HDP milletvekillerinin tecrite karşı başlattığı Adalet Nöbeti’nde konuşan Orhan, iktidarın, Türkiye halklarını tecrit politikasıyla susturmaya çalıştığını kaydetti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için başlattığı Adalet Nöbeti, 31’inci gününde devam etti. Milletvekilleri Fatma Kurtulan, Kemal Peköz, Muazzez Orhan, Şevin Coşkun, Abdullah Koç, Kemal Bülbül, Serpil Kemalbay, Sait Dede, Hasan Özgüneş, Ayşe Sürücü ve Nuran İmir, “İmralı’da hukuk uygulansın”, “Tecrit insanlık suçudur” yazılı dövizlerle birlikte Meclis bahçesinde açıklama yaptı.
Açıklamada konuşan HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, 2 yıla yakın bir süredir Öcalan üzerinde “derinleştirilmiş” bir tecrit olduğuna vurgu yaptı. Tecridin sadece İmralı Hapishanesi ile sınırlı olmadığını söyleyen Orhan, Türkiye’deki tüm hapishanelere ve topluma yansıdığını aktardı.
Tecrit politikasıyla toplumun sindirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Orhan, “Bu tecrit politikasını uygulayan iktidarın temel hedefi kendi saltanatını ve iktidarını korumak Türkiye halklarını bu politika ile ses çıkaramaz hale getirmeye çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.
“Sorunun çözümü müzakeredir”
İktidarın ömrünü uzatmak için bu politikalarını sürdüreceğini kaydeden Orhan, savaş politikalarının bedelini Türkiye haklarının ödediğine değindi. Orhan, şöyle devam etti: “Bugün ülkenin içerisinde olduğu ekonomik siyasi ve toplumsal tüm krizlerin temel nedeni Kürt sorunun çözümsüzlüğünde ısrar etmek, savaş ve tecrit politikalarını derinleştirmektir. Bu çözüm değildir, çözüm iktidardan gelmeyecektir. O yüzden biz buradan tüm Türkiye halklarına, emekçilerine, kadınlarına sesleniyoruz. Tecrit bizim yaşamımızı etkiliyor. İktidarların çıkmaz politikaları yaşamlarımızı etkiliyor. Bu toplum yoksulluğa, açlığa, köleliğe mahkum edilmek isteniyor. Bugün itiraz eden herkes yine iktidarın baskı politikalarıyla susturulmaya çalışılıyor.
Cezaevlerinde son 2 yılda 141 cenaze çıktı. 600’ü ağır hasta olmak üzere 1500’ün üzerinde hasta tutsak var. Cezaevleri sesini duyurmak için açlık grevlerinde. Biz burada bu çığlıklara ses olabilmek için 31 gündür tecrit politikasının yaşamımızı nasıl etkilediğini söylüyoruz. Biz kez daha söylüyoruz. Tecrit politikalarıyla, savaş, inkar ve imha politikasıyla bu ülkenin temel sorunu olan Kürt sorununu çözemezsiniz. Sorunun çözümü diyalogdur, müzakeredir. Nihayet gelinecek yer müzakere masasıdır. Çok geç olmadan bu süreç başlatılmalı, İmralı’daki tecrit sonlandırılmalıdır. Türkiye halklarını geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Tecrit insanlık suçudur. Bu tecrit sona erinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”