Kafalarına çuval geçirilip siyah Transporter araçlarla kaçırılan ve dün tutuklanan 4 kişiyle ilgili bilinmezliklere şimdi de avukat bilmecesi eklendi.
Aileleri tarafından kaçırıldıkları düşünülen Salim Zeybek, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Yasin Ugan, 28 Temmuz akşamı gözaltına alınmıştı. Aynı zamanlarda kaybolan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’den ise hala haber yok.
12 günlük gözaltı sürecinin ardından dün Ankara Adliyesi’ne çıkarılan 4 kişi, tutuklandı.
4 kişinin 5,5 aydır nerede olduğu, neler yaşadıkları hala bilinmezken, bilinmezliklere şimdi de avukatlar eklendi. Ailelerinin tuttuğu avukatlar savcılık tarafından kabul edilmemişti. CMK’dan da avukat istenmedi. 4 kişinin savunmanlığını dün 2 avukat üstlendi, ancak isimleri dahi bilinmiyor. Aycan Kaya, eşinin kesinlikle işkence gördüğünü ileri sürerken, Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Kerem Altıparmak, kaçırılma iddiasının araştırılmamasının bir şeylerin gizlendiğini düşündürdüğünü ifade ediyor.
Eşi Özgür Kaya’nın tutuklanma sürecine dair Artı Gerçek’e açıklama yapan Aycan Kaya, gözaltındaki ilk gün 5 dakikalık görüşme yaptıklarını hatırlatarak, dün de sadece tutuklama kararının ardından eşyalarını ve para verebildiğini ancak konuşma fırsatı bulamadıklarını söyledi.
Süreci başından beri takip eden, kendileri adına başvuruları yapan avukatlarının savcılık tarafından kabul edilmediğini belirten Kaya, eşlerinin de görüşmelerinde özel avukat istemediklerini, ‘buradan bize avukat verecekler’ dediklerini aktardı.
AVUKATLAR KORİDORA DAHİ ALINMADI
Avukatlarının dün yeniden savcı ile görüşmek istediğini ancak kabul edilmediğini, üstelik avukatların polisler tarafından zorla koridordan çıkarıldığını anlatan Kaya, sonrasında tanımadıkları iki avukatı uzaktan gördüklerini söyledi. Israrla sormasına rağmen avukatların isimlerini öğrenemediklerini ifade eden Kaya, para ve eşyalarını verirken eşine de sorduğunu, ancak avukatın ismini dahi bilmediğini söyledi.
GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE TİYATRO OYNADILAR
“165 gün ortada yok, parası yok, pulu yok, nasıl avukat tutacak? Hadi tuttu diyelim, ismini bilmez mi?” diye soran Aycan Kaya, ne tutuklanma gerekçesini ne de eşinin 5,5 aydır neler yaşadığını hala bilmediğini vurguladı. Eşine bazı ifadeler imzalatıldığını düşünen Kaya, “Tek bir kelime bile bilmiyoruz. Eşlerimizi kandırıyorlar, anlaşma yapmış gibi gözüyorlar. Kaçırılma sürecinden, işkence sürecinden sonra onlar polislere bence güvenmek zorunda kaldılar. Dün gözümüzün önünde tiyatro oynadılar, bizi aptal yerine koyup alıp götürdüler” dedi.
Kaya, “Eşinizin işkence gördüğünü mü düşünüyorsunuz?” sorusuna ise “Kesinlikle. Kendi adıma eminim” yanıtını verdi.
ALTIPARMAK: GİZLENEN BİR ŞEYLER VAR
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Kerem Altıparmak da kayıplar iddiasıyla ilgili hala hiçbir açıklama yapılmadığına dikkat çekti.
Gözaltı süreci 2 kez uzatıldığı için 4 kişinin 3 kez sulh ceza hâkiminin karşısına çıktığını, savcıya ifade verdiğini belirten Altıparmak, “Savcı, hâkim siz 6 aydır neredeydiniz diye sordu mu bilmiyoruz. Bu insanlar 6 ay ortada yok. Aileleri avukat getiriyor, biz avukat istemiyoruz diyorlar. Baronun avukatını istemiyorlar. Bu avukatlar 5 yıl önce tuttukları avukatlarsa söyleyecek bir şey yok. Ama 6 aydır kayıplar, özel avukatı nereden buldular sorusuna cevap verilmesi lazım. ‘Bunlar yetişkin insanlar, kendi avukatlarını kendileri belirleyebilir’ denilebilir ama gerçekten özgür irade var mı?” diye sordu.
Av. Kerem Altıparmak, şunları söyledi: “Bu kişilerin şüpheli olduğu soruşturmayı yürüten savcı, kayıp soruşturmasını da yürütemez. Kayıp iddiası var. Ne olduğu sorusunun cevabını ailelerinin de kamuoyunun da bilme hakkı var. Bunlarla ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Zorla kaçırıldığı iddiası var. Bu iddiayı aydınlatmadan kendi istedikleri avukatları atadılar diyemezsiniz. Tutuklanmaları için meşru gerekçe olsa bile bu, devletin kaçırılma iddiasını ortaya çıkarma yükümlülüğünü ortadan kaldırmıyor.”
DEVLET YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİ
Tüm bu yaşananların ne anlama geldiği sorusuna da Altıparmak, şu yanıtı verdi: “Elimizdeki veriler bana ‘şu kaçırdı bu kaçırdı’yı söyletmez. Ama kayıplar söz konusu olduğunda devletin pozitif yükümlülükleri var. Devletin şüpheleri gidermek için somut ödevlerini yerine getirmediğini söyleyebiliriz. Ödevler yerine getirilmiyorsa açıklama yapılması lazım. Yoksa bu, kaçırma ve diğer hak ihlalleri konusunda gizlenen bir şey olduğunu düşündürür. Bunu kanıtlayamam ama şunu kanıtlayabilirim; kayıplar konusunda yapılması gereken uluslararası standartlar var. Devlet bu standartları yerine getirmedi.”
Av. Altıparmak, kamuoyunun sessizliğini de eleştirdi, “Bu kadar şüphe doğuran ağır bir vakada çok daha güçlü siyasi tepki koyulması gerekirdi” dedi.