1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla birçok kentte çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlendi. Eylem ve etkinliklerde, barış mesajlarının yanı sıra Kürt sorununun çözümü ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması çağrısı yapıldı.
Agırî (Ağrı)
Agirî Emek ve Demokrasi Güçleri, Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl Örgütü binası önünde toplanarak, Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan PTT Şubesi önünde kadar yürüyüş gerçekleştirdi. DEM Parti Agirî Milletvekili Heval Bozdağ’ın yanı sıra çok sayıda kişi yürüyüşe katıldı. Sık sık “Bijî Aştî” ve “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları atılırken, “Barış hakkı insan hakkıdır” yazılı pankart taşındı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Agirî Şubesi yöneticilerinden avukat Vural Kaya, Türkiye’nin Kürt sorununa güvenlikçi politikalarla yaklaştığını ifade etti. 40 yıldır devam eden savaş nedeniyle ciddi hak ihlallerinin ortaya çıktığına dikkati çeken Kaya, “40 yıldır devam eden çatışmalı süreçte başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insan hakları sistematik olarak ihlal edilmiştir. Devlet, toplumdan gelen temel hak ve özgürlüklerin tanınması talebine karşı aşırı güvenlikçi politikalarla cevap vererek, meselenin çözümünden uzaklaşmıştır. Bu durum Türkiye toplumunun kutuplaşmasına neden olmuştur” dedi.
Colemêrg (Hakkari)
Colemêrg merkezde sivil toplum örgütleri (STÖ) ile siyasi partiler, DEM Parti önünde açıklama yaptı. Yerine kayyım atanan Belediye Eşbaşkanı Viyan Tekçe’nin yanı sıra çok sayıda kişi açıklamaya katıldı. Açıklama öncesi barış şarkıları seslendirildi. Kürtçe ve Türkçe “Savaşa karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım” pankartı açıldı.
DEM Parti Colemêrg İl Eşbaşkanı Kadir Şahin, Kürt sorununun inkarından vazgeçilmesini istedi. Şahin, “Kalıcı bir çatışmasızlık için çatışmanın tarafları sorumluluk almalılar. İmralı Hapishanesinde tutulan Sayın Abdullah Öcalan ve arkadaşları üzerindeki tecrit ve izolasyona son verilerek, aileler ve avukatları ile görüşmeleri sağlanmalıdır. Hapishanelerdeki tüm siyasi mahpuslar serbest bırakılmalı” dedi.
Gever (Yüksekova)
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde bulunan Sanat Sokağı’nda açıklama yapıldı. Gever Belediye Eşbaşkanları Şadiye Kırmızıgül ve Şoreş Diri de açıklamaya katıldı. Kitle, açıklamanın yapılacağı sokağa “Bijî aştî” sloganıyla yürüdü.
İHD Colemêrg Şube Eşbaşkanı Sibel Çapraz, güvenlikçi yaklaşımlarla Kürt sorununun çözülemeyeceğini vurguladı. Çapraz, “Güvenlikçi politikalarda ısrarın da toplumsal barışa ve birlikte yaşam iradesine zarar verdiği fazlasıyla deneyimlenmiştir. Barış için amasız ve fakatsız artık yeter diyoruz. Barışın Türkiye’nin en önemli ve öncelikli gündemi olması gerektiğini, bu nedenle barışın yeniden konuşulduğu bir sürecin inşa edilmesi için tüm sorumlular ile temasa geçmeyi topluma ve ülkeye karşı bir görev ve sorumluluk olarak görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Ankara
Ankara Kadın Platformu ve Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağırısıyla Yüksel Caddesi’nden Sakarya Caddesi’ne yürüyüş düzenlendi ve ardından basın açıklaması yapıldı. DEM Parti milletvekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişinin yaptığı açıklamada, “Jin, jiyan, azadî” sloganı atıldı.
