Ayten Öztürk, 6 ay boyunca yaşadığı işkenceyi anlattığı “Faşizmin Gizli İşkence hanelerinde Direniş ve Zafer” adlı kitabı nedeni ile hakkında açılan dava, İstanbul Çağlayan Adliyesi 28’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kaçırılarak gizli bir işkence hanede 6 ay boyunca sistematik işkence gören Ayten Öztürk, işkenceyi anlattığı kitabı nedeniyle “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanıyor.
Öztürk’ün duruşması İstanbul Adliyesi 28. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.
Dayanışma için çok sayıda kişi adliyeye geldi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem milletvekili Musa Piroğlu’nun yanı sıra ölüm orucu direnişçilerinin aileleri, direnen işçiler ve çok sayıda kişi duruşmaya katılmak istedi.
Duruşma öncesi kısa bir açıklama yapan Gergerlioğlu, Öztürk’ün gördüğü zulmü ve işkenceyi duyurmak istediği için baskı gördüğünü kaydetti. Piroğlu ise işkencenin insanlık onuruna aykırı olduğunu ve işkence suçlarında zaman aşımı olmadığını vurguladı. Son olarak konuşan Öztürk ise “İşkenceyi anlattığımdan dolayı yargılanıyorum. İşkenceciler yargılansın. Kitap yazmak suç değildir. Altı yıldır adalet mücadelesi veriyorum vermeye de devam edeceğim” dedi.
Açıklamanın ardından duruşmayı takip etmek için çok sayıda kişi salona geçmek istedi. Ancak, duruşma salonuna izleyici alınmadı.
6 yıldır işkence soruşturulmadı
Öztürk, savunmasında, yaşadığı işkencenin hiçbir mahkeme ve savcı tarafından soruşturulmadığına dikkati çekti. Öztürk, yaşadığı işkenceleri kitabında anlattığını söyledi. Öztürk, “Burada yargılanması gereken ben değilim. Burada yargılanması gereken yıllardır soruşturma gereği bile duymadığınız işkencecilerdir. 6 sene boyunca defalarca hakim karşısına çıktım. Bir teki hiç biri işkenceyi soruşturma gereği duymadı. Neden? Savcılar kafalarını kaldırıp işkence yaralarına bile bakmadılar. Suç duyurularıma ise takipsizlik verildi. Benim kitabım aynı zamanda bir suç duyurusudur. Gördüğüm işkence ile ilgili yaptığım suç duyurusundan hiçbir sonuç alamadım. Bende sesimi bu kitabın aracılığı ile dünya halkalarına duyurmaya çalıştım” dedi.
‘Kitabım düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır’
Kitabının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu vurgulayan Öztürk asıl işkencecilerin yargılanması gerektiğini belirtti. Öztürk, “6 ay süren bir işkence sürecinden bahsediyorum. İddianameyi hazırlayan savcı kitabımı propaganda suçu aramak yerine çok açık olan işkence suçu ile ilgilenmeliydi. Benim kitabımda tek bir suç unsuru olmadığını hepiniz biliyorsunuz. İşkenceye karşı sessiz kalmak insanlık onuruna aykırıdır. Bundan dolayı ben değil asıl işkenceciler yargılanmalıdır. Benim amacım bir örgütün propagandasını yapmak değil işkence gerçeğinin duyulması, işkencecilerin cezalandırılması ve gizli işkence merkezlerinin açıklanması ve gizli işkence merkezlerinin açıklanması ve kapatılmasını. Benden sonra hiç kimsenin aynı işkenceleri yaşamasını istemiyorum. Yaşadıklarımı yazdığım kitabımdaki her satır düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Asıl suçluların, işkencecilerin cezalandırılmasını ve beraatimı talep ediyorum” diye konuştu.
Savcı, duruşmada verdiği esas hakkında mütalaada Ayten Öztürk’e “Örgüt propagandası”dan ceza istedi. Dava 7 Kasım saat 11:10 ertelendi.
‘Sessiz kalmayacağım’
Dava sonrasında konuşan Ayten Öztürk,” Mahkeme açıkça işkenceyi savundu. Direk ceza istedi. İşkenceye karşı sessiz kalmayacağım. Bundan sonrada işkencecilerin duyulması,işkencecilerin yargılanması ve cezalandırılması için mücadele edeceğim” dedi.