Birleşik Metal-İş işten çıkarmaları erteleyip ücretsiz izni ve işçiye sefalet dayatmayı meşru kılan tasarının işçiler lehine değiştirilmesini istedi
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş işten çıkarmaların 3 ay yasaklanacağı şeklinde sunulan yasa tasarısına ilişkin yaptığı açıklamada, “Yapılmak istenen işten çıkarmayı erteleme adı altında ücretsiz izin, açlık ve sefalet dayatmasıdır” dedi. Birleşik Metal-İş tasarının işçilerin lehine değiştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yapılan yazılı açıklamada tasarıyla yapılmak istenenler şu şekilde sıralandı:
- Tasarı üç ay süre için İş Kanunu’nun 25/1-II maddesinde yer alan “ahlak ve kötü niyet kurallarına uymayan haller” dışında işten çıkarmayı yasaklamamakta sadece üç ay ertelemektedir. Bunun anlamı işverenlerin işçileri tazminatsız olarak işten çıkarmaya devam edebilecek olmalarıdır. Ayrıca İş Kanunu’nun 25/1-2. maddesi dışında işçi çıkaran işverenlere de herhangi bir yaptırım getirilmemiştir.
Yapılması gereken ayrımsız bir şekilde işten çıkarmaların yasaklanması ve aksi durumda işverene yaptırım uygulanmasıdır.
- Fesih yasağı kapsamına alınan işten çıkış halleri için ise ücretsiz izin düzenlemesi getirilmektedir. Yani işverenlere işten çıkarmadığı işçileri ücretsiz izine çıkarma hakkı verilmektedir. Üç ay olan bu süre Cumhurbaşkanın tarafından altı aya kadar uzatılabilecektir.
Mevcut yasal durumda işçi ücretsiz izni kabul etmek zorunda değildir. Ancak torba kanunda yer alan maddenin yasalaşması ile birlikte işveren işçinin kabulü olmadan tek taraflı ücretsiz izin uygulayabilecektir.
İktidarın reflekslerine bakılırsa geçici olan bu durum kalıcı hale getirilebilir.
- Tasarıda düzenlenen haliyle işverenin ücretsiz izine yolladığı işçiye İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günde 39 lira 24 kuruş ödenmesi öngörülmektedir. Bu miktar damga vergisi kesintisi ile ayda 1.168,27 TL’dir. Bu tutar adeta sadakadır.
- Üstelik ücretsiz izine yollanan işçiye bu ödeme İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılacaktır. İktidar her zamanki gibi işsizlik sigortası fonunu işverenlere kaynak olarak kullanmaktadır.
- Tasarı ile ücretsiz izinden faydalanan işçinin bunu kabul etmeyip çıkması işten ayrılması halinde işsizlik ödeneğinden yararlanmasının da önüne geçilmeye çalışılmaktadır.
- Diğer bir tehlike ise ücretsizi iznin bir takvim yılı içinde 30 günü aşması halinde işçilerin ve ailelerinin genel sağlık sigortası kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanamamasıdır. Zira 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu uyarınca 30 günlük ücretsiz izin sonrası işçiler gelir testi yaptırıp, genel sağlık sigortası primlerini de kendileri yatırmak zorunda kalacaklar. İşsizlik ödeneği veya kısa çalışma ödeneği ödendiği sürede işçiler sağlık yardımından yararlanmaktadırlar, tasarı bu yönü ile değiştirilmelidir.
- Bu düzenleme yasalaşırsa, kısa çalışma ödeneği işlevsizleşecektir. İşçiyi ücretsiz izine çıkarma hakkına yasal olarak erişen işverenler kısa çalışmaya başvurma ihtiyacı duymayacaktır. Ücretsiz izine çıkarmanın serbest olduğu durumda işçileri dilediği gibi izine çıkarabilecek, dilediğinde geri çağırabilecek, yine dilediğinde yaptırım olmadığından işten çıkarabilecektir.
- Bu düzenleme sonucu işveren kısa çalışma ödeneğine başvurmak yerine işçiyi ücretsiz izine çıkardığında işçinin kaybının artacaktır. Çünkü kısa çalışma ödeneği başvurusunda işçiler minimum 1752 lira ile 4 bin 380 lira arasında değişen ödenek alabilmektedir. Ücretsiz izin uygulamasında ise işçinin yaklaşık 600 ile 3 bin 200 lira arasında kaybı olacaktır.
Bu düzenlemenin işçilerin değil işverenlerin taleplerini karşılamak için yapılmak isteniyor. Şu ana kadar yapılan telafi çalışmasının genişletilmesi gibi esneklik düzenlemelerine şimdi de ücretsiz izin uygulaması eklenmek istendiği anlaşılmaktadır. Bunun adı salgının fırsata çevrilmesidir.
Salgında toplumun ihtiyacı sürekli işverenlerin çıkarlarını gözeten düzenlemeler değil, işçilerin iş, gelir ve yaşam güvencelerini sağlamaya dönük düzenlemelerdir.