Ekonomi bakanı, uyarmıştı; “Yağmur yağacak, çatımızı onarmamız lazım!” Ardından eklemişti; “Fırtına kopabilir!”
Tabi ki patronları uyardı; işçilerin, garibanların dama-çatıya ihtiyacı yok!
Patronların damı akacak da, çatısı mı uçacak? Ne münasebet!
Arkalarında kale gibi devletleri-saray rejimi var. ‘Ne istediler de almadılar’ bugüne kadar?
En fazla, her krizde olduğu gibi küçükleri ayakaltında gidecek, büyükler tarafından yutulacak.
ESAS KRİZ, BU DÜZENİN VARLIĞIDIR!
Krizin kaynağı kapitalist sömürü, yağma ve kumarhane düzenidir. Esas kriz, bu düzenin varlığıdır:
İşçiyi, emekçiyi iliğine kadar sömüren… Kârları azalmasın diye önlem almayıp her ay ortalama 150 işçiyi iş cinayetlerinde öldüren… İşçilere 1600 lira asgari ücreti çok gören… İşçilerin sendika hakkını tanımayıp grevlerini yasaklayan… Taşerondaki işçileri ‘kadro’ yalanıyla ‘taşeron kamu işçisi’ haline getiren ve sesini çıkaranların üzerine beslediği polis ordusunu salan bu rezil düzenin varlığı krizdir!
FATURA YİNE BİZE KESİLECEK
Kriz olsa da olmasa da her zaman sömürülen, söğüşlenen, canı yakılan biz olduk; faturalar hep biz işçi-emekçilere kesildi. Zaten kıt-kanat yaşamaya çalışıyoruz, belli ki boğazımızı daha fazla sıkacaklar…
Çarşı, pazar ateş pahasıdır. İtiraz etsen yanıt hazır; “1 dolar 5 lira, ben ne yapayım!”
Tane, gram devrindeyiz artık; 3 tane elma, 2 armut, 2 muz, 3 kabak, 4-5 tane patates, yarım kilo kiraz, yarım kilo biber… 50 lira gitti, file çeyrek! Et-kıyma ise yine liste dışı…
KRİZE SEÇİM FRENİ!
24 Haziran’da seçim var. İçine düştükleri krizi seçim nedeniyle frenlemeye çalışıyorlar. Ağır faturasıyla seçim sonrası dönemde yüzleşeceğiz.
Sadece 2018 ‘de ödenmesi gereken dış borç miktarı 160 milyar dolardır ve hazine neredeyse tamtakırdır.
İMF vb. tefeciler akbaba gibi bekliyor. Kucağına düşecekleri kesindir. Sonrası belli; faturası abalıya!
‘Saray’ın itibarından’ fedakârlık yapılamayacağına göre; “ey benim fedakâr, aziz milletim, biraz daha sıkıyoruz kemerleri, düzlüğe az kaldı!”
Bugün 6 milyonun üzerinde olan işsiz sayısının yeni işyeri kapanmaları, iflaslarla katlanacağı da kesindir.
KRİZİN FATURASI İŞÇİ KANIYLA BESLENEN SERMAYE SINIFINA!
Bu rezilce yaşamın esas sorumlusu tepemizdekiler ve kokuşmuş düzenleri de… Şairin dediği gibi kabahatin çoğu da bizde!
Bu toplumun ezici çoğunluğuyuz. Biz çalışmasak, biz üretmesek hayatın akışı tepetaklak olur. Başımıza çöreklenmiş bir avuç kan emici, zevk-û sefa içinde hayat sürüp ensemizde boza pişiriyor, aşağılıyor, zulmediyor.
Birlik olamamanın, yeterince örgütlü olamamanın, kendi yolumuzda yürüyememenin bedelini bize ağır ödetiyorlar.
Bu düzenini tarihin çöplüğüne gömecek tek güç, hayatı her gün yeniden üreten işçi sınıfıdır. İşçi sınıfının yolu esaretten kurtuluşun yoludur. Kurtuluş, devrimde, sosyalizmdedir.
Krizin faturasını sermaye sınıfına ödetmek için; sınıfsız, sömürüsüz, özgür bir gelecek için, tüm işçi-emekçileri İşçi Gazetesi saflarında; devrim ve sosyalizm mücadelesinde örgütlenmeye çağırıyoruz.
İşçi Gazetesi / 28 Mayıs 2018