Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle 865. hafta açıklamasını da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri canlı yayınla yaptı. 30 yıl önce gözaltına alınan ve kaybedilen Hüseyin Toraman’ın annesi Hatice Toraman, 30 yıl geçmesine rağmen hâlâ acısının dinmediğini söyledi
Cumartesi Anneleri, 866. haftada 27 Ekim 1991’de gözaltına alındıktan alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Hüseyin Toraman için adalet istedi.
COVID-19 nedeniyle sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada konuşan Toraman’ın annesi Hatice Toraman, oğlunun kaybedilişin üzerinden 30 yıl geçtiğini ve hâlâ acısının dinmediğini söyledi.
866’ncı hafta basın açıklamasını Cumartesi İnsanı Çağla Seven okudu. Seven Toroman’ın nasıl kaybedildiğini ve sonrasından yaşanaları şu sözlerle aktardı:
24 yaşındaki Hüseyin Toraman 27 Ekim 1991 sabahı İstanbul/ Kocamustafapaşa’daki evinin önünden silahlı, telsizli, sivil giyimli, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı Beyaz Toros’a zorla bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleli ve Hüseyin’in eşi tanık oldu.
Karakol amiri: Siyasi polis gözaltına aldı
Mahallelinin ihbarı üzerine Çınar Polis Karakolu’ndan gelen polis ekibi işlem yapmadan olay yerinden ayrıldı. Baba Ali Rıza Toraman Çınar Karakolu amirine ulaşarak, ‘Oğlumu kaçıranlara neden müdahale etmediniz?’ diye sordu.
Karakol amiri Hüseyin’in kaçırılmadığını, siyasi polisler tarafından gözaltına alındığını, bu nedenle müdahale edemediklerini söyledi. Baba Toraman karakol amiri ile yaptığı görüşmenin ses kaydını aldı.
“Gözaltına alındığı reddedildi”
Aile hemen İstanbul Emniyetine ve savcılığa başvurdu. Ses kaydına, tanıklara rağmen Hüseyin’in gözaltına alındığı reddedildi. Ailenin ısrarlı arayışı olayı basının ve kamuoyunun gündemine taşıdı.
Oluşan kamuoyu baskısı karşısında suskunluğunu bozan İstanbul Emniyet Müdürlüğü 5 Aralık 1991 tarihinde Hüseyin Toraman’ın polis tarafından arandığı ama kesinlikle gözaltına alınmadığı açıklamasını yaptı.
Bakanlık iddiaları reddetti
Hüseyin’in gözaltında kaybedilmesi soru önergesi ile meclise taşındı. Aile dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, Başbakan Süleyman Demirel ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile görüştü.
İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, 13 Aralık 1991 tarihinde Hüseyin Toraman ile ilgili iddiaları içeren soru önergesine verdiği cevapta tüm iddialarını reddetti.
Toraman Ailesi’nin Hüseyin’in akıbetinin araştırılması talebiyle başvurduğu TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu da hazırladığı raporda; ‘kayıt dışı gözaltına alınan oğlumuz kaybedildi’ diye feryad eden aileye ‘gözaltına alındığı ileri sürülen Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığına dair hiçbir kayıt bulunmadı’ dedi.
Ailenin ve İHD’nin tüm ilgili kurum ve kişilere yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığı inkar edildi. 1991 yılında Fatih Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturma bir sonuca ulaşmadı.
Dosya kapatıldı
2011 yılında yapılan başvuru sonucunda İstanbul Cumhuriyet Savcılığının başlattığı soruşturma ise ‘zamanaşımı süresi dolduğundan soruşturmaya yer olmadığı’ kararı ile kapatıldı. Yapılan itiraz sonucunda dosya üzerindeki kapatma kararı kaldırıldı. Ancak dosyada bugüne kadar bir gelişme yaşanmadı.
Hüseyin Toraman’ın gözaltında kaybedilişinin 30. yılında bir kez daha talep ediyoruz:
Devlet hukuka uysun; Hüseyin Toraman’ın akıbetine dair derhal etkili soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirsin, suçtan sorumlu olanları tespit edip cezalandırılmalarını sağlasın.