A101’de çalışan kadın işçiler, regl olunca ped değiştirmeye bile fırsat bulamadıklarını söylerken rüyalarında bile çalıştıklarını ifade ediyor.
Pandemi sürecinde en zor ve en yoğun çalışanlardan market işçileri, emeklerinin karşılığını alamıyor. 12 saatten fazla çalıştırılmasına rağmen mesai ücretini alamayan, işin yoğunluğundan regl olmasına rağmen pedlerini değiştirmek için kasadan kalkamayan kadın işçilere reva görülen bu çalışma koşullarının karşısında en büyük tehdit ise işsiz kalmak. Markete müşteri gelsin ya da gelmesin işçilerin yemek yeme molaları dışında nefes almaları mümkün dahi değil. Ev, aile ve sosyal yaşantılarına vakit ayırmak, dinlenmek hayal. Ya bu koşullara rıza gösterecek daha çok çalışacaksın ya da milyonlar gibi işsiz kalacaksın ikilemi arasında bir sıkışmışlık yaşadıkları!
Tüm bu zorlukları yaşayan yüz binlerce market işçisinden ikisi Şeyda ve Yasemin A101’de market işçiliği yapıyor. Daha önce tekstil atölyelerinde çalışmışlar fakat atölyelerde sigortasız ve güvencesiz çalışma koşullarından kaynaklı sigortalı bir işe girerek kendilerine “güvenceli iş” diye tarif ettikleri A101’de çalışmayı“tercih” etmişler. Şeyda yaklaşık 3 yıldır market işçiliği yaparken Yasemin de 1 yıldır kuzeni olan Şeyda’nın yanında işe başlamış. Marketler birbirleriyle rekabet halindeyken fillerin üstünde tepindiği çimler gibi hissediyorlar kendilerini, kölece çalışma koşullarını böyle özetliyorlar…
Çözüm olarak tüm market işçilerinin birlikte mücadelesinin, seslerini birleştirmenin önemini anlatan kadınlar, kendilerine bu çalışma düzenini dayatan patronlara karşı; ancak örgütlü bilinç ve mücadeleyle market işçilerinin tüm kötü koşullarının değişeceğine inanıyor ve yan yana gelme, birlikte hareket etme çağrısı yapıyorlar.
SADECE UYUMAYA ZAMAN KALIYOR
Üç yıldır market işçiliği yapan Şeyda; “Pandemiden önce vardiyalı sistem üzerinden düzenli çalışıyorduk. Bazen 12 saat çalışıp full çektiğimiz günler oluyordu ama pandemiden sonra işler bizim için daha da değişti. Eskiden market açılışı yapacaksak yarım saat önceden gelmemiz istenirdi, şimdi ise ‘2 saat önce gelin’ diyorlar. Markette çalışan işçi sayısı zaten azdı.” Yerine tedarik eleman alımının çok zor gerçekleştiğini söyleyen Şeyda pandemideki çalışma koşullarını anlatmaya devam ediyor: “Pandemi başladığı zaman zaten eldiven ve maske yetersizliği vardı, artık bu yetersizlik sona erse de dinlenme molalarımız sadece yemek yemekten ibaret. Sabah saat en geç 7.30’da marketi açıyorsam akşam 20’de market kapansa dahi saat 22’de anca işim bitiyor. Kasayı kapatmam, sayım yapmamın bitmesi derken sadece uyumak için eve gittiğim vakitler oldu. 8 saat çalıştığımız günler var ama haftanın 1-2 günü full çalıştırıyorlar. Bugünlerin mesaisi bizim maaşımıza yansımıyor. Pandemiden dolayı zaten sosyal hayat yok, çalışma koşullarımızdan dolayı evdekilerle bile görüşmekte zorlanıyoruz. İzinli günümde evdekilerle plan yapmaya kalktığımda bir anda izinli yazıldığım günümün değiştiğini öğreniyorum ve işe çağrılıyorum. Hal böyle olunca sıkıştığımı hissediyorum. Ne evdekilerle vakit geçirebiliyorum ne de dinlenebiliyorum. Rüyada bile çalışıyorum. Arkadaşlarımla görüşmeye ihtiyaç hissetsem de bunu gerçekleştiremiyorum. Telefonda dahi insanın dertleşeceği arkadaşı kalmaz mı, benim yok. Çünkü bazen o kadar yorgun oluyorum ki dertleşmek, sohbet etmek benim için lüks oluyor.”
