Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım çalışmalarının startını verdi. “Hayatlarımıza atanan kayyumlar için sokaktayız. Bugün birbirimiz için buradayız” diyen çok sayıda kadın, Yüksel’deki İnsan Hakları Anıtı önünden Sakarya Caddesine yürüyüşe geçti.
“25 Kasım’a giderken kadınları sokağa çağırıyoruz! 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” pankartı ve sloganlarla yürüyen kadınların önü Çankaya Belediyesi önünde polis tarafından kesildi. Kalkanlarla ablukaya alınan kadınlar, “Jin, jiyan, azadi” sloganını yükseltti.
Kadınlar polis barikatını aştı
Polisin yürütmeyeceğini ve ısrar ederlerse saldıracağı yönündeki tehdide kadınlar, “Biz buraya katledilen kadınların, çocukların isyanıyla geldik. Bu abluka kalkacak ve yürüyeceğiz” dedi. Uzun süre ısrarını sürdüren kadınlara polis saldırdı, bir kadın gözaltına alınmaya çalışıldı. Kadınların direnişi sonucu polis geri adım atarak hem gözaltına almaya çalıştıkları kadını bıraktı hem de barikatı açtı.
“Kayyum rejimi siyasi bir darbedir”
Sakarya Caddesine geçen kadınlar burada açıklama yaptı. Yalnızca ekim ayında 48 kadının katledildiği kaydeden Hatice Şahin, 23 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirmesiyle 2010 yılından bu yana en yüksek kadın cinayetinin işlendiği söylendi. Katledilen kadınların isimlerini sayan Şahin, kadın iradesini yok sayan gaspçı rejimi tanımadıklarının da altını çizdi. “Kayyum rejimi siyasi bir darbedir, kadın iradesinin gasbıdır. Bu darbeyi kabul etmiyoruz, kayyumları tanımıyoruz. Kayyımlar kadınlar için yok hükmündedir” diyen Şahin, “Korkuları olmaya devam edeceğiz. Biz bu gücü dayanışmamızdan alıyoruz. Kayyuma karşı direnişteyiz, isyandayız. İrade Gasbına Karşı Direnerek Kazanacağız demek için sokaklardayız” ifadelerini kullandı.
“Hesap soracağız”
Şahin, şöyle devam etti: “Katmerlenen emek sömürüsüne, erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak eşit ve özgür bir yaşamı istiyoruz demek için buradayız. Güvensiz kentler, güvensiz sokaklara karşı geceleri ve sokakları geri alacağız demek için meydanlardayız! Her gün kayıp çocuk haberleri duyuyoruz. Her geçen gün daha da güvensiz hale gelen kentlerde, sokaklarda tacize uğruyor, şiddete maruz bırakılıyor, öldürülüyoruz! Cezasızlık politikalarının arttığını; aile politikalarının erkek devlet eliyle nefret politikası haline geldiğini görüyoruz, yaşıyoruz. Tarikat ve cemaatler aracılığıyla dinci gericiliğin arttığını; yaşamlarımızın aileden ibaret sayıldığını görüyoruz. Yargı paketleri ile kazanımlarımız, haklarımız gasp ediliyor. Dünya bizim emeğimizle dönerken ev içi emeğimiz görünmezleştiriliyor. Haklarımız gasp eden, hayatlarımıza kayyım atayan erkek egemen sistemi hayatımızın her alanına dayatan AKP İktidarına ve ortaklarına sesleniyoruz: Hesap soracağız! Biz kadınlar yılmıyor; erkek egemen sistem karşısında mücadele etmeye devam ediyoruz! İsyanımızı büyütüyor; sokakları, kentleri ve karanlık bu geceyi aydınlatacak bizleriz diyoruz. Katledilen, kaybedilen tüm kadınların, çocukların isyanı için mücadeleyi büyüteceğiz! Katledilen Translar, yok sayılan LGBTİ+lar için mücadeleyi büyüteceğiz! Kayyumsız, güvenli kentler için sokaklarda mücadeleyi büyüteceğiz! Eşit, özgür bir yaşamı kadın dayanışması ile kuracağız. Yaşasın kadın dayanışması Yaşasın feminist mücadelemiz! Yaşasın geceleri aydınlatacak mücadelemiz! Mirabel kardeşlerin direnişinden aldığımız güçle 25 Kasım Kadına Yönelik Uluslararası Mücadele gününde direnişin sesi olacağız. Yine meydanları dolduracak ve sokakları özgürleştireceğiz. Erkek şiddeti karşısında feminist özsavunmamızı kuşanıp yıkılan bu dünyayı yeniden inşa etmek için isyanı örgütleniyoruz. 25 Kasım’da sokaklara, meydanlara!”
