Mardin 2’nci İdare Mahkemesi, Ahmet Türk hakkındaki soruşturmaların göreviyle ilgili olduğu ve “mahkum olma ihtimali vardı” gerekçesiyle kayyum atama kararının iptali istemiyle açılan davayı reddetti.
Mardin 2’nci İdare Mahkemesi, yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk hakkındaki soruşturmaların göreviyle ilgili olduğu ve mahkumiyet kararı verilmesi durumunda görevinden alınacağı gerekçesiyle kayyum atama kararının iptali istemiyle açılan davayı reddetti.
Mezopotamya Ajansından Ahmet Kanbal’ın haberine göre; İçişleri Bakanlığı tarafından 19 Ağustos 2019’da yerine kayyum atanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’ün, görevden uzaklaştırılmasına karşı Mardin 2’nci İdare Mahkemesine açtığı dava karara bağlandı. Mahkeme, yapılan yargılama sonrası davanın reddi yönünde karar verdi.
“Hukuk devletinin gereği” savunması
Mahkeme kararının gerekçesinde, Ahmet Türk’ün görevi ile ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma olmadığı ve görevden uzaklaştırılmasının kanuna aykırı olduğu yönündeki savunmasına karşılık, üzerine atılı iddiaların görevi ile alakalı olduğunu öne sürdü. Belediye başkanlarına yönelik her suç isnadına, ihbara ve şikayete dayanılarak sınırsız biçimde görevden uzaklaştırma işlemi tesis edilmesinin kamu hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesini sekteye uğratmayacağını savunan mahkeme, “Bakanlığın, kendisine ulaşan ihbar ve şikayetlerin doğruluk derecesini, isnat edilen suçun özelliğini dikkate alarak, görevden almayı gerektiren olumsuzlukları hukuken kabul edilebilir nitelikte açık olarak belirtip gerekçesini ortaya koyarak, geçici tedbir niteliğindeki görevden uzaklaştırma işlemini tesis etmesi hukuk devletinin gereğidir” iddiasına yer verdi.
Seçimden sonra ön inceleme başlatılmış
İçişleri Bakanlığına tanınan kayyum atama yetkisinin kamu yararına aykırı, nesnel iddialara dayandırılmadan kullanılmasının belediyelerin özerkliğini zedeleyeceği ve demokratik toplum yapısının gelişmesini engelleyeceği belirtilen kararda, Türk hakkında seçimlerden önce yaptığı konuşmalar ile katıldığı toplantılara dair açılan davalar sıralandı. Mahkeme, Türk hakkında 31 Mart 2019 tarihindeki yerel seçimlerden önceki süreçte açılan davaları sıralayarak, İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan “ön inceleme/araştırmanın” seçimden sonra da devam ettiğini kaydetti.
“Olası mahkumiyet hükmü” gerekçesi
Mahkeme, Türk’ün icra ettiği görevi, üzerine atılı iddiaların görev yaptığı süre içinde Anayasal düzene, hukuka ve mevzuata bağlı kalıp kalmadığı konusunda kamuoyunda şüphe uyandıracak ciddiyette olduğunu ileri sürdü. Kararda şu ifadelere yer verildi:
”Bununla birlikte yine söz konusu kovuşturmalar kapsamında alınacak olası bir mahkumiyet hükmünün, 2972 sayılı Kanunun 9 ve 2839 sayılı Kanunun 11 ve 5393 sayılı Kanunun 44’üncü maddeleri uyarınca davacının belediye başkanlığının düşürülmesine sebebiyet vereceği dikkate alındığında, bu soruşturma ve kovuşturmaların doğrudan davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşıldığından davacının anılan iddiası yerinde görülmemiştir.”
Mahkeme, kayyumda “kamu yararı” gördü
Türk’ün yargılanması sonucunda hakkında mahkumiyet kararı verilmesi durumunda görevinin düşürüleceğini, bu nedenle de hakkındaki soruşturmaların görevi ile ilgili olduğunu iddia eden mahkeme, “Soruşturma ve kovuşturmaların davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşılmakla, yerel yönetimlerin seçilmiş organları veya bu organların üyeleri hakkında, görevleriyle ilgili bir soruşturma başlatılması halinde geçici bir önlem olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabileceği, bu konuda merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde açık bir idari vesayet denetimi yetkisi bulunduğu ve bu yetkinin gerek savcılıkça yapılan ceza soruşturmasına, gerekse mahkemece yürütülen kovuşturmaya konu anılan fiillerin niteliği ve ağırlığı göz önüne alındığında somut nedenlere dayalı olarak ve soruşturmanın selameti için ve yapılan görevin niteliği ile bağdaşmayacağı dikkate alınarak kullanıldığı kanaatine varılmakla, bu nedenlerle davacının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin olarak kamu yararı ile hizmetin gereği olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.
“Suçlamalar görevi ile ilgili değil”
Türk’ün avukatlarından Erdal Kuzu, mahkemenin kararına karşı Gaziantep Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunacaklarını söyledi. Mahkemenin kararını “skandal” diye nitelendiren Kuzu, kararla birlikte hukukun en önemli sacayaklarından biri olan “masumiyet karinesinin” bertaraf edildiğini ifade etti. Kuzu, “Müvekkilimizin hakkındaki suçlamaların görevi ile ilgili olmadığı açık bir şekilde ortada olmasına rağmen mahkeme zorlama bir yorum ile suçlamaların Sayın Ahmet Türk’ün görevi ile ilgili olduğunu savunmaktadır. Masumiyet karinesi yerle bir edilmiş, Sayın Ahmet Türk’ün üzerine atılı suçlamalardan beraat edeceği göz önüne alınmak yerine ceza alması üzerine bir karar verilmiştir. Mahkeme adeta ‘ya mahkumiyet kararı verilirse’ şeklinde ‘ya tutarsa’ diyerek karar vermektedir. Bu açıkça Anayasa’ya aykırı, zorlama bir yorumdur.” dedi.
“Karar siyasi”
Mardin Büyükşehir Belediyesinde son günlerde yapılan müfettiş incelemeleri sonucunda çok sayıda üst düzey yöneticinin görevden alındığını, haklarında birçok suçlamadan dolayı suç duyurusu yapıldığına değinen Kuzu, “Yaşananlar tüm ülkenin gözleri önünde cereyan etmektedir. Kamu milyonlarca lira zarar uğratılmış, Mardin’in adı tüm ülkede kayyım döneminin yolsuzlukları ile beraber anılır hale gelmiştir. Buna rağmen mahkemenin halen burada kamu yararı görüyor olması akıl tutulmasıdır. Karar açık bir şekilde siyasi bir karardır” değerlendirmesinde bulundu.