Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC Holding’in ortaklığındaki YK Enerji’nin maden sahasını genişletmek için başlattığı ağaç katliamına karşı direnen köylülere dava açıldı.
Şirketlerin 780 dönümlük arazideki ağaçları kesmemesi için köylüler ve çevre savunucuları bölgede nöbete geçmişlerdi. Ormanı savunurken darp edilen Ahmet Tatar ve İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık’a “Ormanı işgal ve ormandan faydalanma” suçlamasıyla dava açıldı. Davanın ilk duruşması bugün Milas 4’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.
“Hukuk Yoksa, Sokak Var”
Evrensel’de yer alan habere göre, duruşmanın basına ve halka kapalı yapılacak olması tepkiye neden oldu. İçeriye girişlerde kısa süreli gerginlik yaşandı.
Duruşma öncesi dayanışma için toplanan çok sayıda köylü ve çevreci Milas Adliyesi’ni adeta miting alanına dönüştürdüler. Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’da adliyeye yargılanan köylülere destek için gelenler arasındaydı. Taşınan dövizler içerisinde; “Hukuk Yoksa, Sokak Var” dikkat çekici olanlarındandı. Muğla’nın önemli aktivistlerinden ve İasos Mahalle Meclisi Sözcüsü Hülya Scobie; “Burada duygusal olduğu denli ders çıkarılması gereken anlar yaşadık. Davanın 5 saat sürmesi zaten manidardır. Bu kararlar kolay verilmiyor. Nedeni malum. Rehavete kapılmamamız gerek. Bu yeni bir planla karşımıza çıkmayacakları anlamına gelmez. Rant büyük olunca; oyun da, kullanılan araçlar da büyük oluyor. Ama ne olursa olsun; bizler birlik ve dayanışmamızı sağlayabildiğimiz ve bunu haklılığımızla perçinleyebildiğimiz de tüm olumsuzluklara karşın kazanıyoruz. Dikkat edersek Muğla’da, İasos’ta, Akbelen’de, Menteşe’de, Güllük’te, Bodrum’da son sözü güçlüler değil; hep direnenler söylüyor. Birleşeceğiz, örgütleneceğiz, direneceğiz. Dayanışma ile de kazanacağız” görüşlerine yer verdi.
Duruşma kimlik tespitinin ardından Işık ve Tatar’ın savunmalarıyla başladı. Işık ve Tatar, Akbelen’in kendi ormanları olduğunu ve orada işgalci olmadıklarını vurgulayarak, beraatlerini talep etti.
Avukatlarsa doğayı korumanın anayasal bir ödev olduğunu söyleyerek, müvekkillerinin anayasal ve demokratik haklarını kullandığını ifade etti.
Ardından mütaalasını açıklayan savcı, Işık ve Tatar’ın “Ormanı işgal ve ormandan faydalanma” suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mahkemeyse Nejla Işık ve Ahmet Tatar’ın beraatine karar verdi.
‘Biz ormanı sizden korumaya çalışıyoruz’
Duruşmanın ardından köylüler ve avukatları açıklama yaptı. Davanın hukuksuz olduğunu söyleyen İkizköylüler, “Hem suçlu hem güçlüler tarafından açılan bu tür davalarla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Davanın avukatlarından İsmail Hakkı Atal “trajikomik” olarak nitelediği davayı şu sözlerle değerlendirdi:
“Trajikomik çünkü şirket ormanı keserken, bizim ormanı korumak için kurduğumuz dört metrekare çadır ‘ormana tecavüz etti’ diye dava açılıyor. Limak yan tarafta 760 dönüm ormanı kesiyor. Orman mı kaldı? Ormanı bırakmadınız! Biz ormanı sizden korumaya çalışıyoruz. Bu artık kelimelerle ifade edilemeyecek kadar absürt, komik ve Türkiye’de yargının ne hale geldiğini gösteren bir davadır. Türkiye’de yargı diye bir şey yoktur. AKP’nin hakimleri ve AKP’nin savcıları vardır. Tamamen göstermelik ve şekli bir yargılama yapmakta ve yukarıdan AKP Genel Merkezi’nden aldıkları talimatlarla halkın muhalefetini bastırmak ve korkutmak için böyle uyduruk davalar açmaktadırlar. Öfkemiz taşıyor artık.”
‘Ormanı işgal edenler belli’
İkizköy muhtarı Necla Işık, “Ormanı işgal ettiğimiz için değil koruduğumuz için yargılanıyoruz. Ormanı işgal edenler belli. Köylü yıllardır ormanını, zeytinini korumaya çalışıyor. Yaşasın onurlu mücadelemiz, yaşasın Akbelen” şeklinde konuştu.
Ahmet Tatar’sa bölgede kolluk kuvvetlerinin şiddet uygulandığını hatırlatarak, tepkisini şu sözler dile getirdi: “12 Eylül sabahı dramatik bir gündü. Komando, jandarma bir de buna ilave olarak Milas Jandarma Güçleri, resmi kıyafetlerle operasyon yaptılar. Şirketle iş birliği içerisinde bir operasyon yaptılar. Alandan bizi uzaklaştırarak alanı, kendileri işgal ettiler. Kullandıkları konteynerlerin üzerinde bir şeyi unutmuşlar. Şirketin YK Enerji’nin yani Limak ve İştaş’ın metal etiketlerini konteyner üzerinde sökmeyi unutmuşlar. Ve bu da operasyonun aslında günler önceden planlandığını ve o gün uygulamaya geçirildiğini gösteriyor. Ama asıl yargılanan bizler değiliz. Yargılanan Akbelen mücadelesi.”