Açıklamanın Türkçesi’nin Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu yaparken, Kürtçe’sini ise Anka Dil Kültür Derneği eğitmenlerinden Emine Oğuz yaptı. Tıkanan devletlerin krizi savaş ve çatışmayla aşmaya çalıştığı belirtilen açıklamada, “İnsanlık, Orta Doğu’da kan ve gözyaşından başka bir şey görmedi. Emperyalizm dünya genelinde ve özellikle Ortadoğu’da bitmeyen çatışmalarla, insanlığı yeni bir dünya savaşının, kitlesel ölümlerin ve açlık krizinin eşiğine getiriyor. AKP-MHP ittifakının ayakta durmasının koşulu; savaş, çatışma ve gerginlik yaratmaktır. Erdoğan-Bahçeli tahakkümünü derinleştirmek için toplumu kutuplaştırıyor. Ülkemizde demokrasinin, eşitlik ve özgürlüklerin önündeki en büyük engelin Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Bugün Ortadoğu’da, Irak’ta, Şengal’de, Suriye’de, Rojava’da bölge halklarının sürdürdüğü insanlık mücadelesi aynı zamanda bir demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesidir” denildi.
📍 Sakarya Meydanı
“Elimizden bir şey gelmeyeceğine dair kasıtlı olarak yaratılan yanılsamayı kabul etmiyoruz. Aksine değişmenin de değiştirmenin de yaşamı bilfiil yaratan, insanlığın sahip olduğu tüm zenginliği üreten bizlerin ellerinde olduğunu biliyoruz.”#1eylül pic.twitter.com/j8z6hvLSFY
— Kaldıraç Ankara (@KaldiracAnkara) September 1, 2024
“Devletin derdi daha fazla savaş”
Kadın Platformu adına açıklamayı yapan İlke Kumartaşlıoğlu da iktidarın her gün kâr hırsıyla bitmek bilmeyen bir savaşı körüklediğini belirterek, “Devletin tek derdi daha fazla savaştır. Ortadoğu’dan Rusya, Ukrayna’ya, Filistin’e kadar derinleşmiş savaş bugün en çok kadınları ve çocukları öldürüyor. Öldürmekle kalmıyor yoksulluk ve açlıkla korkunç bir sefaletin içine halklar kendi elleriyle itiliyor. Savaşa bütçe ayıran ve savaşın çığırtkanlığını yapan devletin tek derdi daha fazla ölüm, daha fazla kar, daha fazla rant. Savaşa hayır diyoruz. Barışı hemen şimdi istiyoruz” dedi. Savaşa karşı barışı haykıran siyasilerin tutsak edilip, katledildiğinin altını çizen Kumartaşoğlu, “Cezaevlerinde barış için direnişi sürdüren tüm kadınların mücadelesini sahipleniyoruz” mesajı verdi.
Riha (Urfa)
Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi. Yürüyüşe platform bileşenlerinin yanı sıra, kentte bulunan siyasi partiler, Pirsus, Xelfetî, Hewag, Serekanîyê belediye eşbaşkanları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Kent merkezinde bulunan Novada Park önünde toplanan kitle, “Ji şer re na, aşitî a niha/savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Barışın yolu Kürdistan’dan geçer”, “Li hemberê şer aşitîyek bi rumet, li hemberê tecrîd û dagirkerîyê berxwedanek bi heybet /savaşa karşı onurlu bir barış, tecrit ve işgale karşı heybetli bir direniş”, “Savaşa karşı barışı tecride karşı özgürlüğü haykıralım” pankartlarıyla yürüyüşü başlattı. Topçu Meydanına yürüyüş yapan kitle, “Barışın yolu İmralı’dan geçer”, “Jin jiyan azadî” ve “Biji berxwedana zindanan” sloganları attı.
Topçu Meydanına alkış ve sloganlarla ulaşan kitle burada basın açıklaması yaptı. Burada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Riha Şube Eşbaşkanı İsmail Tutal, 10 Ekim Ankara Gar Katliamında yaşamını yitirenleri anarak, “Savaş her şeyden önce bir toplumsal çürümedir” dedi. DEM Parti Riha İl Eşbaşkanı Sema Aişeoğlu da “Biz her koşulda ne olursa olsun savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz. Tecridin tüm halka yayıldığı bu dönemde, özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
Ardından Riha Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi anneler, sembolik olarak güvercin uçurdu. Açıklama, alkış ve halaylarla son buldu.
Dîlok (Antep)
Antep Emek ve Demokrasi Platformu da basın açıklaması gerçekleştirdi. Yeşilsu Parkında yapılan açıklamaya platform bileşenlerinin yanı sıra Emek Partisi (EMEP) Dîlok Milletvekili Sevda Karaca ve Basın Yayın ve Posta Emekçileri Sendikası (HABER-SEN) Genel Başkanı Mesut Balcan da katıldı. “Savaş değil barış istiyoruz” dövizlerinin taşındığı açıklamada konuşan İHD Dîlok Şube Eşbaşkanı Bahri Oğuz, “Kürt sivil siyasetçiler insan hakları savunucuları, gazeteciler, sanatçılar gibi birçok kesim sadece devletten farklı düşündüğü için hapishanelerde tutulmakta veya iltica etmek zorunda kalmaktadır” diye belirtti.
