Bir aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan DİSK’e bağlı Dev-Yapı İş’in Genel Başkanı Özgür Karabulut’un eşi Ayla Gümüş Karabulut, eşinin 3 kişilik bir koğuşta tek başına tutulduğunu söyledi. Eşinin işçilerle konuştuğu için tutuklandığını ifade eden Karabulut, tutuklamanın hiçbir dayanağının olmadığını ifade etti.
İstanbul Havalimanı inşaatında çalışan işçiler 14 Eylül’de kölece çalışma koşullarına isyan ederek iş bırakmıştı. 14 Eylül gecesi koğuşlara baskınlar yapılmış, işçiler gözaltına alınmıştı. İlerleyen süreçte DİSK’e bağlı Dev-Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da aralarında olduğu sendika yöneticileri ve işçiler tutuklanmıştı.
Tutuklu sendika başkanı Özgür Karabulut’un eşi Ayla Gümüş Karabulut, havalimanı işçilerinin eylemi ve eşinin tutuklanma süreci ile ilgili Evrensel’e konuştu.
“Yaptığı konuşmayı gösteriyorlar”
Eşini Silivri Cezaevi’nde ziyaret eden Karabulut, eşinin hukuksuz yere içeride tutulduğunu belirterek, “Eşimi işçilerle konuştuğu için tutukladılar. Çok kısa bir konuşması var. Haberlere yansıdı. Bu konuşma sebebiyle tutuklandı. Bütün iddianame bu konuşmanın üzerine. Orada sadece ‘İşçiler ölmesin, biz sadece öldüğümüzde haber oluyoruz, bu insanlar kaderine terk edilemez’ diyor. Bu sözler bir insanın tutuklanması için sebep olamaz. İnsanların çalışma koşullarının düzeltilmesi istemek, kendi üyeleriyle görüşmek, sendika yöneticisinin en tabi görevi ama bunların hepsi suç sayılarak içeride tutuluyor. Ben işçilerin ölmemesi için şu an içeride olduğunu söylediğimde, müthiş bir şaşkınlık yaşıyor insanlar. Bir sendikada yönetici olmak, bir işçinin ben hakkımı istiyorum demesi terörist olmasıysa eğer, bu memleketin yüzde 80’i terörist. İnsanlar ekmek parası için çalışıyor. Çalıştığın emek gücünün karşılığını nasıl istemezsin, böyle bir şey mümkün değil. Dolayısıyla ben bırakılacağını ve bu mevzunun hiçbir hukuksal dayanağının olmadığını, siyasal bir durum olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“Tek gördüğü avukatları ve görüşmecileri”
Geçtiğimiz hafta açık görüşlerinin olduğunu söyleyen Karabulut, “Bizi görünce morali düzeldi. Hem benim ve bebeğin sağlık durumunu hem de 5 yaşındaki kızımızı soruyor. Tutuklanan diğer işçilerle görüşme şansı olmuyor, hâlâ Özgür’ü kapalı alanda 3 kişilik bir koğuşta tek başına tutuyorlar. Tecritte şu an, sebebini o da bilmiyor. Diğer işçiler L tipinde tutuluyor. Onlar daha da kötü koşullarda. 5 kişilik koğuşlarda 10 kişi kalıyorlar, üst üste. Sadece kendi görüşmecileri ve giden avukatlarla görüşebiliyor. Onun dışında başka kimseyle görüşmüyor” dedi.
“Kızımız her gün babasını soruyor”
Kızının sürekli babasını sorduğunu ve kızına babasının cezaevinde olduğunu söyleyemediklerini aktaran Karabulut şunları söyledi: “Erken saatte uyanıp işe giderdi. İşten sonra tüm zamanları sendikaya ayırıyordu. Biz evde çok fazla zaman geçiremiyorduk. Biz yetişkinler bu koşullara dayanabiliyoruz. Çocuklara bunu anlatmak mümkün değil. Babasını yanında istiyor. Kızıma söylemedik. ‘Baban çalışmaya gitti. Uzak bir yerde. O bizi anca telefonla arayabiliyor’ dedik. ‘Hastaneye gidiyorum, kardeşinin kontrolü var ya da bir işim var’ diyorum, bunları da söylemek zor tabi. Gündüz bir şekilde geçiyor ama akşam olunca eşiniz yok, kızım ister istemez soruyor ‘Anne babam gelecek mi’ diye. Gelmeyecek demek bile çok zor. Bir şeylerin ters gittiğini hissetti. Özlediği zaman aramak istiyor, konuşmak istiyor. Babasının telefonla arayacağı günler anaokuluna göndermiyorum. O gün o telefon hakkını o görüşebilsin diye kullanıyorum. Ben sana mektup yazayım mı resim yapayım mı gibi şeyler söylüyor. Çok zor bir durum inanın. Tek umudum ben doğum yapana kadar çıkmış olması. Çünkü o süreci tek başıma anlatmam zor” dedi.
Röportajın videosu: