653. haftasında Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, “Mahmut Doğan ve gözaltında kaybedilenler için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz” diyerek bir araya geldi.
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, 653. kez gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sorarak oturma eylemini kayıp Mahmut Doğan’a adadı.
“Failler belli kayıplar nerede?” pankartının yeniden açıldığı eylemde, Cumartesi Anneleri gözaltında kaybettiklerinin fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı. Gözaltında kaybedilen Mahmut Doğan’ın mektubu okundu.
Eylemde, kayıp yakınları adına gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya söz alarak, “Babam devlet tarafından kaybedildi, ama burada tek bir kişi kalıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Cumartesi İnsanları adına yapılan açıklamada şu sözler vurgulandı:
JİTEM ve devletle bağlantısı TBMM raporlarında da gözler önüne serilen Hizbullah, Diyarbakır’da yaşam hakkına ağır darbeler vurdu. Yaşam hakkını korumakla yükümlü olan devlet bu yükümlülüğünü yerine getirmedi.
Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, zorla kaybedilme ve cezasızlığa karşı, “Yaşam hakkının ve insan onurunun korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
NE OLMUŞTU?
37 yaşındaki 4 çocuk babası Mahmut Doğan Diyarbakır’da yaşıyor ve taksi işletiyordu. Çalıştığı taksi durağı Bağlar Karakolu’nun yanındaydı.
27 Kasım 1993 tarihinde öğlen yemeği için evine geldi. Yemekten sonra aracıyla durağa gitmek üzere evden ayrıldı. Mahmut Doğan akşam eve dönmeyince ailesi telaşlandı önce Bağlar Karakolu’na başvuran aile ardından Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. Emniyetteki görevliler Mahmut Doğan’ın arabasında silah yakalandığı için gözaltında olduğunu, isterlerse kendisine yemek getirebileceklerini söyledi. Kısa bir süre sonra yemekle gelen aileye bu sefer “Burada o isimde biri yok” denildi. “Yarım saat önce eşimin burada olduğunu söylediniz” diye itiraz eden Zümrete Doğan hakaret ve küfürlere maruz kaldı.
Aile tekrar Bağlar Karakoluna geldi. Dönemin karakol amiri komiser Coşar Coşkun, Emniyeti arayıp bilgi istedi. Emniyettekiler isim benzerliği olduğunu söylediler.
Üç gün sonra karakola çağrılan aileye aracın bulunduğu ve Çınar Ovabağ Karakolu’nda olduğunu söylendi. Araba bulunsa da tüm resmi kurumlara başvuran aile Mahmut Doğan’ın akıbeti ile ilgili bir sonuç alamadı. 28 Ocak 1994 tarihinde Mahmut Doğan ile uzun zamandır kayıp Abdülselam Kızmaz’ın cansız bedenleri Karacadağ, Çınar Bellitaş Köyü’ndeki Reçellik mağaralarında bulundu. Çınar’a getirilen cenazelere otopsi yapıldı. Ardından aile suç duyurusunda bulundu ama hukuki bir süreç işletemedi.
2000 yılında Hizbullah’a yapılan operasyonlar sonucunda Hizbullah’ın “Karacadağ grubu” olarak bilinen 10 kişi, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. Yargılananlardan Tahsin Kara mahkemede 1992-94 yılları arasında isimlerini verdiği 11 kişinin örgüt tarafından öldürülmesi eylemine bizzat katıldığını söyledi. Bu kişiler arasında taksi şöforü Mahmut Doğan mahkeme kayıtlarında soyadı belirlenemeyen kişi olarak geçti.
2007 yılında sonuçlanan davada mahkeme ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Tahsin Kara’nın suçlandığı delil dosyasının esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolduğunu, bu nedenle yeterli ve kesin delil mevcut olmadığını belirterek Tahsin Kara’nın 12 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Sanıklar aldıkları ceza yattıkları 7 yılı karşıladığı için tahliye oldular.
Mahmut Doğan’ın zorla kaybedilmesi nedeniyle, bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Aile’nin başvuruları davaya dönüşmedi. 24 yıldır Mahmut Doğan’ı kaybedenler cezasızlıkla korundu. 24 yıldır devlet, bu suçun açığa çıkarılması ve faillerinin hakkaniyete uygun cezalandırılması görevini yerine getirmedi.
Sendika.Org