Açıklama, alkış ve “Biji aşitî” sloganları ile sona erdi.
Semsûr (Adıyaman)
Semsûr Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Demokrasi Parkında yapılan basın açıklamasına çok sayıda yurttaş katıldı. “Barış insan hakkıdır, barış insanlığın teminatıdır” pankartının açıldığı açıklamada, İHD Semsûr Şube Eşbaşkanı Dilan Güler, Türkiye’nin Kürt sorununa karşı geliştirdiği politikalar sebebiyle başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insan haklarını sürekli ve sistematik olarak ihlal ettiğini kaydetti. Bu politikalar sebebiyle Türkiye’de hemen hemen tüm alanlarda sorun ve sıkıntıların çığ gibi büyüdüğünü vurgulayan Güler, “Ayrımcı uygulamalar ile şiddet politikalarının ürettiği sınırsız-sayısız ihlal gerçeğinin çözümü ve tek seçeneği barışa dayalı politikalardır” dedi.
Açıklama alkış ve sloganlarla sona erdi.
Meletî (Malatya)
Meletî Emek ve Demokrasi Platformu basın açıklaması düzenledi. Kent merkezinde bulunan Emeksiz Üst Kavşağında yapılan basın açıklamasında İHD Meletî Şube Eşbaşkanı Melih Kop, “İnsan hakları savunucuları olarak 1 Eylül dünya barış günü vesilesiyle bir kez daha barış istediğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Topluma dayatılan ırkçı, milliyetçilik, ötekileştirmenin ve nefret dilinin son bulması için iktidarı insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya ve Türkiye’nin toplumsal barışına engel teşkil eden tecrit politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz” diye konuştu.
Açıklama alkış ve sloganlarla sona erdi.
Êlih (Batman)
Êlih Emek ve Demokrasi Platformu, yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Aralarında platformun bileşenleri, DEM Parti Êlih Milletvekilli Zeynep Oduncu, Êlih Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, TJA, Barış Anneleri Meclisi, DBP,DEM Parti İl Örgütleri, ÖHD, Êlih Barosu’nun bulunduğu kalabalık kitle, Sanat Sokağı girişinde bir araya geldi. “Savaşa hayır, barış hemen şimdi, Mafê aştiyê mafê mirovan e”, “Li hemberî şer aşitî, li hemberî tecrîdê tekoşîn li hemberî dagirkeriyê berxwedan /Savaşa karşı barış, tecride karşı mücadele, sömürüye karşı direniş” pankartları açılırken, “En güzel söylem barıştır”, “Bijî aşiti” “Jin jiyan azadî”, “Kadınlar barışı haykırıyor” dövizleri taşındı.
“Barış en temel insan hakkıdır”
Katılımın yoğun olduğu yürüyüş alkış, slogan ve zılgıtlar eşliğinde başladı. Yol boyunca slogan ve zılgıt sesleri hiç dinmezken, yoldan geçenler zafer işareti ve alkışlar ile destek verdi. Gülistan Caddesi’ne kadar gerçekleştirilen yürüyüş sonrası barış güvercinleri ve beyaz balonlar uçuruldu. Burada toplanan kitle adına açıklamayı yapan İHD Şube Eşbaşkanı Ahmet Şiray, insanların en temel amacının korkudan uzak, güven içinde ve onurlu bir şekilde yaşamak olduğunu belirterek, “Savaşların olmadığı bir dünyada, barış içinde yaşamak temel bir insan hakkıdır” dedi. Şiray barış çağrısında bulunarak, “Bu çerçevede haklı ve güçlü bir şekilde Kürt Meselesi’nin barışçıl ve demokratik çözümüne yönelik çatışmasızlık ortamının sağlanması için tüm aktörleri, toplumsal ve siyasi dinamikleri üzerine düşen sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye bir kez daha davet ediyoruz” dedi.
Açıklama sonrası Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde serbest kürsü kuruldu. Burada konuşanlar onurlu bir barış talebinde bulunarak, bunun için mücadelenin büyütülmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Eskişehir
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, Doktorlar Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Savaşa karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım”, “Savaşlara ve katliamlara karşı barışı savunacağız” yazılı pankartların açıldığı açıklamada sık sık, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Susma haykır barış hemen şimdi” sloganları atıldı.
