İzmir’de Belediye şirket işçileri, 18 Şubat Pazar günü kamu taşeron işçileri, tüm güvencesiz koşullar altında çalışan emekçileri de davet ederek Cumhuriyet Meydanı’nda işçi kürsüsü oluşturuyor. Direnişteyiz.org olarak işçilerden Binali Ağar, Metin Kılıç ve Cenan Ünal ile bir araya gelerek, işçi kürsüsüne dair görüşlerini aldık.
Merhaba, TABİB ismi ile bir araya geldiniz, kısaca bu oluşumdan ve faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
Binali Ağar – (Kadıköy Belediye Şirket İşçisi): Bizler belediyelerde yıllarca taşeron firmalarda hizmet üreten 696 KHK ile 2018 Nisan’da belediye şirketlerine geçirilen işçilerin, bağımsız platformlarda her eksende mücadele yürüten tabandan örgütlü belediye işçileriyiz.
Biz istiyoruz ki kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanmakta olan adaletsizlik giderilsin, iş barışı sağlansın. Biz istiyoruz ki, eşit işe eşit ücret, eşit işe eşit sosyal hak, eşit işe eşit muamele yapılsın. Bir kamu kurumunda aynı işi yapan çalışanlar arasında, aynı projeye imza atan mühendisler arasında, aynı iş makinasını kullanan işçiler arasında, iki farklı devlet bankasında devletin parasını ve çalışanını koruyan güvenlikler arasında hiçbir hak farkı olmasın. İstiyoruz ki kamuda taşeron kalmasın!
Belediyelerde işçilerin yaşadığı sorunlar nedir?
Metin Kılıç – (İzmir Büyükşehir Belediye Şirket İşçisi): 24.12.2017 tarihinde yayımlanan 696 sayılı KHK ile kamuda personel çalıştırılmasına dayalı ihale usulü sona erdirilmiş ve daha önce taşeronda çalışan yaklaşık 450 bin işçi kamu kurumlarına 1 nisan 2018 tarihi itibariyle aktarılmıştır.
Kamuoyuna kadro olarak sunulan bu düzenleme ile işçilerin bir kısmı gerçek anlamda kadro almamış ve hatta kadro verilmediği gibi birçok hak kaybının da önü açılmıştır. Kamuda ki çalışan taşeron işçiler 696 sayılı KHK İle kadro alan işçi arkadaşlarımız ile aynı şartlarda çalışılmamaktadır.
- Norm kadroya alınmadık, taşeron firmalardan belediye şirket ve iştiraklerine geçirildik.
- İlave Tediye ödenmiyor, 6772 say. Kanun’a göre kamu kurum ve kuruluşları ile belediye ve bağlı kuruluşlarında çalışan işçilere yılda 52 günlük ikramiye ödeniyor, kanunda olmasına rağmen bize ödenmiyor.
- İş güvencesi yok, iş güvencemiz belediye yönetiminin iki dudağı arasında, haksız şekilde işten çıkarılıyoruz.
- Ücretlerimiz çok düşük; işçilerin %85’i asgari ücretin bir miktar üstü ücretlere mahkum edilmiş, işveren ve sendikacılar aylık ücrete yol yemek vs. sosyal hakları da ekleyerek iyi maaş alıyorsunuz diye algı yapıyorlar.
- İşveren temsilcileri, amir ve şefler tarafından mobbing ve baskılara maruz kalıyoruz, genelde sendikacıların bu uygulamalara karşı pek sesi çıkmıyor ve çözümü olmuyor.
- Sendika içi demokrasi işletilmiyor, en basitinden toplu iş sözleşmesi sürecinde işçilerden kaçırılan TİS’leri imzalayıp işçileri sefalete mahkum ediliyor.
Bu sorunlara çözüm önerileriniz nedir?
Cenan Ünal – (Çiğli Belediye Şirket İşçisi): Belediyelerde güvencesiz çalışma biçimlerini reddediyoruz, işçiler norm kadroya alınmalı ve iş güvencesi yasal olarak sağlanmalıdır.
İlave tediyemiz (52 günlük yevmiye tutarındaki ikramiye) geriye dönük olarak ödenmelidir.
Taban ücretimiz en az yoksulluk sınırı olacak şekilde yükseltilmeli ve ilave sosyal haklar eklenmelidir. İş yerlerinde mobbing ve baskılara son verilmeli, cinsiyetçi iş bölümü ve ücretlendirme uygulamaları kaldırılmalıdır. Sendikalarımızda işçi demokrasisi işletilmeli, söz, karar ve yetki işçilere iade edilmeli, işçilerin onayının olmadığı hiçbir toplu sözleşme imzalanmamalıdır.
Nasıl bir mücadele programınız var ve neler yapacaksınız?
Metin Kılıç – (İzmir Büyükşehir Belediye Şirket İşçisi): Bizler, son iki yıldır mücadelemizi somut olarak alanlarda meydanlarda yukarıdaki taleplerimizi dile getirdiğimiz basın açıklamaları yaparak sesimizi siyasi iktidara, kanun yapıcılara ve sendikacılara duyurmaya çalışıyoruz. Sosyal medyadan haklarımızın talebi noktasında yoğun bir şekilde gündem çalışmaları yürütüyoruz. Vekillere parlamentoda kanun teklifleri ve soru önergeleri verdiriyoruz.
İzmir’de gerçekleştireceğiniz basın açıklaması dışında ekleme yapmak istediğiniz başka şeyler var mı?
Cenan Ünal – (Çiğli Belediye Şirket İşçisi): Buradan sizin aracılığınızla İzmir’de çevre il ve ilçelerde Belediye Şirket-İştirak İşçileri ile Kamu Taşeron İşçileri, ASM Gruplandırma çalışanlarını ve güvencesiz koşullarda çalıştırılan tüm işçileri haklı taleplerimizi dile getirmek ve gündeme taşımak üzere 18 Şubat PAZAR günü saat 15.00’da yapılacak basın açıklamasına çağırıyoruz.
Topyekûn bir mücadele programı ile il ve ilçelerde alanlardaki basın açıklamalarımıza devam ediyoruz.
Direnişteyiz.Org – İzmir