ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın, Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler için anıt yapacağına dair söz verdiğini hatırlatan 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, gelinen aşamada anıt yapımının sürüncemede bırakıldığını söyledi.
Ankara Gar önünde düzenlenen Barış Mitingi’ne yönelik 10 Ekim 2015 tarihinde DAİŞ’in bombalı saldırısından 6 yıla yakın süre geçti. Geçen zamana rağmen katliamın yaşandığı Gar önünde hala bir anıt yapılmadı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve 10 Ekim Barış Derneği’nin düzenlediği “Emek, Barış ve Demokrasi Meydanı Anıt Meydan ve Anma Yeri Tasarımı Uluslararası Fikir ve Tasarım Projesi Yarışması” 3 Mart 2020’de açıklandı ve anıtın yapılması için Ankara Büyükşehir Belediyesi’yle görüşmeler başladı. Belediyeyle 20 Eylül’de yapılan görüşmede yapılmasına yönelik sözler verilmiş olsa da anıt için tek bir çivi çakılmadı.
Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan 10 Ekim Barış Derneği Başkanı avukat Mehtap Sakinci Coşgun, belediyenin anıt yapımı sürecini sürüncemede bıraktığını söyledi. Sakinci, “Süreç birkaç yıl daha sürüncemede kalabilir ama artık sessiz bir talepten büyük bir çığlığa dönüşür. Hayatını kaybeden insanların yakınları hesap sorar” dedi.
Verilen sözler
Yarışma sonucunda 3 projeyi belikte geçen yıl Eylül ayında Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’la görüştüklerini ve Yavaş’ın, projeyi katliamın 6’ncı yıl dönümüne yetiştirileceğinin sözünü verdiğini belirten Sakinci, “Projenin yapılacağı alan ABB’ye ait ve uygulanabilmesi de belediyenin elinde. Belediyeyle yaptığımız görüşmede, belediye başkanına projelerin neler olduğunu anlattık ve bize uygulanabilirliklerinin sağlanabilmesi için fizibilite çalışmalarının alanda başlatılacağını söyledi” diye belirtti.
Birinci proje
Anıt için katliamın 4’üncü yılından itibaren çalışmalara başladıklarını aktaran Sakinci, birinci olan projeyi şöyle anlattı: “Projede 103 Ginkgo ağacı yer alıyor. Ginkgo ağaçları, atom bombasından sonra bile hayatta kalabilen tek canlı olma ve yeniden yeşerebilme özelliğine sahip. Bu ağaçların yapraklarının özünün hafıza kaybı, unutkanlık rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığı biliniyor. Bir diğer özelliği yılda sadece bir defa yaprak açıyor ve bu da Ekim ayına denk geliyor.” Birinci projenin hayata geçirme olanaklarının olmadığı durumda halihazırda 2 proje daha olduğunu ifade eden Sakinci, “İki yıldır büyük bir emek ve çabanın sonucunda anıtın yapımı için somutlaştırdığımız bir çalışma varken ve top belediyedeyken hala bir şeyin yapılmaması katliamın 6’ncı yılına da gölge düşürecek” diye belirti.
Ankara’nın borcu
“Biz artık ne geç gelen adalet istiyoruz ne geç gelen bir anıt istiyoruz” diyen Sakinci, “Acını tanıyor ve paylaşıyorum” diyen bir irade görmek istediklerini söyledi. Sakinci, şöyle devam etti: “Katliamı unutturmaya ya da acının yok sayılmasına dair bir eğilimin artık son bulmasını istiyoruz. O gün miting için gelenlerin çoğu şehir dışındandı. 49 ile cenazelerin gittiği bir şehirden bahsediyoruz. Bu nedenle yapılacak anıt, yaşamını yitirenlere karşı bu şehrin bir borcu. Bugün Türkiye’deki tüm katliamlar için anıt yapılmalı. Sadece bizim canımız yanmadı. Bu vicdani bir görev ve bunun önüne ne siyaset ne de ekonomik ya da mali sebeplerin geçmemesi gerekiyor. Her şeyden önce katliamda yaşamını yitirenlerin hatıralarını yaşatmak herkesin boynunun borcu olmalı.”
‘Mutlaka yapılacak’
Anıt talebinde bulunurken bir Ankaralı olarak oy hakkının da peşine düştüğünü dile getiren Sakinci, şunları söyledi: “Bir gün mutlaka oraya bir anıt ya da anma alanı yapılacak. Ama bizim gücümüz tükendikten sonra olsun istemiyoruz. Her ayın 10’unda anma yapıyoruz. Çünkü orada anıt yok. Orada yoldan geçen bir insan ‘evet 10 Ekim 2015’te burada katliam oldu, bu anıt da o yüzden var’ deyinceye kadar biz orada anma yapmaya devam edeceğiz. Her ayın 10’unda yaptığımız anma katliamın unutulmaması için. Anıt yapıldığında kısmen huzur bulacağız. Katliam günü aklımda kalan tek şey yerde parçalanmış bir şekilde yatan insanların kaldırıma düşmüş kanları olmasın istiyorum. O anı silmek istiyorum. O anıyı da orada yapılacak bir anıt silecektir.”