Kitle adına açıklamayı yapan DEM Parti Eskişehir İl Örgütü Yöneticisi Ümit Nare Kuşbakan, Türkiye’de siyasetin tıkandığı ve diyalog kapılarının kapandığı bir atmosfer olduğunu belirtti. Filistin’de süren saldırıya değinen Kuşbakan, AKP iktidarının İsrail ile ticari ilişkilerinin devam ettiğini hatırlatarak, “Bugün bizlerin ve barış yanlısı herkesin birincil sorumluluğu Filistin direnişinin ve halkının yanında dururken AKP iktidarının karşısında, barışın yanında durmaktır” diye konuştu. Kürt sorununa da değinen Kuşbakan, kayyım atanmasına ve siyasi tutsakların cezaevinde tutulmasına tepki gösterdi. Kuşbakan, “Her zamankinden daha gür bir sesle; tüm kutuplaştırma çabalarına, yeni asimilasyon politikalarına, yerinden edilen ya da kaybolan/kaybedilen insanların olduğu bir gündeme, savaş naraları atan siyasetçilere ve asli görevini unutmuş ve halka baskı uygulayan güvenlik güçlerine rağmen meydanlardayız ve var gücümüzle haykırıyoruz” dedi.
Mersin
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. İHD Mersin şube yöneticileri, DEM Parti il ve ilçe yöneticileri, Akdeniz Belediyesi eşbaşkanları ve çok sayıda kişi katıldı. DEM Parti korteji, Yenişehir Öğretmenevi önünde toplanarak Özgecan Aslan Barış Parkı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş esnasında sık sık “Bijî aşitî”, “Jin jiyan azadî” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları atıldı.
“Öcalan Kürt sorununun muhatabıdır”
Kürdistan ve Ortadoğu’da yoğun bir savaşın sürdüğünü ifade eden DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Reşat Aşan, barışa ihtiyaç duyulduğu dönemde iktidarların savaşta ısrar ettiğini belirtti. Aşan, “Hala bu ülkede barışta değil savaşta ısrar edenler, hala halkları mezhep, kimlik noktasında ayıran ve kendi iktidarlarını ayakta tutmak için savaş politikalarını dayatanlar var. Bir yandan savaşı kalın bir perde olarak kullanırken, arkadan bu ülkenin kaynaklarını kendi yandaşlarına peşkeş çeken iktidarlarla karşı karşıyayız. Bugün çok ağır tecrit koşullarında yaşayan sayın Abdullah Öcalan Kürt sorunun muhatabıdır. Bir muhatap da TBMM’dir. Bu sorunu meclisin çözmesi gerekiyor” diye belirtti.
Kürt sorunu
Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Hoşyar Sarıyıldız, “Kürt sorunu, sadece bir halkın eşitlik, özgürlük ve barış talebini içermiyor, aynı zamanda ekonomik, kültürel sorunlarımızın, doğa talanımızın ve eğitim sorunlarımızın temel gerekçesini oluşturuyor. Bu anlamda başta emek ve demokrasi güçleri olmak üzere bütün kesimlerin, Türkiye’nin bütün demokratik muhalefetinin barış talebini yükseltmesini gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Etkinlik, şarkılar ve halaylarla sona erdi.
Antalya
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde bir araya gelerek, “Barış hakkı insan hakkıdır. Savaşsız ve şiddetsiz bir dünya talebimizden vazgeçmeyeceğiz” mesajı verdi. Bileşenler açıklama öncesi kapalı yolda bildiri dağıtımı gerçekleştirdi.
