Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, yaklaşan bağımsızlık referandumu öncesinde BBC Farsça Servisi’nden Nafiseh Kohnavard’ın sorularını yanıtladı. Barzani, “Herhangi bir grup Kerkük’ün durumunu güç kullanarak değiştirmeye çalışacaksa her bir Kürdün bunun için savaşa hazır olduğunu bilsin.” ifadelerinde bulundu.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani , yaklaşan bağımsızlık referandumu öncesinde BBC Farsça Servisi’nden Nafiseh Kohnavard’ın sorularını yanıtladı.
25 Eylül’de düzenleneceği açıklanan referandumda hakkında “Bu referandumu bu zamana kadar ertelememiz bile bir hataydı” diyen Barzani, Türkiye ve İran’ın kendi çıkarları nedeniyle sınırlarını kapatmayacağına inandığını söyledi.
Barzani, referanduma katılma kararı almasının ardından bazı aktörlerin tehditler yönelttiği Kerkük için savaşa girip girmeyecekleri sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Herhangi bir grup Kerkük’ün durumunu güç kullanarak değiştirmeye çalışacaksa her bir Kürdün bunun için savaşa hazır olduğunu bilsin.”
Mesud Barzani’nin Nafiseh Kohnavard’ın sorularına verdikleri yanıtlar şöyle:
Referandum gerçekleşecek mi?
Evet, referandum planlandığı gibi 25 Eylül’de gerçekleşecek.
Türkiye ve İran gibi komşularınız, merkezi Irak hükümeti ve hatta müttefikiniz ABD referandumu ertelemenizi talep etti. Referandumu ertelemek için bir şartınız var mı?
Tüm bu çekincelere saygı duyuyorum fakat bu talepler mantıklı değil. Neden bu referandumu erteleyelim? Birleşmiş Milletler’e veya uluslararası yasalara karşı gelen bir şey yapmıyoruz ki. Kendi kaderini tayin hakkı herkesin bildiği bir uluslararası haktır.
Onlardan, referandumu ertelememiz durumunda bize bir alternatif sunmalarını istedik fakat kimse bir alternatif önermedi. Bu yüzden referandumu gerçekleştireceğiz.
İran, Türkiye ve hatta ABD gibi pek çok aktör sizinle Bağdat arasında arabuluculuk yapmayı önerdi ama Bağdat’ın iradesine rağmen bu referandumu gerçekleştiriyorsunuz.
Bunun zamanı geçti. Evet Amerikalılar ve İran ve bazı diğer ülkeler bizden Bağdat ile konuşmamızı talep etti. Onlara tavsiyeleri için teşekkürle diyoruz ama bizden bekledikleri şey Bağdat’a bir delegasyon göndermek.
Oraya bir süreliğine bir delegasyon göndersek bütçe ve diğer konularla ilgili sorunlarımız bir süreliğine çözülebilir ama 2-3 ay sonra her şey eski haline döner.
Eğer bir ilişkide güven zedelenmişse onu tamir etmek çok zordur. Bağdat’la kötü bir tecrübemiz oldu, daha iyi olabilirdi, ama buna devam etmek hoş olmayan sonuçlar doğurur.
Bu yüzden bırakın iyi komşular olalım ve birbirimizi tamamlayalım.
Tekrar ediyorum, pazarlığa geri dönüp Bağdat’la kalma dönemi bizim için geçti.
O zaman referandum kararından geri dönmeyeceksiniz… Neden referandum için doğru zamanın şu an olduğunu düşünüyorsunuz? Özellikle de IŞİD’e karşı mücadele henüz bitmemişken…
Bu referandumu bu zamana kadar ertelememiz bile bir hataydı. Eğer daha fazla geciktirirsek işler daha kötü olacak. Bu yüzden doğru zamanın geldiğini düşünüyoruz.
Bunun bölgeye daha fazla istikrarsızlık getirebileceğinden endişelenmiyor musunuz?
Bu bölgede ne zaman istikrar ve güvenlik vardı da kaybetmekten endişelenelim? Irak ne zaman bir bütün oldu da bütünlüğüne zarar vermekten endişe edelim? Bunları söyleyenler yalnızca bizi durdurmak için bahaneler üretiyor.
2003’te Bağdat’a gittiğimiz bağımsız, federal ve demokratik bir Irak olabileceğini umuyorduk. Ama olmadı. Irak Kürdistanı’nın halkının haklarını görmezden geldiler ve onlara kötü davrandılar.
Referandumu yapmamamızı isteyenler o zamanlar buna önem vermeliydi.
Bu Kürdistan halkının kararıdır, benim değil. Onlar bağımsızlık istiyor ve benim bunu değiştirmeye ne yetkim ne hakkım var. Evin sahibi, evi için neyin iyi neyin kötü olduğunu daha iyi bilir.
Bazılarının dışardan gelip bize neyin iyi neyin kötü olduğunu söylemesini çok garip buluyorum. Bizim için neyin iyi neyin kötü olduğunu biz biliriz.
ABD ve İngiltere gibi ülkeler bile, bunun IŞİD’e karşı mücadeleyi etkileyebileceği ve bütün enerjinin bu mücadeleye verilmesi gerektiğini söylerken büyük bir risk aldığınızı düşünmüyor musunuz?
Hayır, buna katılmıyorum. Bu IŞİD’e karşı mücadeleyi hiçbir şekilde etkilemez. Bu savaşa çok katkıda bulunduk ve daha fazla da bulunabiliriz.
Ama size bir şey söyleyeyim. Elime ilk silah aldığımda 16 yaşındaydım ve hedefim bağımsız bir Kürdistan ülkesi kurmaktı. Hep bunun için savaştım ve bu uğurda ölmeye hazırım.
Kürdistan’da bile bu referandumla ilgili bir fikir birliği yok gibi gözüküyor. Kürdistan’ın ikinci büyük partisi Goran (Değişim) Hareketi bu referanduma hâlâ karşı çıkıyor.
Bu partiler ve grupların üzerinde bir mesele. Kürdistan’ın dört bir yanından tüm etnik grupların oy kullanmasının talep edilmesinin nedeni de bu. Goran’ın liderlerinin de “evet” oyu kullanacağını düşünüyorum.
Bazıları sizin yalnızca makamınızı korumak istediğinizi ve bu yüzden referandumu düzenlediğinizi öne sürüyor.
Allah onlara akıl fikir versin! Zaman onlara gerekli yanıtı verecek.
Partinize yakın bazı basın kuruluşları bu referanduma karşı çıkanlara hain diyor. Size muhalefet edenler hain midir?
Bırakın buna insanlar karar versin. Bu konuda herhangi bir şey söylemek istemiyorum. İnsanlar istediklerini düşünmekte serbesttir. Bu yüzden referandumda hem eve hem hayır seçeneği var. Referandumda herkese bu fikre karşı çıkma hakkı veriyoruz.
O zaman hayır diyeceğini açıkça söyleyen biri baskı veya soruşturmayla karşılaşmaz diyebilir bilir misiniz?
Kesinlikle. Herkes istediği kararı vermekte özgürdür. Bu onların ülkesi ve onlara hiçbir şey olmaz.
En hassas konulardan biri de Kerkük gibi tartışmalı bölgeler. Orada yaşayan çoğu Türkmen ve Arap’ın bu referandumu istemediği anlaşılıyor. Bu konu hakkında ne yapacaksınız?
2005’te Irak Anayasası’nın 140. maddesi üzerine anlaşmamız, bu kentin veya Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin sınırları dışındaki diğer Kürdistani bölgelerin Kürdistan kimliklerinden şüphe duyduğumuz anlamına gelmiyordu.
Ama 2007’de 140. maddenin uygulanma zamanı geldiğinde Irak hükümeti ve parlamentosunda hâlâ aktif olan bazı isimler bu maddenin öldüğünü söyledi.
Bugün kararımızın sorunlu olduğunu söylüyorlarsa bunun sorumlusu kendileridir. Biz Kerkük’ün Kürtlere ait olduğunu söylemiyoruz. Kerkük tüm etnisitelerin bir arada var olmasının sembolü olmalıdır.
Eğer Kerkük halkı bu referandumda “hayır” derse kararlarına saygı duyacağız. Ama kimsenin bizim orada referandum düzenlememizi engellemesini kabul etmeyiz.