ÇHD İzmir Şubesi, düzenlediği basın toplantısında kasım ayında Silivri’de görülecek ÇHD’lilerin davasına ilişkin bilgilendirme yaptı. Kamuoyunu da davayı sahiplenmeye çağırdı.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Selçuk Kozağaçlı ve ÇHD’li avukatların 7-11 Kasımda Silivri’de görülecek davasına ilişkin dernek binasında basın toplantısı yaptı. Salona “7-8-9-10-11 Kasımda Silivri’deyiz. Tutuklu avukatlara özgürlük” pankartının asıldığı açıklamaya Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, İnsan Hakları Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği İzmir şubeleri temsilcileri destek verdi.
Basın metnini okuyan ÇHD İzmir Şubesi Yöneticisi Nazlı Akın, içinden geçilen dönemin egemen sınıfların kendi tekelinde bir hakikat algısı inşa ederek bunu topluma dayatmaya çalıştığı bir dönem olduğunu söyledi. Buna karşı ise adalet arayışında olan avukatların hep var olduğunu belirten Akın, “Her türlü saldırıya kararlılıkla direnç gösteren devrimci avukatlık pratiğinin uygulayıcılarının örgütü olan bir hukuk örgütüdür Çağdaş Hukukçular Derneği. Bu yüzdendir ki derneğimizin genel başkanı ve yöneticileri düzmece yargılama mizansenleriyle cezalandırmaya çalışılmaktadır. İşbu dosyanın esasında tüm sanıklar avukat olup takip ettikleri davalar, müvekkilleri ve mesleki faaliyetleri, hapishane ziyaretleri suçlama konusu olarak yöneltiliyor. Suçlamaların delili olarak ise bir kısım itirafçı tanık ve gizli tanık beyanları ile 2004 ile 2006 yılları arasında Hollanda Belçika ülkelerinden Türkiye’ye getirildiği söylenen ‘örgütsel doküman’ olarak tabir edilen yazışma içerikleri sunuluyor. Yine dosyanın en önemli delili olduğu söylenen Hollanda Belçika belgeleri diye anılan belgelerin delil akıbeti de benzer şekilde belirsiz durumda. Belgelerin yurt dışında ele geçirildiği iddia edilen tarihten bu yana 23 yıl, ülkeye getirildiği söylenen tarihten bu yana ise 18 yıl geçmiş durumda” diye belirtti.
Delillerin incelenmesi için savunma makamına verilmediğini dile getiren Akın, “Mütalaa hazırlayan savcılık FETÖ firarisi savcı Adem Özcan’ın hazırlamış olduğu iddianameyi kopyala yapıştır metodu ile mütalaasına almış durumda. Öyle ki virgül ve harf hataları dahi aynı şekilde mütalaada yer alıyor ve ceza isteniyor. Tutukluluk durumu ise hep aynı basmakalıp ve kopyala yapıştır ifadelerle devam ettiriliyor. Adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ilkesel olarak ihlal ediliyor, yok sayılıyor ve siyasi ajandalar ile bir yargılama nihayete erdirilmek isteniyor. Siyasi saiklerle olduğu açıkça görülen yargılama pratiğine karşı hukuki itirazlar sunulacak. Buna karşılık mahkemenin umursamaz ve ceza yargılamasının en temel ilkelerini dahi ihlal eden yargılama pratiği göz önüne alındığında hukuki müdahaleler gibi kamuoyunun davaya ilgisi ile Silivri Hapishanesi içinde bulunan mahkeme salonunu doldurmak ve etkin şekilde savunmaya ve avukatlara yönelen bu saldırıya karşı durmak en önemli gündemimiz olarak önümüzde duruyor. Biz de tüm meslektaşlarımızı, baro başkanlarını, hukukçuları ve kamuoyunu halkın savunma hakkına ve avukatlık mesleğinin bağımsız varlığına olan saldırıya karşı dayanışmaya, savunmaya ve 7-11 Kasım tarihleri arasında duruşmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.