Attalos Heykeli önündeki açıklamayı İHD Antalya Şubesi Eş Başkanı Ebedin Altınkaynak okudu. 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olarak kutlandığını hatırlatan Altınkaynak, “1 Eylül, Nazi Almanya’sının Polonya’yı işgal ederek on milyonlarca insanın ölümüne yol açan 2. Dünya savaşını başlattığı tarihtir. Unutmamak, unutturmamak için bu tarih barış günü olarak kutlanmaya başlandı. Ancak ne yazık ki, günümüzde savaşın ne olduğunu unutacak bir barış ikliminde yaşamıyoruz. Adına resmen 3. Dünya savaşı denilmese de bölgesel savaşlar, vekâlet savaşları yoluyla savaşın ve çatışmaların yayılarak devam ettiği ve ne yazık ki yer yer olağanlaştığı ve kanıksandığı bir dönemi yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler, dünya barışının tesis edilmesi konusunda üzerine düşen görevini istenilen seviyede yerine getirmese de 19 Aralık 2016 tarihinde, Barış Hakkı Bildirisi kabul ve ilan ederek barış hakkının bir insan hakkı olduğunu tüm üye ülkelere hatırlatmıştır. Yine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de 22 Haziran 2017 tarihinde verdiği karar ile ‘barış hakkının tüm üye ülkeler tarafından desteklenmesi’ gerektiğinin altını çizmiştir. Evet, barış hakkı insan hakkıdır ve barışın gününü kutlamak, savaşları tarihte kalmış tekrarlanmaması gereken olaylar olarak hatırlamak istiyoruz. Ama insan haklarının ayaklar altına alındığı bir ortamda ne yazık ki olmayan barışın gününü de kutlayamıyoruz” dedi.
‘Umudumuzu kaybetmiyoruz’
Altınkaynak, “Her gün savaşlarda katledilmiş, göç yollarında hayatlarını kaybetmiş sivil savaş mağdurlarının haberleriyle sarsılıyoruz. Geçtiğimiz yıldan bu yana hiçbir çatışma bölgesinde adil bir çözüm ve kalıcı bir barış sağlanamadığı gibi, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de bütün savaş kurallarının ihlal edildiği, 10 bini çocuk olmak üzere 40 bin kişinin hayatını kaybettiği, yerleşim yerlerinin, hastanelerin bombalandığı korkunç bir savaşın dehşetini yaşıyoruz. Yerleri, yurtları yerle bir edilmiş yüz binler gıdaya ve sağlık hizmetlerine erişememekte, yurtlarını terke zorlanmaktadırlar. Bölgedeki iç savaşların yaralarını henüz sarılamamışken, milyonlarca insan mülteci durumunda iken, yeni bir insani felaket yaşanmaktadır. Kalıcı bir ateşkes dahi sağlanamayan bu çatışma, açık ve yıkıcı bir bölgesel savaşı tetikleme riskini taşımaya devam etmektedir. Batılı ülkeler barış için çaba harcamak bir yana, Gazze’deki çatışmanın açık bir sivil katliamına dönüşmesine rağmen, İsrail’e açık siyasi ve askeri destek sağlayarak, bu katliama ortak oldular. Türkiye ise, İsrail’in savaş gücünü arttıracak şekilde, mal ve ürün sevkiyatı yaparak savaş desteği sundu. Tüm bunlara rağmen barışa dair umudumuzu kaybetmek istemiyoruz; önümüzdeki sürecin bütün insanlığın barış, insan hakları ve ekoloji bilincinin ve mücadelesinin büyüdüğü güçlü bir süreç olmasını umut ediyoruz” diye konuştu.
Adana
Adana Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla çok sayıda kişi bir araya geldi. Sloganlarla İnönü parkından Atatürk parkına yapılan yürüyüşte, barış tesis edilene dek mücadelenin süreceği kaydedildi.
“Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Bölgede barış, ülkede demokrasi, hak ve özgürlükler için yaşasın 1 Mayıs” başta olmak çok sayıda pankart gerçekleşen yürüyüşün ardından İHD Adana Şube Başkanı Yakup Ataş basın metnini okudu. Eyleme, DEM Parti Milletvekili Ali Bozan da katıldı.
Ataş, “Adana Emek ve Demokrasi Güçleri olarak benimsediğimiz temel yaklaşım, barışın insan hakları ve özgürlüklere dayalı oluşudur. Savaş ve çatışmaların temel sebebi, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışıdır. Bu nedenle bizler, her ne şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklar ve özgürlükler temelinde sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Adana Emek ve Demokrasi Güçleri olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle bir kez daha barış isteğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Topluma dayatılan tekçilik, ırkçılık, milliyetçilik, ötekileştirmenin ve nefret dilinin son bulması için iktidarı insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya ve Türkiye’nin toplumsal barışına engel teşkil eden tecrit politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz. Bizler, barışın tesis edileceği ana kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz. Bütün Dünya Halklarının 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü selamlıyoruz” dedi.
Açıklama sonrası halay çeken kitleye polis saldırdı.