Atışkan Yapı’nın Eskişehir’deki fabrikasında Toplu sözleşmede anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan Kristal-İş üyesi Atışkan Alçı işçileri Kurban Bayramı’na da grevle giriyor. Asgari ücretle çalışmak istemediklerini ifade eden işçiler, toplu sözleşmeli çalışmak istediklerini belirtti.
Direnişlerine bir haftadan fazla süredir devam eden Atışkan Alçı işçileri, talepleri karşılanana kadar greve devam edeceklerini söylerken, patronun ise henüz bir görüşmeye katılmadığını, sözleşme görüşmelerine avukatı veya yeğenini gönderdiğini söylüyor. Ağır şartlar altında, tozun dumanın içinde çalıştıklarını ifade eden bir işçi, “Son 6-7 aydır yaşadığımız sorunları ve maaş taleplerimizi işverene ilettik. Biz de Kurban Bayramı’na parasız girmek istemeyiz ancak işveren, ne sendika temsilcilerimizi kale aldı ne de bize bir fiyat teklifi verdi” dedi.
Başka bir işçi de “8-9 aydır sorunlarımızı dile getirmeye çalıştık. Sendikaya üye olduğumuzdan beri de halen muhatap alınmadık. Görüşmelerimiz ise çok verimsiz geçti. Ekonomik ve sosyal taleplerimiz için grevdeyiz. Daha önce hiç böyle bir bayram yaşamamıştık, burada hayatı öğreniyoruz” dedi.
“Kazanan biz olacağız”
Ekonomik krizin etkilerini gün geçtikçe daha derinden hissettiklerini söyleyen genç bir işçi de “Geçen sene buradan 10 TL’ye çıkan ürün şu an 70 TL’ye çıkıyor. Patron kendisi için zam yaparken biz de bu pastadan payımızı, hatta kırıntılarını istedik, onu dahi vermedi” dedi.
Başka bir işçi de “Geçen sene de yine az para kazanıyorduk, ağır şartlar altında çalışıyorduk fakat enflasyon böyle öldürecek seviyede değildi. Şu an bizim kurban kesmemiz katiyen mümkün değil. Ben 4 seneye yakındır işçiyim, asgari ücret açıklanmadan önce 4 bin 300 TL maaş alıyorum, bir kurbanlık hissesi ise zaten 4 bin 500 TL’den başlıyor. Evim kira, çocuğum var. Kira masrafı çocuğun maması, bezi derken zaten geçinemiyorum nasıl kurban alayım” diye konuştu.
Başka bir işçi de şunları söyledi: “Eşim Kurban Bayramı’nda kendi memleketine gitmek istiyor. Ailesini görmek istiyor. Ama maalesef gitmemiz mümkün değil. 3 kişinin yol parasını karşılayacak gücümüz yok. Ne ailelerimizi görmeye gidebiliyoruz, ne kurban kesebiliyoruz, ne çocuklara ne kendimize bayramlık kıyafetler alabiliyoruz. Çalışsak da geçinemiyoruz çalışmasak da. Bu Kurban Bayramı’nın kurbanları biz olduk. Ama biz elimiz kolumuz bağlı durmayacağız. Hakkımızı alana kadar birliğimizi bozmayacağız, sonunda kazanan biz olacağız.”
“Şartlar çok ağır sosyal haklar sıfır”
İşçiler alçı ve yapı kimyasalları üreten fabrikanın çalışma şartlarının benzer fabrikalara kıyasla çok kötü olduğunu belirtiyor. Fabrikanın içinde üç ayrı bölümden farklı ürünlerin çıktığını ve hepsinin farklı türden iş güvenliği önlemleri gerektirdiğini söyleyen bir işçi, “Benim bölümümde o kadar çok toz çıkıyor ki üstümüz başımız mahvoluyor. Herhangi bir havalandırma sistemi de yok. Bize maske veriyorlar takalım diye ama içeride fırın var, yaz aylarında o sıcakta takmam mümkün değil” dedi.
Yemeklerin kalitesinin sendikalaşmadan önce yenilebilecek gibi olmadığını söyleyen bir işçi de “Geceleri çıkan kahvaltılarda verilen peyniri yedikten sonra hepimizin midesi yanıyor” dedi. Sosyal haklardan yoksun olduklarını söyleyen bir işçi de “Benim geldiğim köyden kalkan servis yok. Ben her ay 1000 TL yakıt parası harcıyorum. Bana verilen yakıt harcı 300 TL. Resmen her ay çalışabilmek için cebimden 700 TL zarar ediyorum” diye konuştu. İşçiler hiçbir sosyal yaşantılarının olmadığını söylerken, “İşten çıkıyoruz, eve gidiyoruz, sonra da uyuyoruz. Ertesi gün tekrar çalışmaya gidiyoruz. Ailemizle, arkadaşlarımızla vakit geçiremiyoruz. Sinemayı, konseri geçtim kahveye çay içmeye gittiğimizde bile düşünüyoruz. Cenaze ve doğum izinlerinde bile zorluk çıkarıyorlar. Cenazen olur ikinci gün içerisinde başla der, çocuğun olur mevlid okunacak izin vermez. Çok dindar geçinir ama işçinin dini vecibelerini yerine getirmesine de izin vermez. Çünkü az kapasiteyle çok iş yaptırır. Bir kişi gelmese bile işler aksamaya başlar” dedi.
“Ziyaretler bize güç veriyor”
Grevde birbirlerini tanıma fırsatı bulduklarını belirten işçiler, “Öncesinde ya çay molasında ya da serviste görüşürdük. Sohbetlerimiz de ona göre olurdu. Ama şimdi birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk” dedi. Greve çıktıkları ilk günden beri ailelerinin kendilerini desteklediğini belirten işçiler sendikaların ve siyasi partilerin yaptıkları ziyaretlerin de kendilerine moral verdiğini söyledi. Bir işçi, “Annelerimiz, babalarımız, eşlerimiz ve çocuklarımız her zaman arkamızda. Arkadaşımın çocuğu direne direne kazanacağız diye video atmış. Bu bize moral motivasyon oluyor. Biz kendimizi Eskişehir’de işçi olarak bu kadar değer gördüğümüzü bilmiyorduk, gelenler ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Bu bizi çok mutlu ediyor” derken, başka bir işçi “Ailelerimiz durumun farkında, o yüzden bizlere hep destek oldular. Ben karşı köyde oturuyorum, oranın insanları çayını kolasını alıyor bize desteğe geliyor, bu destekler bize güç veriyor” dedi.