ATK’nin Aysel Tuğluk’a ilişkin raporunu protesto etmek için birçok kentte açıklama yapan avukatlar ve insan hakları örgütleri Tuğluk için adalet istedi.
Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk’a ilişkin Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” yönünde verdiği rapor, birçok kentte yapılan açıklamalarla protesto edildi.
İstanbul
Kadın hukukçular, ATK’nin kararını protesto etmek amacıyla İstanbul Barosu önünde bir araya geldi. Açılmaya insan hakları ve hukuk örgütleri, siyasetçilerinde aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. “Aysel Tuğluk için adalet” pankartını açan kadınlar, “Hasta tutuklular serbest bırakısın”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Aysel Tuğluk serbest bırakılsın”, “Tedavi haktır engellenemez” sloganları atıldı. Açıklamayı avukat Yelda Koçak okudu.
5 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan Aysel Tuğluk’un Kürt siyasi partiler tarihinin ilk kadın eş genel başkanı olduğunu ifade eden Koçak, Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılmasıyla siyaset yasağı getirilen tek kadın milletvekili olduğunu hatırlattı. Tuğluk’un annesinin vefatından kısa bir süre sonra 2018 yılı ocak ayından itibaren başlayan ve hızla ilerleyen demans hastalığı olduğunu belirten Koçak, “6-8 Ekim Kobanê Kumpas davası olarak bilinen ve HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyasında tutukludur. Sağlık sebepleriyle bugüne kadar mahkemede beyanda bulunamaması ve mahkemenin ısrarla beyan almak istemesi üzerine, avukatlarının da talebi ile mahkeme tarafından ‘savunma yapıp yapamayacağının tespiti’ için ATK’ye sevk edilmiştir. Bu karar doğrultusunda Tuğluk, 1- 4 Şubat 2022 tarihleri arasında ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda tutulmuş, gözlem sonucunda hazırlanan rapor 15 Şubat 2022 tarihinde mahkemeye gönderilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır “ diye belirtti.
Sağlık durumu gizlenmek isteniyor
ATK’nin kendisinden talep edilen hususta bir değerlendirme yapmadığına, Tuğluk’a atfedilen fiillerin meydana geldiği döneme ilişkin olarak “cezai sorumluluğunun tam olduğuna” dair rapor düzenlediğini vurgulayan Koçak, şunları dedi: “ 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Tuğluk’un, olaylar esnasındaki sağlık ve bilişsel durumunun ne olduğu hususu, talep ve konu dışıdır. Avukatları tarafından talep edilen, mahkemenin ara kararında istenen ve ATK’nin değerlendirme konusu yapması gereken husus, Tuğluk’un mevcut sağlık durumu itibari ile savunma yapıp yapamayacağı ve cezaevinde kalıp kalamayacağıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; söz konusu rapor ATK’nın mevcut taraflı siyasi yapısını göstermesi açısından çarpıcıdır. 25 sayfalık raporun 16 sayfası Aysel Tuğluk hakkında bugüne kadar yürütülen soruşturma ve yargılamaların özetini içerirken , sadece 2 sayfasında ATK’nın tıbbi tespitlerine yer verilmiştir. ATK’deki hekimlerin raporda, Cumhuriyet Savcıları gibi suçlamalara genişçe yer vermesinin tek amacının kamuoyunun dikkatini suç iddialarıyla meşgul ederek Aysel Tuğluk’un gerçek sağlık durumunun gizlenmesi olduğunun farkındayız.”
Savunma yapması mümkün değil
ATK raporundaki bu sınırlı tespit ve değerlendirmelerden dahi Tuğluk’un bu haliyle savunma yapmasının mümkün olmadığına işaret eden Koçak, bu tespitlere rağmen ATK bu hususta görüş belirtmekten özelikle kaçınmış ve sadece cezai sorumluluk boyutu ile değerlendirme yapmakla yetindiğinin altını çizdi.
Dünyanın en büyük barosu olarak övünen İstanbul Barosu’nun, kendi üyelerinden biri olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Koçak, “Tuğluk’un tedavisinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini hatırlatıyor, çağrımızı yineliyoruz” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ATK’nin özellikle hasta tutuklulara yönelik verdiği kararların hukuka aykırı olduğunu söyledi. Cezaevlerinde bulunan birçok hasta tutuklunun durumunun giderek kötüleştiğine dikkat çeken Yoleri, Aysel Tuğluk’un sesini duyurmaya çalıştıklarını belirterek, uluslararası sözleşmelere uyulmasını ve hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Ankara
Kadın hukukçular, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) demans teşhisi konulan ve sağlığın giderek kötüye giden Aysel Tuğluk için “cezaevinde kalabilir” raporu verilmesini protesto etmek amacıyla Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi. Açıklama yapmak isteyen avukatlara polis saldırdı. Adliye binası önünü ablukaya alan polis, kadınları ve onların eylemini takip eden gazetecileri alandan uzaklaştırdı. Polis saldırısı sonrası kadın avukatlar, adliyenin A kapısı önünde açıklama yaptı.
