Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1023’üncü kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri’nin eylemine çok sayıda hak savunucusu katıldı. Bu haftaki eylemde, 29 Ekim – 8 Kasım 1995 tarihleri arasında gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınmayan Seyhan Doğan, Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun ve Süleyman Seyhan’ın akıbeti soruldu.
Açıklamada konuşan gözaltında kaybedilen Nezir Duman’ın kızı Newroz Duman, devletin fail olduğu gözaltındaki kaybetmelerde cezasızlık politikasının uygulandığını ifade eden Duman, “Bilinçli bir yargı politikası olarak uygulanan cezasızlık, tüm toplumu tehdit eden hukuki bir kara delik yaratıyor. 29 Ekim–8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/Dargeçit’te ağır silahlı askerler ve korucular tarafından yapılan ev baskınlarında dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Dargeçit Jandarma Taburu’na götürüldü” diye konuştu.
Tanık asker de kaybedildi
Gözaltında tutulanlardan bazılarının bir süre sonra serbest bırakıldığını aktaran Duman, “Ancak 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun ve 57 yaşındaki Süleyman Seyhan’dan bir daha haber alınamadı. Onları soran ailelerine ‘Sorgu sonrası serbest bıraktık, dağa gitmişler’ cevabı verildi. Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Seyhan’ın bulunmasından iki gün sonra da onun bulunduğu yer hakkında ailesine bilgi verdiği ve taburda yaşananları üst makamlara aktarma potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle, Dargeçit Jandarma Taburu’nda görevli uzman çavuş Bilal Batırır da kaybedildi” ifadelerini kullandı.
Kemiklerde işkence izi vardı
Ailelerin yaptıkları suç duyurularının, etkin bir soruşturma yürütülmeden takipsizlik kararlarıyla sonuçlandığını vurgulayan Duman, “Ailelerin ve İnsan Hakları Derneği’nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi’nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı ve soruşturma başlattı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı. 2012-2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı” diye belirtti.
Yargılananlar beraat etti
Yargılama sürecinde kayıpların nasıl ve kimler tarafından kaybedildiğinin mahkeme kayıtlarında yer almasına ve tanık beyanları ile delillerin olduğuna dikkat çeken Duman, “Ancak mahkeme, 4 Temmuz 2022 tarihinde dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz ile uzman çavuş ve koruculardan oluşan 18 sanığın beraatına karar verdi. Karara karşı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılan istinaf başvurusu 7 Mayıs 2024 tarihinde reddedildi. Bunun üzerine Yargıtay’a yapılan temyiz başvurusu ise halen sonuçlanmadı” diye belirtti.
“Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”
Yargıtay’a adaletli bir yargılama için görevini yerine getirme çağrısında bulunan Duman, “İncelemekte olduğunuz Dargeçit dosyasını insan hakları ve evrensel hukuk değerleri ışığında, bağımsız ve insan onuruna uygun bir yaklaşımla sonuçlandırın. Kaç yıl geçerse geçsin; Dargeçit’de kaybedilenler için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Ardından söz alan Seyhan Doğan ağabeyi Kadir Doğan, “Annem, babam hep buraya gelirdi. Artık gelemiyorlar, ben devraldım. Bugün annemin doğum günüydü. Adalet arıyoruz ama bu ülkede adalet yok” ifadelerini kullandı.
Açıklama, karanfillerin Galatasaray Meydanı’na bırakılmasıyla son buldu.