Cizre’de, 18 aylık Mehmet Uytun’u biber gazı tüfeğiyle ölümüne neden olan asker Hakan Alkan hakkında 11 yıl sonra verilen hapis cezası, 18 bin 200 TL’lik para cezasına çevrildi
Cizre’de, 18 aylık Mehmet Uytun’u biber gazı tüfeğiyle ölümüne neden olan asker Hakan Alkan hakkında 11 yıl sonra verilen hapis cezası, 18 bin 200 TL’lik para cezasına çevrildi.
MA’da yer alan habere göre; Şırnak Cizre’de 2009’da evin balkonunda annesinin kucağındayken asker Hakan Alkan’ın attığı biber gazından yaşamını yitiren 18 aylık Mehmet Uytun’un ölümüyle ilgili davada ödül gibi ceza çıktı. Alkan’a “taksirle ölüme neden olmak” suçundan verilen 3 yıl hapis cezası, 18 bin 200 TL para cezasına çevrildi.
Cizre Kaymakamlığı’ndan “katil”e soruşturma koruması
Cizre Kaymakamlığı’nın sanık asker Hakan Alkan hakkında soruşturma izni vermemesi nedeniyle, dava ancak Uytun’un ölümünden 11 yıl sonra açılabildi. Soruşturma izni verilmemesi üzerine avukatların 31 Ağustos 2012’de Diyarbakır İdare Mahkemesi’ne yapılan itiraz reddedildi. İdare Mahkemesi’nin 4 Aralık 2012’deki ret kararıyla, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin 14 Ocak 2013’te soruşturmaya dair takipsizlik kararı verdi.
AYM kararına rağmen soruşturma izni verilmedi
Takipsizlik kararının ardından Aytun ailesine hukuki destek sunan İnsan Hakları Derneği (İHD) avukatları, etkin soruşturma yürütülmemesi nedeniyle bireysel başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM, 15 Aralık 2016 tarihinde ihlal kararı verdi. Ancak AYM’NİN kararına karşı Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma izni istediği Cizre Kaymakamlığı, sanık asker hakkında yeterli delil bulunmadığını öne sürerek, 4 Temmuz 2019’da bir kez daha soruşturma izni vermedi.
İstinaf Mahkemesi’nden soruşturma izni
Kaymakamlığın soruşturma izni vermemesi kararına karşı avukatlar 19 Temmuz 2019’da, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı da 25 Temmuz 2019’da Gaziantep Bölge Adliyesi’ne başvurdu. İstinaf Mahkemesi, 3 Aralık 2019 soruşturma izninin verilmesi hükmüne vardı.
Yeniden açılan soruşturma, sanık asker Hakan Alkan’a “taksirle ölüme neden olma” suçundan davayla sonuçlandı. 3 Şubat 2021’de Cizre 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, sanık asker Alkan, Genelkurmay Başkanlığı’nın söz konusu gaz fişeğinin kendi envanterinde bulunduğunu bildirmesine rağmen bir kez daha kapsülün kendi silahından çıkmadığını savundu. Alkan, karar duruşmasında da aynı beyanlarda bulundu.
Katile ödül gibi ceza
Mahkeme, Alkan hakkında “taksirle ölüme neden olmaktan” 3 yıl hapis cezası verdi. Cezanın sanığın geleceği üzerinde olası etkisi düşünülerek, altıda bir oranında indirime gidilerek, 2 yıl 6 aya düşürüldü. Verilen uzun süreli hapis cezasının sanığın kişiliğine etkisi, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak, ceza 18 bin 200 TL para cezasına çevrildi.
Davaya hukuki destek veren İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun ile avukat Ercan Yılmaz, mahkeme kararına karşı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtiraz dilekçesinde, sanık askerin cezasının para cezasına çevrilmesinin hukuka aykırı bir işlem olduğu belirtildi.
ACM’de yargılanmalı
Dilekçede, “Sanığın kullandığı silah, teknik özellikleri itibari ile lazer nişangahlı olarak geçmektedir. Bu silah hedef seçilerek vuruş yapılmak suretiyle kullanılmaktadır. Dolayısıyla suçun vasfının değişme ihtimali vardır. Sanığın eyleminin doğrudan kasten adam öldürmeye yönelik olduğu veya bu olmasa dahi eyleminin olası kast ile adam yönelik olduğundan sabit olduğundan görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilerek, yargılamanın burada devam etmesi gerekmektedir” talebinde bulunuldu.
Olayın gerçekleştiği saatten önce ve olay anında herhangi bir gösteri ve yürüyüşün bulunmadığının tanık ve müşteki beyanlarıyla sabit olduğu kaydedilen dilekçede, olay saatinde gerçekleşen yasa dışı etkinliklerinin olup olmadığı hususunun Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorulması istendi.
Bebeğin ölümüne neden olan gaz fişeğine ait kapsül imha edildi!
Uytun’un ölümüne neden olan gaz fişeğine ait kapsülün Cizre Emanet Memurluğu tarafından imha edildiği anımsatılan dilekçede, bu gaz kapsülünü imha eden kişiler hakkında suç delillerini gizleme ve yok etme suçundan suç duyurusunda bulunulması talep edildi.
“Kasten öldürmeden yargılanmalı”
Mahkeme hakiminin başından beri savunmanın hiçbir talebini kabul etmediğini, tanık beyanları yerine sanık beyanlarına itibar edildiği belirtilen dilekçede, bu nedenle hakimin tutumuna karşı Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet başvurusu yapıldığı bilgisine yer verildi. Dilekçenin devamında, “Yapılan yargılamada deliller tarafsız olarak değerlendirilmemiş, bazı deliller kaybedilmiş, taleplerimiz hukuka aykırı bir biçimde reddedilmiş, katılan beyanlarına itimat edilmeyip sanık beyanları sorgulanmadan doğru kabul edilmiş ve mahkemece yargılamanın sonucunda sanığın eylemiyle hiçbir biçimde uyuşmayacak bir biçimde taksirle ölüme neden olma suçundan cezaya hükmolunmuştur. İşbu kararın bozulması gerekmektedir” denildi.
Dilekçede, yerel mahkeme kararının mağdurlar lehine bozulması, sanık hakkında “kasten veya olası kastla insan öldürme” suçundan ceza tesis edilmesine ya da bozulan dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi talep edildi.