Bu sayıları Erdoğan’ın istemi doğrultusunda indirdiğinizde zaten disipline olamayan bu halklar iyice gevşeyecek ve hastalık hiçbirinizin altından kalkamayacağı noktaya gelecektir.
- Ay kız gördün mü ABD nasıl rezil oldu?
- Canım, sen bırak ABD’yi İtalya’ya bak İtalya’ya, tepetaklak gitti.
- Ben Ayşo’yla Bülo’ya katılmıyorum, sizin İspanya’dan haberiniz yok sanırım!
Bu konuşma tarzını daha da uzatabilirim ama işi çok da (Onlar kadar) sulandırmak istemiyorum. Dünyada bir salgın var ve tedaviye en geç başlayan ülkelerden biri Türkiye ve sahte rakamları açıklayıp Dünya Sağlık Örgütü’ne bildiriyorlar. Oysa bu rakamların gerçek olmadığını Türk Tabipleri Birliği de açıklamaya başladı. İlk yapılan testlerde pozitif çıkmayan ama korona tedavisi gören hastalar öldüğünde bu listeye giremiyorlar. Son olarak Mersin’de yaşamını yitiren doktor bunun en açık örneği.
Perşembe günü Istanbul Valiliğinden çekilen 2 fotoğrafı yayınlamıştım yazımda, o bildirilere göre neredeyse önümüzdeki 2 ayın hasta, ölüm ve iyileşen listesini yapmışlar ve çok ciddi bir düşüş yaşanıyor hastalıkta. Yazımın sonunda içişleri bakanlığının valiliklere gönderdiğini tahmin ettiğim hayali araştırmadaki sayılarla, bakanın her gün açıkladığı sayıları karşılaştıracağımı yazmıştım. Aynen dediğim gibi oluyor, bakanlığın tahmini rakamlarının 4-5 kişi altında bakan ölüm ve hastalanan sayıları açıklıyor 3 gündür.
Bugün daha da ilginç bişey oldu, iyileşen insan sayısı günlük hastalanan sayısını geçti. Bu dediklerimiz olabilir ama nasıl olur? Önce o ülkede hastalığın seyrinin PİK yapması, yani en tepe noktasına çıkması, ülke nüfusunun oldukça bir çoğunluğuna bulaşması gerekiyor. Oysa Türkiye’de hastalık PİK yapmadı.
Yada bize ve bilime göre yapmayan PİK Erdoğan’a göre yaptı. Bunu açıklayamıyorlar ama Erdoğan’a göre PİK ramazanla beraber ayarlandı ve doktorlar da buna uyuyorlar. Doktorlar derken TV’lerde konuşan ve çoğunluğu bilim kurulunda olanları kastediyorum.
Eğer bu kişiler gerçekten TIP okudularsa ve bilime inanıyorlarsa, gerçekten yaşamlarının en büyük hatasını yapıyorlar. Oruç tutmayla ilgili bir soruya bile doğru dürüst yanıt veremiyorlar ve aile doktoruna sorulması gerektiğini söyleyerek kaçamak bir cevap veriyorlar. Oysa ölümcül bir hastalık var, bu iş çocuk oyuncağı değil ve en azından 50 yaş üstünün böyle bir dönemde oruç tutmaması, vücut direncini düşürmemesi gerekiyor.
3 gündür CNNTÜRK ve Haber Türk ekranlarına çıkan doktorları gördükçe deliye döndüm. Erdoğan’a uymak mecburiyeti hissettiklerinden diğer ülkelerin ne kadar sefil olduklarını açıklamaktan başka bişey yaptıkları yok. Bu kişilerin hepsi Tabipler Birliği’ne üyeler ve başkanlarının açıklamasıyla ilgili tek sözcük bile etmiyorlar.
Perşembe günü yazdığım yazıya ne içişleri bakanlığından ne de valilikten bir yalanlama geldi, gelecek gibi de gözükmüyor. Nasıl ramazan öncesi ölüm sayılarını haftalık olarak 20’şerli arttırdılar, şimdi de ramazan sonuna kadar 20’şerli olarak düşürecekler.
Sayın doktorlar, ilk sokağa çıkma yasağının açıklanma biçiminden sonra çoğunuzun istifa noktasına geldiğini bilmeyen gazeteci kalmadı. Birden ne oldu da değiştiniz bilemiyorum ama bu yaptığınız hata insan yaşamıyla oynamaktır. Bu sayıları Erdoğan’ın istemi doğrultusunda indirdiğinizde zaten disipline olamayan bu halklar iyice gevşeyecek ve hastalık hiçbirinizin altından kalkamayacağı noktaya gelecektir. İnsan sağlığı şaka değildir, insan sağlığı siyaset değildir, insan sağlığı dine alet olmak hiç değildir, ya Hipokrat yeminine bağlı kalarak doktorluğunuzu ve bilim insanlığınızı yapın yada istifa edin.