Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle 871. hafta açıklamasını da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri canlı yayınla yaptı. Bu haftaki açıklamada, gözaltında kaybedilişlerinin 30. yılında İbrahim Demir ve Agit Akipa için adalet istendi
871 haftadır fail meçhul cinayete uğrayan yakınlarının faillerini ve kaybedilenlerin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle bu haftaki açıklamayı da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi.
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanması nedeniyle eylemlerini 82 haftadır İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde gerçekleştiriyordu. Koronavirüs salgınına rağmen eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, son 90 haftadır sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları canlı yayınlarla adalet taleplerine devam etti.
Bu haftaki açıklamada, 12 Aralık 1991 tarihinde gözaltına alınıp kaybedilen İbrahim Demir ve Agit Akipa için adalet istendi.
Akipa: “Faili meçhullerin üzeri bilerek ve isteyerek kapatılıyor”
Açıklamada ilk sözü Agit Akipa’nı kızı Suzan ve Fehmi Akipa aldı. Suzan Akipa konuşmasında şunları kaydetti:
Her yıl, her an kurduğumuz söz ve söylediğimiz şeyler değişmiyor. Başta anneler olmak üzere Cumartesi İnsanları’nın talepleri ve arayışları yıllardır hiç değişmedi. Bu taleplerin ve arayışların mücadelesi de hiç eksilmedi, aksine giderek yükseldi. Babam Agit Akipa ve amcam İbrahim Demir’in gözaltında katledilmesi aileleri, yakınları ve bir bütün olarak toplumsal hafızamız açısından hala ilk günkü tazeliğini koruyor. Çünkü failler yargılanmadı. Yargılanmayı bir tarafa bırakalım, failler tespit bile edilmedi. Etkin bir soruşturma yürütülmedi ve dönemin etkili, yetkili sorumlu kamu görevlileri, devlet yetkilileri soruşturulmadı ve cezalandırılmadı. Bu kadar ağır ailevi ve toplumsal mağduriyetler yaratan bir dosya hem iç hukukta hem de AİHM’de zamanaşımı gerekçe gösterilerek cezasız bırakıldı. İnsan yaşamı, toplumsal adalet karşısında hiçbir anlam ifade etmemesi gereken ‘zamanaşımı’ ile dosyanın cezasız bırakılması, faili meçhullerin üzerinin bilerek ve isteyerek kapatılması anlamına geliyor.
Agit Akipa’ın oğlu Fehmi Akipa, “Agit Akipa, Şırnak İdil’e bağlı Çukurlu köyünde köy muhtarıydı. Bundan 30 yıl önce babam köye dönerken yol kesilerek katledilmiştir. Bunu yapan da çevre köylerdeki korucular, asker ve köyümüzde devletle işbirliği yapan kişilerdir. Aradan geçen zaman içerisinde Türkiye’de yerel mahkemelere ve AİHM’e başvurmamıza rağmen bir türlü adaleti sağlayamadık. 30 yıl geçmesine rağmen adaletin peşindeyiz, adaletin olmadığı Türkiye’de adalet peşinde koşmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Metin Demir: “Davamızın peşinde olacağız”
İbrahim Demir’in oğlu Metin Demir de “Babam İbrahim ve amcam Agit Akipa İdil’den köye dönerken JİTEM tarafından yolu kesilerek gözaltına alındılar. Ertesi gün babam ve amcamın bir mağarada cansız bedenlerine ulaştık. Babamı işkenceyle, amcamı silahla vururarak katletmişlerdi. O günden bugüne kadar rahmetli Sayın Tahir Elçi aracılığıyla hukuk ve adalet yoluna başvurduk. 871 haftadır Cumartesi Anneleri olarak bu meydanlardan haykırıyoruz. Davamızın peşinde olacağız” ifadelerini kullandı.
871. hafta açıklamasını ise Murat Aslan’ın kardeşi Fatma Aslan okudu.
“Demokratik devletler, bireylerin haklarını etkin bir adalet sistemi ile korumakla görevlidir. Herkes için güvenilir, adil ve etkili bir adalet hizmeti dağıtmak hukuk devletinin esasını oluşturur. Çünkü bir hukuk devletinde bireyin adalet sistemine güven duyması esastır Türkiye’de bireylerin haklarını esas alan bir hukuk sistemi olmadığı gibi sistem hukuksuzluğu, haksızlığı normalleştirme işlevi görüyor” diyen Aslan, bu nedenle vatandaşların kahir ekseriyetinin Türkiye’deki adalet sistemine güvenmediğini belirtti.
“Bir asker gizlice aileleri ‘mağaralara gidin’ diye yönlendirdi”
Aslan sözlerinin devamında, İbrahim Demir ve Agit Akipa’nın gözaltına kaybedilişine dair detayları anlattı:
36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak’ın İdil İlçesi’ne bağlı Çukurlu Köyü’nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı. Köylüler üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konularak askerler yerleştirilmişti.
İbrahim Demir ve Agit Akipa, askerlerin okulu ve evleri boşaltmaları için önce Kaymakamlığa ardından İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı. 12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa İdil’deki bir siyasi cinayet taziyesinden evlerine dönmek için köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu. İbrahim Demir ve Agit Akipa Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı’na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındılar.
Jandarma karakoluna giden ailelere, Karakol Komutanı “Onları hiç görmedik” dedi. Bir asker gizlice aileleri “mağaralara gidin” diye yönlendirdi. Aileler köylülerle birlikte askerin işaret ettiği bölgeyi karış karış aradı. 13 Aralık 1991 tarihinde girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaşıldı. Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı Üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların “adam öldürme” suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi. Bunun üzerine 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde “men’i muhakeme” kararı verdi.
“Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz”
2011 yılında ailelerin, avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulunduğunu ve yeni bir soruşturma başlatan savcılığın dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurduğunu belirten Aslan, “Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi. Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’tan soruşturma başlattı. (2011/646) Ancak yürütülen soruşturmalardan bir sonuç alınmadı. Sonuçta dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı” ifadelerini kullandı.
Demir ve Akipa dosyasının hakkaniyete uygun, adil bir çözüme kavuşturulması çağrısında bulunan Aslan, sözlerini şöyle sonlandırdı:
Kaç yıl geçerse geçsin İbrahim Demir ve Agit Akipa için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan172 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.