Görevinden alınarak tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’nın 15 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın 2’nci duruşması yarın görülecek. Mahkemede Mızraklı aleyhine verdiği ifadeyi tekrarlayan Hicran Berna Ayverdi’nin ise 73 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı davadan beraatı istendi.
İçişleri Bakanlığınca görevden alınarak yerine kayyım atanan ve itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin aleyhine verdiği ifadeyle 22 Ekim’de tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın 15 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın 2’nci duruşması Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde, yarın görülecek.
Segbis ile katılması bekleniyor
Hakkındaki iddianamede “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıl 6 ay ile 15 yıl hapis istemiyle yargılanan Mızraklı, duruşmaya tutuklu bulunduğu Kayseri Bünyan T2 Ceza İnfaz Kurumu’ndan ilk duruşmada olduğu gibi Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılması bekleniyor.
Mızraklı’nın dava dosyası, hakkında daha önce Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı iddia ile açılan davayla birleştirilmesi, seçim sürecinde katıldığı eylem ve etkinlikler ile itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin aleyhine verdiği ifadelerden oluşuyor.
Hastanede çalışmadığı ortaya çıktı
İfadesinde anestezist olduğunu ve Mızraklı’nın hekimlik yaptığı dönemde birlikte aynı hastanede çalıştıklarını ileri süren Ayverdi, bu dönemde Mızraklı’nın örgüt mensubu birbirini tedavi ettiğini iddia etti. Ancak daha sonra ortaya çıkan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarında Ayverdi’nin belirttiği tarihlerde söz konusu hastanede çalışmadığı ortaya çıkmıştı.
Mızraklı’nın yargılandığı dava kapsamında yöneltilen suçlamalar arasında iştirakçileri arasında Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, iş örgütleri ve AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun da bulunduğu Sarmaşık Yoksullukla Mücadele Derneği çalışmaları da bulunuyor.
Mızraklı’nın “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasının ardından celse arasında mütalaa veren Cumhuriyet Savcısı, Mızraklı’nın en üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.
İnsan hakları örgütleri, akademisyenler, sendikalar, meslek odaları ve sanatçılardan Selçuk Mızraklı çağrısı: “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı serbest bırakılsın”
Diyarbakır’da insan hakları örgütleri, sendikalar ve meslek odaları, yerine kayyum atanarak tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı’nın yarın Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan 2’nci duruşması öncesi basın açıklaması düzenledi.
Diyarbakır Barosunda düzenlenen açıklamayı kurumlar adına Diyarbakır Tabip Odası Eş Başkanı Şerif Demir yaptı. Açıklamalarda, kayyumların antidemokratik ve siyasal bir darbe olduğu belirtilirken, Mızraklı’nın mücadelesinin tanıkları oldukları ve seçilmişlerin serbest bırakılarak görevlerine iade edilmesi gerektiği söylendi.
“Kayyum uygulamaları antidemokratiktir”
Somut ve inandırıcı hiçbir gerekçe ortaya konulmadan yapılan keyfi tutuklamalar ve kayyum uygulamaları ve totaliter rejimlerde görülen seçme-seçilme hakkı gasbı uygulamalarını çağ dışı ve antidemokratik bulduklarını söyleyen Demir, “Ülkemizde toplumsal sağlığımızın ancak barış içerisinde bir arada yaşayacağımız demokratik bir ortamın oluşması ile gerçekleşebileceği bilinciyle tek adam rejimi uygulamalarına hiçbir şekilde boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz” dedi.
“Mızraklı’nın mücadelesinin en yakın tanıklarıyız”
Mızraklı’nın yoksulluğa karşı ve toplumun sağlık hakkı mücadelesindeki katkılarının, demokrasi ve insan hakları alanında yürüttüğü mücadelenin en yakın tanıkları olduklarını dile getiren Demir, “Dr. Selçuk Mızraklı başarılı bir hekim olmanın yanı sıra yaşadığı il olan Diyarbakır ve çevresindeki halkın sorunlarına çare olmak üzere tabip odası görevleri dışında, yoksullara yardım götürme amacıyla kurulmuş olan ‘Sarmaşık Derneği’ başkanlığını ve yine bölgesinin eğitim açığını gidermek üzere kurulan Mezopotamya Vakfı Üniversitesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini başarıyla yerine getirmişti” diye konuştu.
