İngiltere’de son üç ayda 65 yaş üzerindeki 700 kişinin evlerinde öldüğü, birçoğunun günler sonra bulunduğu ortaya çıktı. Dr. Mike Osborn, “Öldükleri bir-iki hafta sonra anlaşılan ve cesetleri çürümeye başlayan insanlar var” dedi.
Guardian gazetesinin haberine göre, mart, nisan ve mayıs aylarında 700 kişinin evlerinde öldüğü belirlendi. Evlerinde aileleriyle ya da tek başına yaşarken hayatlarını kaybeden bu kişilerden kaçının cesetlerinin sonradan bulunduğu bilinmiyor.
‘Covıd-19 tespit ettik’
Koronavirüs ölümlerini araştırmak için Pataloglar Birliği (Royal College of Pathalogists) bünyesinde oluşturulan komisyonunun başkanı Dr. Mike Osborn, çok sayıda bu tür vakayla karşılaştıklarını belirterek “Öldükleri bir-iki hafta sonra anlaşılan ve cesetleri çürümeye başlayan insanlar var” dedi. Dr. Osborn, çürüyen cesetlerde ölüm nedenini belirlemenin güç olduğunu ancak yine de bu kişilerin Covid-19’dan öldüklerini tespit edebildiklerini söyledi.
‘Kaygılarımız haklı çıktı’
Bu kişilerinin öldüklerinin, yakınları, arkadaşları ya da komşularının şüphelenip haber vermesiyle ortaya çıktığı belirtiliyor. Yaşlılara yardım kuruluşu Age UK’in Başkanı Caroline Abrahams, “Başından beri yaşlı kişilerin virüs ya da başka nedenlerden evlerinde tek başına ölmüş olabileceklerinden endişe ediyorduk. Kaygılarımızın haklı çıkması son derece üzücü” dedi.
Age UK’in 2019 raporuna göre, 66 milyon nüfuslu İngiltere’de yaşı 65’in üzerinde olan kişilerin sayısı 12 milyon civarında. Bu kişilerden 5,4 milyonu 75, 1,6 milyonu da 85 yaşın üzerinde. Ülkede yaşı 90’ın üzerinde olan kişilerin sayısı 579 bin. Yaşı 100’ün üzerinde olan kişilerin sayısı ise 14 bin 430. Age UK’in projeksiyonlarına göre 2030’a kadar ülkedeki her beş kişiden biri 65 yaşın üzerinde olacak. İngiltere’de bakımevlerinde 400.000’den fazla kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.
‘Sürü bağışıklığı’ politikası
Salgının başlangıcında, ilk etapta “toplumsal ya da sürü bağışıklığı kazanılması amacıyla virüsün kontrollü yayılması” stratejisi izleyen İngiltere, bu durumda ölü sayısının 300 bin dolayında olabileceği yönündeki raporlar ve eleştirilerin ardından geri adım attı.
İngiltere ile birlikte Hollanda, İsveç, bir ölçüde ABD gibi bir dizi kapitalist devlet de salgın krizine karşı aynı politikayı izleyeceklerini açıklamışlardı. “Sürü bağışıklığı” olarak adlandırılan bu politika, salgının yayılmasına müdahale etmeyerek; bu yolla ölenlerin ölmesi, ölmeyip sağ kalanların ise bağışıklık kazanması esasına dayanıyor.
Yaşlılara “fazlalık” muamelesi
Yaşlı nüfus, salgın virüse karşı en savunmasız durumda olan kesimi oluşturuyor. Bu kesim, büyük oranda geçmiş yıllarının 40-50 yılını, emek gücünü kapitalistlere satarak yaşamını sürdürdü, onlara artı-değer kazandırdı ve nihayet, çoğu iş yaşamından gelen kronik sorunlarıyla beraber emekliliğe ayrılarak artık, artı-değer üretme işlevini yitirdiler.
Sosyal güvenlik kapsamında maaş bağlanan, sağlık hizmetleri alan bu nüfus, kapitalist devletler tarafından ‘yük’ olarak görülmekte, ‘fazlalık’ adledilmektedir.
Kapitalizm öldürüyor
İngiltere’de 700 yaşlı insanın evlerinde ölü bulunması, bazılarının bedeninin çürümesi tam da bu çürümüş kapitalist sistemin vahşet tablosudur.
İnsan insan olarak değil, kar-zarar maliyeti olarak değerlendiren bu insanlık dışı sistem, 70-80 yaşın üzerinde olan, bakım ve sağlık masrafları yüksek olan, “boşuna” maaş alan nüfusun azalması yolu ile, virüs salgınından “kârlı” çıkmayı amaçlamaktadır.
Kapitalizm insanı yok etmektedir ve bu sadece fizikî olarak anlaşılmaması koşulu ile “ölüm”dür. Yani, kapitalizm, insanı ve insanlığı öldürmektedir.