Babası gözaltında kaybedildiğinde 3 yaşında olan Hüseyin Aydemir’in kızı Dilan Aydemir, katillerin bulunması ve adaletin sağlanması çağrısında bulunarak, “Bir mezarımız olsun” dedi.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 857’nci haftasını da koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle online olarak gerçekleştirdi.
Bu hafta 19 Ekim 1995 yılında gözaltına alınarak kaybedilen 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir’in akıbeti soruldu.
Cumartesi İnsanlarından Bingöl Elmas, Hüseyin Aydemir’in 1995 yılının ortalarında yaşadığı Lice’nin Tûtê (Yaprak) köyünde koruculuk dayatması ve köy yakmaları gibi baskılar nedeniyle İstanbul’a göç ettiğini belirtti.
TAKİPSİZLİK KARARI
Aydemir’in 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul’un Avcılar ilçesinde bulunan arkadaşı Fehmi Tosun’un evine gittiğini belirten Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki arkadaş birlikte kahvaltı ettikten sonra saat 10.00 sıraları evden çıktılar ve bir daha geri dönemediler. Onların Aksaray’da sivil polisler tarafından gözaltına alındıklarını öğrenen aileleri tüm yasal yollara başvurdu. Her yerde oğullarını arayan Aydemir Ailesi onun polisler tarafından Ankara’ya götürüldüğü, Ankara emniyetindeyken de askeri yetkililerce teslim alındığı bilgisine ulaştı. Ancak ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Hüseyin Aydemir ve arkadaşı Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Hukuk işletilmedi. Onların akıbetlerinin açığa çıkartılmasını, suçun faillerinin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte soruşturmalar yürütülmedi. Zamanaşımı gerekçe gösterilerek dosyalarında takipsizlik kararı verildi.”
ARAMAKTAN VAZGEÇMEDİ
Hüseyin Aydemir’in kızı Dilan Aydemir ise “Annem ilk olarak Avcılar karakoluna ifade vermeye geldi. Sonrasında gereken bütün yasal yollara başvurmasına rağmen babamla ilgi hiçbir haber alınamadı. Annem 5 çocukla ve kucağında bir bebekle, hiç bilmediği bir şehirde, sadece konuşa bildiği birkaç kelimeyle babamı aramaktan vazgeçmedi” dedi.
“ADALET İSTİYORUZ”
Aydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz yaşantımızın her anında babasızlığı yaşadık, baba kelimesini kullanmadan babaya hasret bırakıldık. Ben babamı kaybettiğimde henüz 3 yaşındaydım. Babamı resimlerinden ve onurlu duruşundan tanıyorum. Bizler artık adalet istiyoruz. Devlet sadece hırsızı suçluyu yakalamak mı? Bizim kayıplarımızın katillerini artık bulsunlar. Bizimde üzerine gideceğimiz bir mezarımız, mezar taşında ismi yazılan bir mezar olmasını istiyoruz. Adalet çocukların babasız kalması mı, adalet annelerin çocuklarını kaybetmesi mi. Bizlerde bütün kayıp yakınları gibi adaletin bizim yanımızda olmasını istiyoruz. Bizim yaşadıklarımız kimse yaşamasın istiyoruz. Katiller belli failler belli cezalandırılmasını istiyoruz.”