10 yıl önce kaçak bir maytap atölyesinde patlama sonucu çıkan yangında hayatını kaybeden 21 işçi, katliamın gerçekleştiği Davutpaşa’da anıldı.
31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçar bir maytap atölyesinde patlama sonucu çıkan yangında 21 işçi hayatını kaybetmişti. ETHA’nın haberine göre, Aslan Doğan, Gülhan Çabuk, Haciyev Sehriyar Recepoğlu, Halit Alkan, Hasan Akhun, Heybettullah Güleç, Hüseyin Tayranoğlu, Kadir Cesur, Kazım Nişli, Lezgi Şimşek, Mehmet Coşkun, Metin Erdoğan, Niavroz Mamadov, Orhan Saday, Ömer Boyraz, Ömer Vural, Semra Bakkal, Sevdat Çelik, Yaşar Kara ve Zübeyir Bal, Adalet Arayan İşçi Aileleri tarafından, katliamın 10. yılında Davutpaşa’da anıldı.
“Davutpaşa, adalet arayışının 10. yılındayız! Peşinizi bırakmayacağız! İş cinayetlerini unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankart, dövizler ve karanfillerle patlamanın olduğu yere yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşte, geçen 10 yılda yaşananlar anlatıldı.
“10 SENEDİR VİCDAN VE ADALET MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYORUZ”
Patlamanın gerçekleştiği yerde sona eren yürüyüşün ardından, patlamada hayatını kaybedenlerin isimleri okundu ve “unutma” diye haykırıldı. Hayatını kaybedenler için karanfiller bırakıldı. Söz alan Hakan Güleç, vicdan ve adalet nöbetini 10 yıldır sürdürdüklerini söyledi. Hayatını kaybeden işçilerin aileler olarak yargıya, “Bugün bize yarın başkalarına, yarın belki de sizin sevdiklerinize gelecek. Gelin bu cinayetlere son verelim” dediklerini söyleyen Güleç, suçluların cezalandırılmasını istedi. Güleç,“Unuttukları bir şey vardı, adalet arayan aileler 10 sene değil 110 sene de geçse ne bu dünya da ne de öbür dünyada bu kan emicilerin yakasını bırakmayacak” dedi.
SORUMLULARIN YARGILANMASI ENGELLENDİ
Patlamada eşi Gülcan Çabuk’u kaybeden İdris Çabuk, aileler adına hazırlanan basın metnini okudu. 10 yılın ardından geçenleri hatırlatan Çabuk, yürüttükleri hukuki mücadeleleri anlattı. Patlamadan sadece 3 ay sonra Cumhuriyet Savcılığı’nın görevlendirdiği bilirkişi heyetinin, düzenlediği raporda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ’ı sorumlu tuttuğuna dikkat çeken Çabuk, idarelerin izin vermemesi nedeniyle bu kurumların yetkililerinin yargılanmadığını kaydetti. Ancak Savcılığın ve ailelerin Bölge İdare Mahkemesi’ne ve Danıştay’a başvurularıyla yargılanabileceklerini belirten Çabuk, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yargılanmasına izin verilmeme kararı ise onandı. Bu karar için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat ettik. Hala bekliyoruz” dedi.
Ceza davasının sadece Zeytinburnu Belediyesi’nde görevli müdürler ve bina sahipleri için açılabildiğini, ancak sürecin 4. yılına girerken Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürü’nün sanık olarak davaya iştirakini sağlayabildiklerini belirten Çabuk, Danıştay’ın yargılanmasına izin verdikten sonra Zeytinburnu Belediye Başkanı hakkında yetkili kılınan Cumhuriyet Savcısı’nın bir haftada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini dile getirdi. Bunun üzerine Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettiklerini, Zeytinburnu Belediye Başkanı’nın sanık olarak ifade vermesini sağladıklarını ifade eden Çabuk, “Duruşmaya ifade vermek üzere gelmesi gerekirken, doktor raporu göndererek mazeret bildirdi. Aynı gün sosyal medyaya yemeklerde dolaştığı haberleri yansıdı. 13. duruşmada kendisini dinledik” dedi.
