Boğaziçi Üniversitesi’nde demokratik ve özerk üniversite talebiyle başlayan ve pek çok ile yayılan eylemlere dönük polis saldırısına, gözaltı ve tutuklama terörüne karşı 35 baro başkanı ortak açıklama yayınladı. Açıklamada Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanması sonrası demokratik protesto haklarını kullanan Boğaziçi öğrencilerine yapılan saldırıların hukuka uygun olmadığı vurgusu yapıldı.
Açıklamada ifade özgürlüğü kapsamında herkesin toplantı ve gösteri yapma hakkı olduğu vurgulanarak saldırının keyfi olduğu belirtildi.
Toplantı düzenleme özgürlüğünün demokratik toplumlarda korunması gereken temel haklardan biri olduğunun altı çizilen açıklamada şunlar belirtildi:
“Bir toplumu toplum yapan değerlerden olduğu ve bu nedenle de bu hakkı sınırlamaya yönelik müdahalelerin çok dar yorumlanması gerektiği; bu tür toplantılarda gerekli hoşgörünün gösterilmesi, toplanma özgürlüğü ve bu özgürlük çerçevesinde düşüncelerini ifade etme hakkının, demokratik toplumun temel özelliklerini teşkil ettiği; şiddete teşvik ya da demokratik ilkelerin reddi dışında –bazı görüşler ya da kullanılan ifadeler resmi mercilerin gözünde ne kadar sarsıcı ve kabul edilemez görünebilse de– koruyucu tedbir niteliğinde olan radikal önlemlerin toplanma ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik olarak kullanılmasının demokrasiye zarar vermekte olduğu; hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik toplumlarda barışçıl yöntemlerle toplanma özgürlüğünün uygulanmasının önemi vurgulanmıştır.”
“Her türlü baskı son bulmalı”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. Maddesi ve Anayasa’nın 90. ve 138. maddeleri uyarınca söz konusu kararlara uyulmasının zorunlu olduğunun altı çizilen açıklamada, bu bağlamda Boğaziçi öğrencilerine yapılan muamelelerin Anayasa’ya, AİHS’ne, AİHM’nin ve AYM’nin yerleşik içtihatlarına ve yasalara aykırı olduğu belirtilerek şunlar vurgulandı:
“Geçmişte olduğu gibi bugün de kimden gelirse gelsin hukuka aykırı tüm işlem ve eylemlerin karşısındayız. Suç oluşturmayan demokratik haklarını kullanan vatandaşlara karşı her türlü baskının son bulmasını, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş’ı, Mevlana’yı yetiştiren, hoşgörünün ve hümanizmin anavatanı olan ülkemizde bu gelenekleri yıkan ve bunlara karşıtlık oluşturan tüm söylem ve davranışların terk edilerek ülkemizin aydınlık yarınlarda kardeşçe yaşaması ülküsünü herkesin sahiplenmesini talep ediyoruz.”
İmzacı barolar şu şekilde:
“Adana Barosu Başkanı Av.Veli Küçük, Ankara Barosu Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Amasya Barosu Başkanı Av.Melik Derindere, Antalya Barosu Başkanı Av. Polat Balkan, Artvin Barosu Başkanı Av.Ali Uğur Çağal, Aydın Barosu Başkanı Av.Gökhan Bozkurt, Balıkesir Barosu Başkanı Av.Erol Kayabay, Bartın Barosu Başkanı Av.Ferhat Parlatır, Bilecik Barosu Başkanı Av.Halime Aynur, Bolu Barosu Başkanı Av.Sabri Erhendekçi, Burdur Barosu Başkanı Av.Ramazan Gedik, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, Çanakkale Barosu Başkanı A.Bülent Şarlan, Denizli Barosu Başkanı Av.Müjdat İlhan, Düzce Barosu Başkanı Av.Azade Ay, Eskişehir Barosu Başkanı Av.Mustafa Elagöz, Gaziantep Barosu Başkanı A.Bektaş Şarklı, Hatay Barosu Başkanı Av.Ekrem Dönmez, Isparta Barosu Başkanı Av.Ünsal Çankaya, İstanbul Barosu Başkanı Av.Mehmet Durakoğlu, Kastamonu Barosu Başkanı Av.Özgür Demir, Kırklareli Barosu Başkanı Av.Turgay Hınız, Kocaeli Barosu Başkanı Av.Bahar Gültekin Candemir, Malatya Barosu Başkanı Av.Enver Han, Manisa Barosu Başkanı Av.Ali Arslan, Mersin Barosu Başkanı Av.Bilgin Yeşilboğaz, Muğla Barosu Başkanı Av.Cumhur Uzun, Niğde Barosu Başkanı Av.Osman Çimen, Ordu Barosu Başkanı Av.H.Murat Poyraz, Samsun Barosu Başkanı Av.Pınar Gürsel Yıldıran, Sinop Barosu Başkanı Av.Hicran Kandemir, Tekirdağ Barosu Başkanı Av.Sedat Tekneci, Tokat Barosu Başkanı Av.Melih Yardımcı, Yalova Barosu Başkanı Av.Fedayi Doğruyol, Zonguldak Barosu Başkanı Av.Özel Eroğlu”