Dr. Selçuk Mızraklı’nın tüm hekimlik yaşamı toplumun sağlık ve yaşam hakkı mücadelesi, iyi hekimlik değerlerinin savunusuyla geçtiğini vurgulayan Demir, “Aynı zamanda demokrasi, özgürlük, barış ve insan hakları savunusunu iyi hekimlik mücadelesiyle birleştirebilmiştir. Diyarbakır’da halkın sağlık sorunlarına sahip çıktığı, yoksullukla mücadele ettiği için halk tarafından çok iyi bilinmekte, tanınmakta ve sevilmektedir. Belediye ve milletvekili seçimlerinde aldığı oylar bunun somut göstergesidir” dedi.
Yaşamı boyunca barış, demokrasi ve insan hakları mücadelesi yürüten Dr. Selçuk Mızraklı’nın serbest bırakılması gerektiğini belirten Demir, “Serbest kaldıktan sonra da hekim duyarlılığı ile yerine getireceğinden kuşku duymadığımız Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı görevine iadesinin sağlanmasını ülkemiz demokrasisi ve adaleti için yaşamsal değerde buluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Operasyonlar siyasal darbe ürünleridir”
70’ten fazla akademisyen, sanatçı ve STK temsilcileri de duruşma öncesi ortak bir açıklama yaptı. Açıklamayı Gazeteci Yazar Baskın Oran okudu.
Atama, görevden alma, kayyum gibi hukuksal kavramların arkasına saklanılarak gerçekleştirilen hukuk dışı operasyonların anayasal suç niteliği taşıyan siyasal darbe ürünleri olduğunu söyleyen Oran, “Kayyum atamalarıyla birlikte verilen ve sahte delillerin kullanıldığı tutuklama kararları, yasa ve hukuk dışı olduğu kadar siyasal amaçlı tutsak alma eylemleridir. Verilen kararların hakim ve savcılara yazdırılıp imzalatılmış olmaları, her darbede yapıldığı gibi suça yasal kılıf uydurma gayretinden başka bir anlam taşımamaktadır” dedi.Hukuksuzlukların tek merkezden yönetildiğini söyleyen ve Erdoğan’ın 19 Ocak’taki açıklamalarını hatırlatan Oran, “Artık yargının Cumhurbaşkanı’ndan talimatlar aldığı ve alması gerektiği en net biçimde ilan edilmiştir. Dr. Adnan Selçuk Mızraklı için hazırlanan soruşturma, talimatla başlatılmış bu operasyonların başında gelmektedir” diye konuştu.
“İtirafçı olayı seçimden 11 gün önce mi hatırladı?”
Üç yıl önce pişmanlık yasasından yararlanan H.B.A adlı itirafçıya seçime 11 gün kala, içeriğinin sahte olduğu kısa sürede kanıtlanan teşhis tutanağının imzalatıldığını dile getiren Oran, “İtirafçı itiraflarını iki yıl önce tamamlamış ve tutuklanmıştır. Bu itiraflarda Adnan Selçuk Mızraklı’nın adı geçmemektedir. İtiraflarında yer almayan bir olayı nasıl olmuş da iki yıl sonra ve seçime 11 gün kala birdenbire hatırlayıvermiştir” ifadelerini kullandı.
“Seçilenler iade edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz”
AKP’nin iktidarının yapılan yolsuzlukları ve diğer suçları gizlemeye devam etmek için yerel yönetimlere zor yoluyla el koymaktan başka çıkışı kalmamıştır diyen Oran, şu ifadeleri kullandı: “Biçimsel demokrasinin en temel ilkelerinin dahi açıktan ve bu kadar açık biçimde çiğnenmesi; istenmedik sonuçların işine gelmediği zaman çöpe atılması; sokaklarda, meydanlarda savunulamayan demokrasinin seçim sandıklarında korunamayacağını göstermiştir. Seçilenler görevlerine iade edilene kadar kayyumlara ve tutuklamalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz”