Notice: Array to string conversion in /home/runcloud/webapps/app-direnisteyiz29/wp-content/plugins/td-cloud-library/includes/tdb_functions.php on line 459
23.9 C
İstanbul
20 Eylül Cuma, 2024
spot_img

Ayvalık Demokrasi Platformu: Kayyum saldırısı hepimizedir, birlikte cevap vermeliyiz

 Ayvalık Demokrasi Platformu 26 Ağustos’ta gerçekleştirilen “Kayyum halk iradesinin gaspıdır. Seçme ve Seçilme Hakkımızı Birlikte Savunacağız” başlıklı forumun sonuç bildirgesini açıkladı.

Ayvalık Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla yapılan foruma Ayvalık Belediye Meclis Üyeleri Sebahattin Tatar ve Onur Satıcı da katıldı. Forumda KHK halk iradesinin gaspı anlamında uygulamaya sokulan sistemi, sistemin işleyişi, daha önce atanan kayyımların bugüne kadar yaptığı hak ihlalleri ve yolsuzluklar özetlendi.

Ardından, en temel hakların iktidar tarafından çiğnendiğine dikkat çekilerek, bu uygulamalar karşısında yan yana birlikte umudumu yitirmeden mücadele etmenin önemine değinildi.

Forumda güçlü bir muhalefet için herkesin görev alması gerektiği hatırlatıldı. İstanbul seçimleriyle birlikte kendiliğinden ortaya çıkan halk ittifakının güçlenmesi için Ayvalık’ta neler yapılacağını daha geniş bir şekilde tartışmak ve planlama yapmak amacıyla toplantıya katılmayan -başta seçilmişler olmak üzere- tüm kurumların temsilci ve üyelerine çağrı yapılması kararlaştırıldı. Bunun için oluşturulan heyet, önümüzdeki günlerde yapılacak geniş toplantının hazırlığını yapma görevini üstlendi.

“ORTAK MÜCADELEDEN BAŞKA YOL YOK”

Forumda söz alan katılımcılar AKP’nin 31 Mart seçimlerinde kaybetmesine neden olan halkın doğal ittifakının bugün daha görünür ve yan yana olmasının değerli olduğu, saldırının tam da bu yüzden bu ittifakı parçalamayı hedefleyecek şekilde devreye sokulduğu tespitlerinde bulundu.

Foruma katılanlar özetle şunları söyledi:

  • HDP’li belediyelerdeki kayyım atamasının, aslında tüm belediyeler üzerinde bir baskı ve tehdit aracı olduğu, yeni kayyımların atanmasının da beklenebileceği, öte yandan tüm bu politikalara karşı yerel örgütlenmelerin güçlendirilmesi ve halk iradesinin tüm hak gasplarına karşı eylemli birlikteliğinin zeminlerinin yoksa yaratılması varsa güçlendirilmesi için çaba gösterilmesi gerektiğine değinildi.
  • Hukukun ortadan kaldırıldığı hatırlatması yapıldı. Hukuk ve adalet talebinin görünür kılınması gerektiği vurgulandı.
  • HDP’yi terörist ilan ederek HDP’li belediyelere kayyım atanmasının millet ittifakının gücünü azaltmak için yapıldığı, HDP’nin yalnızlaştırılmasının hedeflendiği, HDP’li 20 bin yöneticinin hapiste olduğu, Kürtlerin potansiyel suçlu olarak görüldüğü ve iki misli baskıya maruz kaldığı, ama bu baskılara Kürt halkının kararlı bir şekilde direndiği belirtildi.
  • Halkın tepkisizliği eleştirildi ve bu sessizliğin iktidarın uygulamalarını onaylamak anlamına geldiğine dikkat çekildi.
  • Yereldeki sorunların çözümünün dayanışmayı artıracağı, küçük sorunlardan başlayarak adım adım çözüme gidilebileceği, bunun için oluşturulan mahalle meclislerinin çok önem taşıdığı üzerinde duruldu.
  • Halk yararını gözeten seçilmişlerin demokratik, şeffaf, eşitlikçi ve katılımcı yönetim anlayışını hayata geçirmelerinin önemine değinildi. Seçilmiş yerel yöneticilerin bu anlayışı hayata geçirirken yerel örgütlenme ve dayanışmadan güç alabileceğine dikkat çekildi.
  • Çözüm olarak Ankara’ya yürümek, paneller düzenlemek, mahalle meclislerini güçlendirmek, muhalefet partilerini tek tek ziyaret ederek harekete geçirmek, ev ziyaretleri yaparak bire bir konuşmak gibi eylem önerileri dile getirildi.

“Kayyum halk iradesinin gaspıdır. Seçme ve Seçilme Hakkımızı Birlikte Savunacağız” Forumunun sonuç bildirgesi ise şöyle:

“İç politikadan dış politikaya, ekonomi politikalarından yargı bağımsızlığına, çevreden sendikal mücadeleye kadar her alandaki sorunların, “tek parti tek adam yönetimi”nin politikalarından kaynaklandığı giderek daha görülür hale gelmiştir. Bu baskı, hayatın her alanında açıkça hissedilmektedir. Seçimlerde aldığı yenilgileri hazmedemeyen iktidar, bir yandan emeğe, doğaya, kadın haklarına ve kazanımlarına saldırılarını sürdürürken, yağmaya ve haksızlıklara karşı çıkanlara gözdağı vermek için baskı politikalarını artırmakta, pervasızca şiddet uygulamakta, siyaset kanallarını tıkayarak kendine oy vermeyenleri terörist ilan etmektedir.

Doğu illerine atanan kayyımlar, Kürtlerin toplumsal iradesine açık bir saldırıdır. Bu saldırılar iktidarın Kürt kimliğini tanımadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Terörist ilan ederek HDP’yi yalnızlaştırmayı hedefleyen iktidar, kayyım atadığı illerde artırarak baskı uygulamaya devam etmektedir. “Kayyım” göreve geldiği andan itibaren öncelikle kadınları, belediyelerin kadın birimlerini, kadınlara yönelik faaliyetlerini hedef alır, yok eder. Böylelikle kayyımlar sadece atandıkları illerde değil her yerde kadınların kazanımlarına, kadınların özne olduğu bir yerel yönetim anlayışına ve ihtimaline darbe vurmuş oluyor. En temel haklarının devlet eliyle gasp edilmesine tepki gösteren vatandaşlar ise şiddetle karşılaşmaktadır. Kayyım uygulaması, diğer muhalif belediyelerin tepesinde de Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktadır.

Son yerel seçimler öncesinde ve bugün belediyelere ve muhtarlara atanan kayyımlar, toplumsal muhalefete, demokratik siyasete gözdağı vermenin yanı sıra talanı, yağmayı ve yalan üzerine inşa edilen tüm politikaları sürdürebilmenin tek koşulu olarak iktidarın çaresizliğinin de bir göstergesidir. Buna karşın, temel hakları bile ihlal eden iktidara karşı bir arada neler yapabileceğimiz hakkında özellikle son seçimlerde fikir sahibi olmuş milyonlar olarak, “Biz ne yapacağız?” sorusunu sormak ve cevabını birlikte aramak dışında bir seçeneğimiz ne yazık ki yoktur.

Kazdağları’ndan Hasankeyf’e, nükleerden HES’lere ve madenlere, savaş politikalarından emeğe, kadın haklarına ve farklı kimliklere dönük saldırılara, cezasızlık politikalarıyla azmettirilen kadın ve çocuklara yönelik her türlü şiddete, tüm hak gasplarına karşı durabilmenin yolu birlikte haklarımıza sahip çıkacak iradeyi göstermekten geçiyor! Bugün insan kalabilmenin ve insanca yaşamanın koşulu; insana, doğaya, emeğe yapılan tüm saldırıları kendine yapılmış sayarak, bir arada karşı koyabilmekten geçiyor. Bu bilinçle hareket edilir ve sağlam bir dayanışma gerçekleştirilirse, birlikte tüm engellerin aşılabileceği son seçimlerde bir kez daha kanıtlanmıştır

SEÇME VE SEÇİLME HAKKIMIZI BİRLİKTE SAVUNACAĞIZ!

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol