleşen bu darbeci anlayışı asla kabul etmiyoruz. Ekrem İmamoğlu ve gözatında bulunan bütün arkadaşların serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Adalet tecelli etmelidir, hak yerini bulmalıdır. Bu 85 milyon yurttaşın vicdanına az da olsa su serpecektir. Böyle bir neticeyi bekliyoruz. Demokrasi için dayanışacağız, barış için dayanışacağız” diye konuştu.
