HDP Hukuk Komisyonu, Kobanê Davası’nda tahliye kararı verilen hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un, tutukluluk kararı olan bir diğer dosyadan da infazın ertelenmesi kararı verilerek serbest bırakılması ve tedavi edilmesi çağrısı yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu ve Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un avukatı Serdar Çelebi, Kobanê Davası’nda Tuğluk hakkında verilen tahliye kararına ilişkin HDP Diyarbakır İl Örgütü’nde basın toplantısı düzenledi. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, Tuğluk’un Aralık 2016 bu yana tutuklu olduğunu ve cezaevinde iken yakalandığı demans hastalığıyla uzun süredir mücadele ettiğini söyledi. Şubat 2021’de Seka Devlet Hastanesi’nin tanı koymasının ardından tedaviye başlamasıyla belirli aralıklarla Tuğluk’un Kocaeli Devlet Hastanesi ve ATK İhtisas Dairelerinde muayenelerinin başladığını ifade eden Eren, “ATK’nin ezber bozmayan, bilimle, hukuka, etiğe ve vicdana aykırı olan raporlarla sebebiyle bugüne kadar yapılan tüm başvurulara, sağlığının geldiği kritik aşamayı gösteren belgelere rağmen gerek tutuklu bulunduğu, gerekse de hükümlü olduğu dosyadan tahliye edilmemiştir” dedi.
Kobanê Davası’ndan tutuklu bulunan Tuğluk hakkında 15’inci duruşmada tahliye kararı verildiğini belirten Eren, “Sayın Aysel Tuğluk dava dosyasına sunulan ve Tuğluk’un tek başına hayatını idame etme durumunu ortadan kaldıran aşamayı gösteren çok sayıda rapor, TİHV ve İstanbul Tıp Fakültesi bilimsel mütalaaları, cezaevi hükümlü dışı bırakma kararları, hastalığın geldiği kritik aşamayı gösteren reçeteler, yanına kalan arkadaşların yazdığı beyanlar ve benzeri çok sayıda bilimsel veri gözardı edilerek, müdafilerce ‘sanığın rahatsızlığının savunmadan kaçma argümanı olarak kullanılmasından duyulan vicdani rahatsızlık üzerine’ şeklinde ara karar tesis ederek, tahliye karar vermiştir” diye belirtti.
“Kamuoyunun vicdanına sunuyoruz”
Kobanê Davası’nda sorgunun yapıldığı gerekçesiyle tahliye kararı verilmesine dikkat çeken Eren, “Tuğluk, hükümlü bulunduğu dosyanın infazından dolayı tahliye edilmemiştir. Tahliye edilmesi için ATK’nin cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremeyeceğine ilişkin rapor vermesi ve savcının bu rapora dayanarak, infazın ertelenmesi kararı vermesi gerekmektedir. Tüm duyarlı kamuoyunun hassas bir şekilde takip ettiği üzere, gerek Sayın Tuğluk, gerekse diğer tüm hasta politik tutsaklar şahsında sadece vicdandan değil, hukuktan ve etikten uzaklaşan bir dönem yaşamaktayız. Son dönemlerde cezaevlerinden çıkan tabutlar, ara kararda bahsi geçen vicdan merhumunun artık kalmadığının özetidir” ifadelerini kullandı.
Kürt siyasetçi ve HDP’lilere yönelik vicdanların kabul etmeyeceği bir tutum olduğunu dile getiren Eren, “Sayın Tuğluk’un bir cezaevi hücresinde tutulmadan, insan onuruna uygun şekilde tedavi edilmesine dair geldiğimiz aşamayı tekrar kamuoyunun vicdanına sunuyoruz” dedi.
Unutma skorlarının ciddiyeti Tuğluk’un tahliye edilmesi gerektiğini göstermektedir
Aysel Tuğluk’un hükümlü bulunduğu dosyanın infazının ertelenmesi ve uygun koşullarda tedavi edilmesine yönelik yapılan tüm başvuruların ATK raporları gerekçesiyle reddedildiğini söyleyen Eren, “Oysa gerek Temmuz 2021 tarihli Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurumu’nun oy birliğiyle verdiği heyet raporu, gerek TİHV ve İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı’nın uzman görüşleri ve gerekse ATK raporlarının içerisindeki unutma skorlarının ciddiyeti Sayın Tuğluk’un bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini göstermektedir” şeklinde konuştu.
Eren, yapılan itirazlar üzerine ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 22 Haziran 2022’de yeni raporuna dikkat çekerek, “Tek yanlı, çelişkili ve yüzeysel görüşler içeren, kanıta dayalı olmayan, bilimsel olmayan ve objektiflikten uzak bir içeriğe sahip olduğu için raporun tebliğ edildiği aynı gün, 13 Temmuz 2022 tarihinde yeni bir itirazda bulunduk” diye aktardı.
ÇEevik Bir kararı hatırlatıldı
28 Şubat davasından müebbet hapis cezası verilen Çevik Bir’in demans hastalığı nedeniyle tahliye edilmesini hatırlatan Eren, şunları söyledi: “Aynı hastalık nedeniyle verilen iki zıt karar, aynı zamanda Tuğluk’un temsil ettiği Kürtlere ve siyasi kitleye gösterilen hukuksuz ve ayrımcı yaklaşımın göstergesidir. AYM’ye yapılan tedbir talepli başvurunun ATK Üst Kurulu ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan son itirazların bir an önce karar bağlanmasını, tek başına yaşamını idame ettiremeyecek birine insanlığa karşı suç kategorisinde olan işkence halinin yaşatılmasına son verilmesi için hukuki tüm girişimlerin eksiksiz yapıldığını paylaşmak isteriz.”
Tuğluk’un bir an önce tahliye edilerek, sağlıklı koşullarda tedavi edilmesi çağrısı yapan Eren, “Hükümetin, yargının, ATK’nin ayrımcı tutumdan vazgeçmesi, kadın örgütleri başta olmak üzere, hukuk ve sivil toplum örgütlerini, kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz” dedi.