Avukat Nurdan Kılıç, Tuğluk’a yapılan hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri hukuka ve vicdana uygun davranma çağrısı yaptı. Baroları cezaevlerinde yaşanan tutsak ölümlerine karşı sessiz kalmamaya davet eden Kılıç devamında şunları kaydetti: “Ankara Barosu başta olmak üzere Tüm Baroları ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
Kadınlar “Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” sloganlarıyla alandan ayrıldı.
Mersin
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi, de Aysel Tuğluk’a ilişkin ATK kararını protesto etti. Mersin Adliyesi yapılmak istenen açıklamaya polis engel olmaya çalıştı. Bunun üzerine avukatlar oturma eylemine geçti. Oturma eylemi sırasında polis avukatlara biber gazı ve plastik mermilerle saldırdı. Saldırı sırasında bir polis amiri, avukat Ali Bozan’ı, “Ben seni çok iyi tanıyorum. Senle görüşeceğim” sözleriyle tehdit etti.
Polis, avukatları darp ederek adliye binası içine itti.
Adana
Adana’da da kadın hukukçular, İnönü Parkı’nda aynı konuya ilişkin açıklama yaptı. Tuğluk’un fotoğraflarının taşındığı açıklamada, sık sık, “Aysel Tuğluk yalnız değildir”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Aysel Tuğlak’a özgürlük” sloganlarını attı. Açıklamada avukatlar adına açıklama yapan Umay Büyükdağ, ATK raporuna ve Tuğluk’un serbest bırakılmamasına tepki gösterdi.
Van
Van’da sivil toplum örgütleri ve kadın hukukçular, Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesi talebiyle açıklama yaptı. Van Barosu önünde yapılan açıklamaya, Van Kadın Platformu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi Kadın Komisyonu, Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Star Kadın Derneği, TJA Van, HDP Van Kadın Meclisi, KESK Van Şubeler Platformu Kadın Meclisi, EMEP Van İl Örgütü, Mavi Göl Kadın Derneği ve Aryen Kültür Sanat Derneği temsilcileri katıldı.
Kadınlar adına açıklamayı okuyan ÖHD Van Şube Yöneticisi avukat Mehtap İşik, ATK tarafından verilen raporun ayrıntılarına dikkat çekerek, “ATK’deki hekimlerin raporda, Cumhuriyet Savcıları gibi suçlamalara genişçe yer vermesinin tek amacının kamuoyunun dikkatini suç iddialarıyla meşgul ederek Aysel Tuğluk’un gerçek sağlık durumunun gizlenmesi olduğunun farkındayız” dedi. İşik, Tuğluk’un özgürlüğüne kavuşması gerektiğini belirterek herkesi dayanışma içinde olmaya çağırdı.
Hakkari
Yüksekova’da ÖHD, KESK, İHD, TMMOB birleşenleri de Aysel Tuğluk için açıklama yaptı. ÖHD Şube Eşbaşkanı Harika Günay Karataş, “Aysel Tuğluk hakkında verilen rapor aynı zamanda ATK’nın tarafsız, adli ve tıbbi bir kurum olmaktan ziyade Adalet Bakanlığı’na bağlı olduğu da nazara alındığında adeta yürütmenin ve siyasi iktidarın bir organı olarak görev yapmaktadır” dedi.
İzmir
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) öncülüğünde Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, Halkaların Demokratik Partisi (HDK), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAYDER), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Barış Anneleri ile İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekmek amacıyla İzmir Barosu önünde açıklama yaptı.
“Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” pankartının açıldığı açıklamada, “Tecrit öldürüyor, ATK onaylıyor”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük”, “Hekimlik yapın hayat kurtarın”, “ATK hasta tutsakları ölüme gönderiyor” dövizleri taşındı. “Hasta tutsaklara özgürlük”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” sloganları atıldı.
Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan avukat Meral Kaban, yıllardır etik, vicdan, bilim ve hukuka aykırı raporlarla gündeme gelen ATK’nin, politik tutukluların ağır ve ölümcül hastalıklarına rağmen tıp bilimine aykırı raporlarından birini de Tuğluk için hazırladığını ve demans hastalığını inkar ettiğini söyledi. Kaban, duyarlı herkesi Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ederek, tahliyelerini istedi.