“İNSAN OLDUĞUMU UNUTTUM”
Özetle insan olduğunu unuttuğunu ifade ediyor Şeyda: “Sigortalı ve rahat iş diye başladığım markette insan olduğumu unuttum. Kasiyerlik yapıyorum kasa da açık çıktı mı hırsızlıkla suçlayan bakışlar, mağaza sorumlusunun mobbingine maruz kalmak bir yana kasa da çıkan açık maaşımdan da kesiliyor. Akşamları kasayı kapatırken defalarca para sayımı yapıyorum. Bazen uykularıma giriyor. Kasiyerlik yapmam yetmiyor, reyon düzenleme, malzeme taşıma yerine koyma gibi işleri de yaptırıyorlar. Yemek molam 1 saat ama ben hiç 1 saat yemek molası yaptığımı hatırlamıyorum. Bazen mola vermeden kasada kek atıştırdığım oluyor. Hastalandığımda izin almak sorun. Mağaza sorumlusu hastalanıp gelmediğim zaman birkaç gün öncesinde söylememi istedi. ‘Ben hasta olup olmayacağımı birkaç gün öncesinden nasıl bilebilirim’ diye sordum. İşsiz kalmamak için bu işte çalışmaya devam ediyoruz.”
“TUVALETE GİDİP PEDİMİ BİLE DEĞİŞTİREMEDİM”
Regl dönemlerinde bu koşullarda çalışmanın zorluklarından bahsediyor Şeyda, “Regl günümde bir defasında 15 saate yakın çalıştım. Artık full çalışmaktan da öteye geçti. Tuvalete gidip pedimi değiştiremedim. O gün ya kanamam dışarı geçtiyse korkusu yaşamak bir yana tuvalete gitme ihtiyacımı dahi karşılayamadım.”
ÇÖZÜM BİRLİKTE MÜCADELEDE
“Peki yaşanılan tüm bu kötü koşullara rağmen ne yapılmalı” sorusuna Şeyda şöyle yanıt veriyor: “Sanırım birlikte hareket etmemiz gerekir. Haklarımızı bilmeden işsizlik korkusuyla bizi çalıştıranlara karşı biz A101 ve diğer market işçileri ortak hareket etmeliyiz. Onların durumu da bizden farksız değil” dedi.
“SİGORTALI İŞÇİ” OLMA HAYALİ İLE KÖLECE ÇALIŞMAYA BİR YOL…
Yasemin tekstilde çalışırken daha mutlu olduğunu ifade ediyor: “Evet tekstilde yoruluyordum ama en azından daha özgürdüm. Atölyede yemek molasından, çay saatine atölye içerisindeki arkadaşlarımla sohbet edebiliyordum. Markette durumlar çok değişti.”
Tekstilden ayrılma sebebini ise sigorta olarak açıklıyor. Babası diyaliz hastası olduğundan sağlık sigortasından yararlanması için böyle bir işe ihtiyacı olduğunu söylüyor. “Pandemi başladığında markette kasiyer olarak çalışmaya başladım, ilk başta insan temasından dolayı eve virüs bulaştırırım diye çok korktum ama yapacak bir şey de yok. Markette sürekli bir işle uğraşmak zorundayız, müşteri olsun ya da olmasın. Mağaza müdürü sürekli bize yapılacakları söylüyor. Full çektiğimiz günlerin maaşını tam alamadım ben de. Market saatleri daha kısalmış görünse de aslında daha çok çalışıyoruz. Bazen açılışa gelince müşteri olmasa da bekliyorsun kapanışlarımız da işkence gibi oluyor. Kölece çalıştırılıyoruz aslında ama ses edemiyoruz. Çünkü korkuyoruz. Devlet gerekli denetlemeleri yapsa bizler insanca çalışabilsek keşke ama çok zor. Az insanla çok iş yapmaya çalışan mağaza müdürü var. Marketler arası rekabete giriyorlar ama olan biz işçilere oluyor.”
“A101 KAPIDA UYGULAMASI YOĞUNLUĞUMUZU ARTIRDI”
Bu arada zaten eldeki işleri yetiştirme telaşı içinde olan ve oldukça yıpranan A101 işçilerine bir de “A101 Kapıda” uygulaması ile ayrıca yükler bindirildi. Bu duruma da öfkeli Yasemin: “A101’de artık evlere servisler de başladı. Bu süreçte onun yoğunluğunu yaşıyoruz markette. Siparişe göre geçiş var. Ama bazen hem müşteri yoğunluğu hem online alışveriş yorucu oluyor. Bu kötü çalışma koşullarına karşı bir arada olmamızın önemine vurgu yaptı Şeyda, ama hem marketler devasa her yerde hem de biz işçilerin bu çalışma saatlerinde yan yana gelmesi çok zor. Yan yana gelirsek birlikte değiştirebiliriz belki.”
“12 SAAT ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ, BU HAK DEĞİL Mİ!”
A101 işçilerinin yaşadıklarını gündeme getiren ve geçtiğimiz günlerde “Kölelik düzenine son” çağrısıyla eylemlerin öncülüğünü yapan Mağaza Market Sendikası da tüm işçileri örgütlenmeye, birlik olmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyor. Mağaza Market Sendikası Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Berfin Özen, A101 işçilerine dayatılan kölelik düzeninin kabul edilebilir olmadığını vurgularken işçilerin sorunlarını şöyle özetliyor: “Ekonomik olarak bağımsız olmanın özellikle kadınların hayatları üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. Evde ev içi emekleri görünmez kılınan kadınların iş yerlerinde de hakları ödenmiyor. 12 buçuk saatlik çalışmaları 7 buçuk saat olarak yansıtılıyor ve fazla mesai ücretleri ödenmiyor. A101 her yere market açıyor, bunu yapacak kapasitesi var. Diğer market zincirleriyle rekabette kârını artırmak için az eleman çalıştırıyor bu nedenle işçilerin iş yükü de çok fazla oluyor. A101’de çalışan işçi arkadaşımızın sözlerini tekrar hatırlatalım. İşçiye reva görülen düzeni işçiler çok iyi ifade ediyor: ‘Beğenmiyorsun çık işten diyenler oluyor. Bankada birikmişim yok, çıksam iş yok! Ayrıca ben çıksam oradaki işçiler bu kölelikte çalışmaya devam etmeyecek mi, neden biz de insan gibi çalışmayalım? 12 saat çalışmak istemiyoruz, bu hak değil mi!’ Bu zamana kadar işçileri susturan patronlar, işçilerin susmadığını, itiraz ettiğini görüyor artık. İşçiler hakları için, düzgün çalışma koşulları için mücadele etmeye başladı. İşçilerin mücadelesi sürecek. A101 bu kölelik dayatmasından derhal vazgeçmeli ve işçilerin bütün haklarını gözeterek yeni düzenlemeler getirmelidir. İşçiler 8 saatten fazla çalışmak istemiyor. Üç kişinin yapacağı işi tek bir kişiye yükleyemezler. Ancak işçiler bunca iş yükü bir yana fazla çalıştıkları halde mesai ücreti alamıyor. Az kişi çalışmak zorunda bırakılan işçilerin mola hakları bile çoğu kez verilmiyor.”
“Bütün bu sömürü biçimleri bütün market işçileri için ayrı bir zorluk halinde” diyen Berfin Özen, “İşçiler bu gidişata sessiz kalmıyor, kalmamalıdır da. Bizler bugün işçilerle birlikte bir mücadele yürütüyoruz. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş yükünün azaltılması işçilerin başlıca istekleri arasında” diyor ve kendilerinin de sendika olarak bu mücadeleyi yükselterek ilerlediğini, “İşçilerin bütün haklarını alacağız” diyerek ifade ediyor.