YARGITAY KARARINI KABUL ETMEYECEĞİZ
Belediye başkanının ifadesi alındıktan sonra mahkemenin dosyayı bilirkişi heyetine gönderdiğini ve 15. duruşmada rapor beklerken, görevlendirildikten 7 ay sonra bilirkişilikten çekilen heyet üyesi olduğunu öğrendiklerini aktardı. Bu olaydan 6 buçuk yıl sonra yani 14 Temmuz 2014’te Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını verdiğini söyleyen Çabuk, şöyle devam etti:
Yargıtay Başsavcılığı 2015 yılında sunduğu Tebliğnamesi’nde İstanbul Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bölge Müdürü Atakan Tanış ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın cezalandırılmaları gerektiği, İSKİ ve BEDAŞ yöneticileri hakkında dava açılarak yargılanmaları gerektiği yönünde görüş bildirdi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017 yılı bitmeden nihayet karara vardı. Gelin görün ki, bizlerin temyiz taleplerini, Yargıtay Savcısı’nın taleplerini ve mevcut Mahkeme kararını hiçe sayarak kısmen onama kısmen bozma kararı verdi.
Çabuk, Yargıtay kararını asla kabul etmeyeceklerinin söyledi
VİCDAN VE ADALET NÖBETİ, OSTİM VE İVEDİK’TE ÖLEN İŞÇİLERE ADANDI
Açıklamanın ardından Adalet Arayan İşçi Aileleri, her ayın ilk pazar günü Galatasaray Meydanı’nda tuttukları Adalet ve Vicdan Nöbeti’nin 69’uncusu için Galatasaray Meydanı’na geçti. Bu ay ki nöbet dün (3 Şubat) 7. yıldönümü olan OSTİM ve İvedik’te meydana gelen iki ayrı patlamada yaşamını yitiren işçilere adandı.
Galatasaray Meydanı’nda, iş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerin fotoğraflarının yer aldığı pankartın açıldığı ve “Kaza da kader de değil, cinayet”, “İş kazası değil cinayet” dövizlerin taşındığı eylemde Davutpaşa patlamasının yıldönümü olduğunu kaydeden aileler, “10 yıldır her gün yüreklerimiz dağlanıyor, acılarımız taptaze. İşte bu acılarımız ve adalet ülkümüz bizleri birleştirdi. Yılmadık, bıkmadık, usanmadık. Adalet gerçekleşsin diye gayret gösterdik” dedi.
“ÇARESİ YOK BÜTÜN SORUMLULAR YARGILANACAK”
Davutpaşa’da eşini kaybeden Arzu Cesur, Davutpaşa’nın adalet mücadelesinde bir milat olduğunu belirtti. Bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Cesur, aileler adına basın metnini okudu. 2012’de 11 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan Esenyurt Marmara Park AVM inşaatı çadır yangınına ilişkin açılan davayı hatırlatan Cesur, “Yargıtay’ın bozma kararından sonraki ilk duruşma 26 Ocak 2017’de görüldü. Mahkeme Ece Türkiye ve Marmara Park hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Mahkeme ‘gerçek sorumlular bulunsun’ dedi. Mahkemede ailelerin avukatları, daha önce ceza alan işçilerin avukatları ve Cumhuriyet Savcısı Yargıtay bozma kararına uyulmasını ve gerçek sorumluların yargılanmasını talep etti. Mahkeme Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına karar verdi. Yargıtay’ın suç duyurusunda bulunulmasını istediği Kayı İnşaat ve Mira Teks’in yanı sıra Ece Türkiye ve Marmara Park AVM hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Bir sonraki duruşma 21 Haziran 2018’de görülecek” ifadesini kullandı.
Adalet duygusunu yitirmemiş, vicdanlı herkesin “bu vahşeti” anlayarak davranması gerektiğini kaydeden Cesur, “İş cinayetlerine dur diyebilmek için Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne başladık, devam ediyoruz”dedi.
Cesur, ayrıca en çok canı yananlar, geri kalanlar için ve başka canlar yanmasın diye dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de 28 Nisan’ın İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesi için başlattıkları imza kampanyasıyla dayanışma çağrısı yaptı ve şöyle “Çaresi yok, bütün sorumlular yargılanacak” dedi.
İmza metni için: iscinayetleriniunutma.org