Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü iklimle ilintili en büyük felaketlerinden biri olarak tarihe geçecek Kastamonu’da yaşanan aşağı yağış kaynaklı selde taşan Ezine Çayı’nda kurulu Ebru Hidroelektrik Santrali (HES) hakkında Kastamonu İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı aldığı, ancak bu karara rağmen projenin tamamlandığı ortaya çıktı.

HES için kamulaştırma yapılan bölgede arazisi bulunan bir yurttaşın dava açtığı proje için mahkemenin “telafisi olmayan zararlar doğurabilir” kararı vermesine rağmen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmadan projenin işletmeye alındığın belirlendi.

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki Ezine Çayı üzerinde bulunan ve kapaklarının açılıp açılmadığına ilişkin iddiaların hala netleşmediği Ebru Regülatörü ve HES, Tesla Enerji bağlı ortağı olan Berke Elektrik Üretim A.Ş. tarafından işletiliyor. 

Bu şirketler Zülfikarlar Holding bünyesinde faaliyet gösteriyor. Holding yönetim kurulunun başında İsfendiyar Zülfikari var. 

Geçmişte Fenerbahçe yönetim kurulunda da bulunan Zülfikari, AKP döneminde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın ihalesinden Türkiye Petrolleri’ni bünyesine katarak enerjide büyüyen isimlerden biri. Tesadüfe bakın ki, Zülfikarlar Holding, bu ihaleyi SBK Holding’i geride bırakarak kazanmış.

Berke Elektrik A.Ş. şirketinin yönetiminde bir ara Aziz Yıldırım’ın kardeşi Alaeddin Yıldırım da yer almış. Yıldırım, daha sonra yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiş.

Çok ilginç haberlerle gündeme gelen Zülfikari’ye yakın zamanda BDDK’nın açtığı bir soruşturma da var. Zülfikarlar Holding’in kamu bankasından düşük faizle kredi alıp kendi şirketi Akdeniz Factoring’e aktardığı oradan da dövize çevirip 200 milyon dolar olarak Londra’daki hesaplarına gönderdiği iddiası gündeme gelmiş.

30,62 MW kurulu güce sahip Ebru HES, 2017 yılında tam kapasite olarak üretime geçmiş.

Ebru HES, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’ndan (YEKDEM) 7,3 dolar-sent/kWh fiyatla yararlanıyor. 2016 yılında devreye alınan tesis 2026 yılına kadar bu teşvikten faydalanmaya devam edecek.

Sel felaketinden en fazla etkilenen Sinop’un Ayancık ilçesinde de Tesla Enerji’nin Çiğdem 1,2, 3 olmak üzere olmak üzere 16,80 MW kurulu gücünde faaliyet gösteren üç adet HES’i daha var.

Bu HES’ler için “ÇED gerekli değildir” kararı verilmiş.

Ebru HES ile ilgili geçmişten bugüne yaşananlara geçmeden önce Kastamonu’daki HES varlığına dair bir iki veri paylaşmakta yarar var.

Türkiye’nin görece küçük illerinden biri olan Kastamonu’da halihazırda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2018 raporuna göre, 40 tane HES projesi mevcut. Bunların toplam kurulu gücü 500 MW civarında.  

Ebru HES’in bulunduğu santral sahasına acele kamulaştırma ile yaklaşık 10 yıl önce el konulmuş.

Bu acele kamulaştırmaya karşı geçmişte verilen hukuk mücadelesini, bakanlıkların kontrol ve denetimden uzak izinlerini, uygulanmayan mahkeme kararlarını, göz ardı edilen gerçekleri ve göz göre göre gelen felaketi Halkevleri Avukatı Seçil Ege Değerli şöyle anlatıyor:

“Burası Kastamonu Bozkurt ilçesinin Kestanesökü Köyü. 2012 yılında köyün muhtarı bu santral sahası ile ilgili acele kamulaştırma kararına yönelik iptal davası açıyor. Aslında kendi arazisi bu alanda değil ancak santral alanı dışındaki ormanlık alanların ve tarım arazilerinin zarar göreceği gerçekçesiyle yürütmeyi durdurma istemli bir bir açılıyor. Mahkeme, 2013’te santralin kurulması halinde bölgenin telafi edilemeyecek şekilde zarar göreceği gerçekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Ancak, bu karar bir türlü uygulanmıyor. Konuyu takip eden avukatın çabasıyla çok kısa bir süre durdurulsa da proje, ÇED’e hiç tabi olmadan, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararları hiçe sayılarak faaliyete geçti.”

Diğer yandan, Ebru HES’in baraj kapakları açıldı mı, yoksa şiddetli yağmur suyuna dayanamayarak kırıldı mı hala muamma.

Kastamonu Valiliği’nin alelacele “HES patlamadı” açıklamasının ardından bir açıklama da Devlet Su İşleri’nden (DSİ) geldi, HES’in patlayarak ya da kapaklarının açılarak taşkına sebep olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı söylendi.

Tesla Enerji de, açıklamasında, “Bozkurt’taki santral su depolaması olmayan regülatör tipi bir hidroelektrik santraldir. Özetle, açılabilecek veya ani gelen suyun şiddetiyle patlayacak bir kapağı bulunmamaktadır” ifadelerine yer verdi.

Burada acele kamulaştırma kararlarıyla çevresel etkileri belirlenmeden, mahkeme kararları hiçe sayılan HES projeleri kadar DSİ’nin derelerin ıslahına izin vererek dere yataklarında yerleşimin önünü açarak tüm Karadeniz’i cehenneme çevirdiği gerçeği de göz ardı edilmemeli.

Bütün bir Türkiye coğrafyasının üzerine ev dikilecek arazi olarak görülmesinin, dere ve taşkın yataklarının arsaya çevrilerek imara açılmasının sonuçlarını acı tecrübelerle yaşıyoruz.

Avukat Seçil Ege Değerli, bu hafta tüm taraflarla ilgili kapsamlı bir suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Değerli, “Pek çok kurumun burada dahli var. Başta HES’in sahibi şirket olmak üzere Devlet Su İşleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Kastamonu Valiliği ve belediyeler için soruşturma başlatılmasını talep edeceğiz. Su kullanım sözleşmesinde ÇED’inin olmaması, Valiliğin onay vermesi, belediyelerin dere yatağına imar izni vermesi, HES için izinlerin verilmesi gibi pek çok konudan sorumlular. Bu haliyle Kastamonu, Karadeniz’in Soma’sı…” diyor.

Sonuç olarak, bakanlıklar, ilgili kurumlar görevini yapmıyor, denetim ve kontroller sağlanmıyor, çevresel etkiler tespit edilmiyor, mahkeme kararları uygulanmıyor, bilimsel gerçekler göz ardı ediliyor, en sonunda da felaketler, ölümler, yıkımlar göz göre göre geliyor.

Öyle ya nasıl gelmesin…