Yakamıza yapışan ve yazgı denen bu kanlı coğrafyanın çocuklarıydık hepimiz.
Stratejik ve jeopolitik çıkarların aslında fırsatçılık, hırsızlık, cinayet ve tecavüz demek olduğunu öğrendiğimiz gün büyüdük.
Çocuklarımızı öldüren, kadınlarımıza tecavüz eden Rumların yargılanmasını için hiçbir girişimde bulunmadık, çünkü biz de onların çocuklarını öldürüp, kadınlarına tecavüz ettik.
Cesetlerini ya bir kuyuya attık ya da gömdük.
Yüzleşecek yüzümüz kalmamacasına tam 44 yıldır yalanlarla, talanlarla idareyi maslahat eyledik.
Muratağa’nın, Atlılar’ın, Sandallar’ın, Palekitre’nin, Derinya’nın, Tirfon’nun ve daha nice katliamın hesabının verildiğini, sorumlularının yargılandığını görmeden de ölüp gideceğiz herhalde.
Yıl 1974, siyah beyaz bir resimde Muratağa İlkokulu öğrencileri öğretmenleri ile birlikte:
Yaz tatili nedeniyle köyde olmayan öğretmen ve saklanacak yer bulan bir öğrenci (Şafak Nihat ortada en uzun boylu) hariç bu resimdeki tüm çocuklar EOKA-B tarafından yakınları ile birlikte öldürüldü.
O resme bakarken küçük Andreascığı da hatırladım.
Kıbrıslı Rumların en küçük kaybı olan 6 aylık Andreas annesi, ninesi ve teyzeleriyle birlikte yaşadığı Trahoni’deki (Tirfon-Demirhan) toplu mezarda bulunmuştu.
Gazeteci arkadaşım Sevgül Uludağ’a Tirfon’da bir toplu mezarda yanında emziği ile bulunan küçük Andreas’ı hatırlattığımda;
“Bebeciğin üzerinde plastik çengelli iğne ile tutturulmuş bezi vardı” dedi.
Öptüğüm, kokladığım, bağrıma bastığım tüm bebeklerin o güzel kokusunu hatırladım, ağladım.
-Ah, nasıl bir cinnetmiş ki bu, bize birbirimizin çocuklarını öldürtmüş?
Kıbrıslıtürklerin en küçük kurbanı ise henüz on altı günlük olan Selden bebekti.
Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamının diğer kurbanlarıyla birlikte gömülü bulunmuştu.
Sevgül’ün bana yolladığı resimlere bakıyorum;
Palekitre katliamında öldürülen 2 yaşındaki Lukas oyuncak at üzerinde masumca gülümsüyor.
5 yaşındaki Hristakis Palekitreli’ydi. Evinde masanın altında saklanırken, bir kurşunla bacağından yaralandı. Savaş sırasında Dikomo’da oluşturulan hastaneye götürüldü ve 44 yıldır kayıp!
On yaşında Palakitre katliamında öldürülen ama hiçbir toplu mezarda bulunamayan 10 yaşındaki Yannakis Suppuris;
Onun resmini yıllar önce görmüştüm; o muzip çocuk gülüşü ile oturduğu sıradan fırlayıp “öğretmenim” diye diye bana heyecanla bir şeyler anlatacakmış gibi hissetmiştim.
Gülden ve Kadriye; Muratağa- Sandallar- Atlılar katliamının küçük kurbanlarından…
Palikitre katliamında öldürülen 3 yaşındaki Julia Suppuri…
Palekitre katliamında öldürülüp cebindeki oyuncakları ile gömülen 4yaşındaki Dimitris Suppuris…
7yaşındaki Hristakis Efsthatiu annesi ve babası Vasilya’daki evlerinden eşyalarını almalarına yardım gerekçesi ile bir Kıbrıslıtürk ile Masari’den yola çıkmışlardı. Üçü de 44 yıldır kayıp.
Derinya’dan kayıp 5 yaşındaki Andreas’tan geriye, oyuncak at üstündeki siyah beyaz bir resim kalmış.
14 yaşındaki Hıristakis Englezu bir toplu mezarda bulundu ama 11 yaşındaki kardeşi Yorgacis Englezu 44 yıldır kayıp.
Gülden Ali Osman, Kadriye Erdoğan, Temray Mustafa, Özlem Ali Osman, Şeniz Arif, Muratağa, Atlılar Sandallar katliamında öldürülen Kıbrıslıtürk çocuklardan birkaçı.
Bu çocukların gözlerine bakın!
( Sevgül Uludağ’a göstermiş olduğu ilgi ve yardımdan dolayı teşekkür ederim.)
CANAN SÜMER
15 Ağustos 2018
AFRİKA GAZETESİ





