7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonuyla İsrail’in Filistin halkına karşı soykırımı devam ediyor. Birçok emperyalist ülke İsrail’e desteğini açıklarken halklar Filistin ile dayanışma eylemleri yapıyor. TC devleti ise boş laflara sığınarak İsrail ile tüm ilişkilerini devam ettiriyor.
Mersin’den İstanbul’a Türkiye’nin limanlarından işgal devletlerine gıda, askeri malzeme için hammadde, petrol tedariki sağlanıyor.
Mario A gemisi 29 Ekim’de Mersin’den Hayfa Limanı’na oradan da İstanbul’da bulunan Ambarlı Limanı’na yük almak için geldi. Admiral Mars ve Musa Bay adlı gemiler geçtiğimiz günlerde İşgal devletinin imdadına yetişmek üzere bu limandan kalkmıştı.
“İsrail ile tüm ilişkiler kesilsin! Filistin’de işgale son” diyen devrimci sosyalist kurumlar Ambarlı Limanı’nda eylem yaptı. Eylemde “Filistin’e özgürlük İsrail’e boykot”, “Her yer Filistin her yer direniş”, “Katil İsrail Filistin’den defol” sloganları atıldı.
Basın metnini okuyan Hakan Dilmeç, israil’in Gazze’deki soykırımına ABD ve emperyalist müttefiklerinin açık desteğinin sürdüğünü, bölge devletlerinin ise İsrail ile “normalleşme” adı altına el sıkıştığına değinerek AKP iktidarının da İsrail’le kurduğu ticari, askeri, politik, diplomatik işbirliğini korumaya çalıştığını söyledi.
14 Mart 1996’da imzalanan Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Anlaşması’nın halen yürürlükte olduğunu hatırlatan Dilmeç, “İsrail’le sanayi ve tarım ürünleri ticareti, 1 Ocak 2000 tarihinden bu yana gümrük vergisinden muaf olarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca bizzat Erdoğan, Netanyahu ile görüştükten sonra İsrail’le enerji işbirliğinde somut adımların hızlandırılması kararı aldıklarını açıklamıştır. Ülkemizde yer alan ve Bölge halklarını baskı altına almak amacıyla kullanılan ABD ve NATO üslerine yeni uçaklar, silah ve teçhizat konuşlandırılmaktadır.” dedi.
İsrail ile Türkiye’nin ticari ilişkilerin sürdüğünü belirten Dilmeç, 2002’den beri ticari hacmin 1,41 milyar dolardan 8,91 milyar dolara çıktığını, bu ticari hacmin işgal devletinin silah sanayisine ham madde sağlamaya ve silah üreten firmaların ortak ticaretini kapsadığını kaydetti.
Dilmeç, açıklamanın geri kalanında şunları söyledi:
“Gazze’ye savaş suçu teşkil edecek şekilde suyun, gıdanın, ilacın, elektriğin, yakıtın, internetin kesildiği koşullar sürerken, işgal devletine güç katacak bu ticaret derhal durdurulmalıdır. Aynı zamanda işçi kardeşlerimizi bu gemilere yük taşımayı reddetmeye davet ediyoruz. Gösterecekleri bu duruş Filistin halkına ve dünyada Filistin’in özgürlüğü için sesini yükselten insanlığa büyük bir umut olacaktır.
Kendisini bölgedeki Müslüman halkların hamisi gibi göstermeye çalışan, ateşkese aracılık etmekten söz eden Erdoğan’ın ikiyüzlülüğü her açıdan ortadadır: Hükümet, bölgedeki savaşları sürdürmek üzere tezkereyi Meclisten geçirerek Ortadoğu’daki savaşların devamından, emperyalizmin işbirlikçiliğinden, bölge halklarına yeni acılar yaşatmaktan yana olduğunu bir kez daha ispat etmiştir.
ABD ve müttefiki emperyalistlerin bölgedeki karakolu olarak kurulan İsrail devleti eliyle 75 yıldır Filistin’de işgal sürüyor. Filistin halkı ise kuşaklar boyu kahramanca direniyor.
Bu var oluş mücadelesinin tek dostu Ortadoğu ve dünya emekçileridir.
Tek yol emekçilerin ve ezilen halkların birleşerek tüm bölgede emperyalizmi ve siyonizmi yenmesidir.”